GERONTOLOJİK BAKIŞ

Fedakârlık (Altruizm)

Fedakârlık, başkasına mı, yoksa bu eylemi yapanın
kendisine yönelik midir? Bunun detaylı cevabını, ancak bilimsel literatürde bulabilirsiniz. Ben, sadece konu
hakkında birkaç düşündürücü görüşü ortaya koymakla yetineceğim.

Altruizm (fedakârlık) kavramı ve düşüncesi, yeni ortaya çıkan sosyal ve beşeri bilimlere 19. Yüzyılın ortalarında Fransız filozof Auguste Comte tarafından tanıtıldı. Yeni bir “İnsanlık dini” geliştirdiğini iddia etti. Bunun program
formüllerini ise, “Düzen ve ilerleme” ve “Başkaları için
yaşam" olarak tanımladı (Volz, 2005, s. 44). Comte’nin iyi niyetinden şüphe duymaya gerek yok, ama Fransızların bunu nasıl anladıkları konusu tartışılabilir. Sadece
Afrika’da ve Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra Anadolu’da Türklere yaptıklarını hatırlamak yeterlidir. Son yıllarda
Avrupa’da hızla yayılan ırkçılığı ve birkaç hafta içinde dünyayı altüst eden açıklamaları ve eylemleriyle Trump’ı da hesaba katınca, “Demokrasi kalesi” zannedilen “kalelerde”, gayri insani düşüncelerin son birkaç haftada Trump ile filizlenmediği kesindir. Comte’nin formülünü şöyle değiştirmek gerekir: “Bizim düzenimiz ve bizim
ilerlememiz” ve “bizden olan başkaları için yaşam”.   

Herkesin hayatının belirli anlarında kendisini veya bir
başkasını “Fedakâr” olarak tanımladığı anlar vardır.
Bilimsel literatürde “Altruizm” olarak da bilinen, günlük ve profesyonel dilde de kullanılan “Fedakârlık” kavramı
üzerinde biraz duralım. Örneğin yaşlı anne veya
babasının bakımını üstlenen kişileri, çevresindekiler
genellikle “Fedakâr” olarak tanımlar. Günlük dilde,
fedakârlık, bir kişinin başka bir kişinin çıkarını, yararını veya refahını destekleyen davranış veya eylemi
tanımlamak için kullanılır. Aynı zamanda bu tür
davranışların ahlaki açıdan doğru olduğu ifade
edilmektedir.

Burada iki kutup arasında bir süreklilik vardır. Kutupların biri, fedakârlık eyleminin yalnızca eylemde bulunan
kişinin bireysel çıkarını maksimize etme perspektifinde gerçekleşmesi (egoizm) gerçeğiyle belirlenen bir anlama işaret eder. Diğer kutup ise, eylemde bulunan kişinin tam bir “Özverili” olması fikridir; yani, yalnızca diğer kişinin
iyiliği gözetilmekle kalınmaz, aynı zamanda eylemde
bulunan kişi, kendi iyiliği için açıkça fark edilebilir
dezavantajları, hatta kendi hayatını bile tehlikeye atma noktasına kadar kabul eder.

Fedakârlık, çoğunlukla eylemde bulunan kişinin
özelliklerini veya onun mizacını ve motivasyonunu ifade eder (eylemin sonuçlarına atfedilen nitelikleri değil).
Dolayısıyla burada söz konusu olan, ahlaki veya
erdem-etik dil kullanımıdır.

“Fedakâr” kelimesinin günlük yaşamdaki anlamı “İyi”, “Yardımsever”, “Bencil olmayan”, “Şefkatli”,
“Dayanışmacı” ve benzeri ifadelere yakındır ve günlük
anlam karmaşası içinde, kesin bir şekilde birbirinden ayırt edilemezler. Bu terimin günlük hayatta kullanılmasının
çekiciliğiyle, kullanımına ilişkin bilimsel bir açıklamanın gerekliliği arasında yakın bir ilişki vardır.

Günlük dilde, açıklayıcı, değerlendirici ve yönlendirici
anlamlara sahip, (betimleyici, açıklayıcı) beşeri bilimler ile (değerlendirici, normatif) etik arasında örtük bir biçimde hareket eden, dolayısıyla insanların davranışlarına ilişkin ampirik yargıların, bu davranışın ahlaki onayıyla
ilişkilendirilmesine olanak tanıyan bir ifadeyi
kullanabilmek bir avantajdır.

Ancak günlük dilin birçok kullanımında bir miktar yargı
ikilemi de vardır; bir davranışın gerçekten “Fedakârca” olup olmadığı konusunda, şüpheler ve kuşkular ortaya
çıkar. “Fedakârlık” teriminin teşhir edilmesine ve ideolojik bağlamda eleştirel şekilde kullanılmasına ihtiyaç vardır ve bu husus, son zamanlardaki bilimsel kullanımıyla da güçlü bir şekilde öne sürülmektedir.

Sosyal hizmetlerin bilimsel tematizasyonu da dâhil olmak üzere kullanılan dil, günlük dile benzerdir. Kullanımın iki bağlamı ayırt edilebilir: daha ziyade olumlu olan ve daha ziyade eleştirel olan. Mesleki teori üzerine yakın tarihli
literatürde “Mesleki fedakârlık” ifadesi, genellikle sosyal hizmetlerin profesyonelleşmesinin tarihindeki ilk döneme atıfta bulunur. Terimin kendisi hiçbir yerde ayrıntılı olarak açıklanmamıştır ve kullanımı haklı çıkarılmamıştır.

Öte yandan, “Fedakâr” kelimesinin mesleki-eleştirel ve potansiyel olarak gayri meşrulaştırıcı kullanımı,
“Yardımcıların” güdülerinin psikanalitik, ideolojik-eleştirel bir amaçla analiz konusu yapıldığı bağlamlarda açıkça baskındır. “Yardımcı sendromu”ndan söz edildiğinde,
yalnızca ideolojiye eleştirel bakıldığında ve
meta-terapötik bakış açısıyla anlaşılabilen “Yardımcıların” gerçek güdülerinin, yardımcıların kendilerinin atıfta
bulunduğu güdülerden farklı olduğu varsayılır. Yardım edenler başkalarına yardım etmek için değil, eninde
sonunda kendilerine yardım etmek için yardım ederler.

Böyle düşünüyor Gerontoloji… Bizden söylemesi.

Yayın Tarihi
13.03.2025
Bu makale 115 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!