GERONTOLOJİK BAKIŞ

Vicdanın Bittiği Yerde Başlayan Bir Kâbus

Son günlerde ülkemizde dehşetle izlediğimiz bir olay, insanlığın karanlık yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi: Bebek çetesi. “Yenidoğanlar”ı, bilerek ölüme terk eden ve kazanç sağlamak uğruna masum canları feda eden, bu suç örgütünün korkunç faaliyetleri ortaya çıktıkça, toplumun vicdanı bir kez daha sızladı ve sarsıldı.

Henüz hayatın hiçbir kirine bulaşmamış, bir damla masumiyet olan bebeklerin canına kastedildiğini öğrenmek, yüreklerimizi tarifsiz bir acıyla dolduruyor. Ancak bu olay daha derin ve karanlık bir gerçeğin işareti de olabilir. Peki ya yaşlılar? Engelliler? Acaba bebeklerin ölüme terk edildiği gibi, başka savunmasız gruplar da ölümle baş başa mı bırakılıyor?

Çocukların ve Yaşlıların Hayatını Paraya Çevirmek

Bebek çetesi, ne yazık ki sadece bir grup hasta ruhlu insanın basit bir suistimalinden ibaret değil. Bu örgüt, sağlık sistemini, toplumun en zayıf halkası olan “Yenidoğanlar”ı birer “para kazanma aracına” dönüştürmekten çekinmemiştir. Bebekleri bilerek ölüme terk etmek, hatta öldürmek, sadece bir vicdansızlık değil, organize bir suçtur. Ve maalesef bu suç, gözlerimizi bir başka karanlığa çevirmemizi zorunlu kılıyor: Yaşlılar ve engelliler...

Yenidoğanların masumiyeti elbette tarifsizdir. Ancak bir de ömürlerinin sonuna gelmiş yaşlılarımız var. Yaşamlarının son demlerinde olan bu insanlar da, tıpkı yenidoğanlar gibi en savunmasız dönemlerinde olup, bakıma muhtaç, çaresiz ve belki de seslerini duyuramayacak kadar yalnızlar.

Bugün bebeklerin ölüme terk edilip parayla oynandığını öğrenmek, bir gün yaşlıların da aynı kaderi paylaştığı gerçeğiyle karşılaşacağımız korkusunu doğuruyor.

Engelli Bireyler: Sessiz Kurbanlar mı?

Engelli çocuklar ve yetişkinler de benzer bir tehdit altında mı? Ailelerine umut satan, bir yandan tedavi vaat ederken, diğer yandan bu kişilerin hayatını hiçe sayanlar var mı? Bu soruyu sormaktan çekinmemeliyiz. Engelli bireyler, toplumda en az fark edilen gruplardan biridir. Bu durum, onların hayatlarının kolayca göz ardı edilmesine, bazı karanlık zihinlerde ise birer “Yük” olarak algılanmalarına neden olabilir. Engellileri ve bakıma muhtaç bireyleri ticari fırsat olarak görenler, tıpkı bebek çetesi gibi, onların yaşamları üzerinden kirli kazançlar elde etmeye çalışıyor olabilir mi?

İnsanlık Nereye Gidiyor?

Bebek çetesi, sadece bir suç örgütü değil; insanlığın en temel değerlerinin ayaklar altına alındığının bir göstergesidir. Savcıyı ölümle tehdit eden, insanların yaşamına bu kadar pervasızca müdahale edebilen bir yapı, toplumda ne denli derin bir çürümenin olduğunu gözler önüne seriyor.

Eğer bu olay, gerçekten de bir buz dağının sadece görünen yüzüyse, daha ne kadar dehşet verici olayla karşılaşacağımızı tahmin bile edemeyiz.

Her gün hastanelere, sağlık merkezlerine, bakımevlerine emanet ettiğimiz sevdiklerimiz, bu kadar kolayca suistimal edilebilirken; vicdan ve ahlak, nasıl bu denli geride kalabilir?

Bebek çetesiyle birlikte gün yüzüne çıkan gerçek, aslında tüm toplumun yüzleşmesi gereken bir sorun. Sağlık hizmetlerinin ticaretle bu kadar iç içe geçtiği, insan hayatının bir metaya dönüştüğü bir dünyada yaşıyoruz. Ne bebekler, ne yaşlılar, ne de engelliler böylesine acımasız bir sistemin kurbanı olmamalıdır.

Daha Fazla Şeffaflık ve Denetim

Bugün, bebek çetesinin dehşet verici gerçekleriyle yüzleşiyoruz. Ancak bu olayın ardından, daha fazla şeffaflık, daha sıkı denetim ve daha sağlam etik kurallar getirilmediği sürece, yarın benzer trajedilerle karşı karşıya kalmamız işten bile değildir.

Sağlık sistemimizin en kırılgan bireylerini korumak, bir toplum olarak en öncelikli görevlerimizden biri olmalıdır. Aksi takdirde, bebeklerin yanı sıra, yaşlılar ve engellilerin de bu kirli oyunun kurbanı olduğu günler çok da uzak olmayabilir.

Bebek çetesi davası, hepimize bir uyarı niteliğindedir. Bu dehşet verici olayın, sadece bir son değil, çok daha büyük ve karanlık bir tablonun küçük bir parçası olabileceğini unutmayalım.

Hem bebekler, hem yaşlılar, hem de engelliler için daha adil, daha vicdanlı ve daha insan odaklı bir toplum inşa etmenin tam zamanıdır. Eğer biz harekete geçmezsek, belki de yarın kaybettiğimiz bebeklerin, yaşlıların ve engellilerin yasını tutmak zorunda kalacağız. Unutmayalım: İnsanlık, vicdanla başlar ve vicdanın bittiği yerde başlayan her şey karanlıktır.

Böyle düşünüyor Gerontoloji. Bizden söylemesi…

Yayın Tarihi
22.10.2024
Bu makale 81 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!