Hayat bir “Tornavida” gibidir. Önce onu kavramalı, sonra ucu keskin olan şaftı, “Hayat vidasına” yerleştirip tüm gücünüzle çevirmelisiniz.
“Hayat bir yolculuktur” veya “Hayat bir oyundur” gibi, şiirsel veya felsefi imgelerle düşünmeye alışığız, ama hayatı bir “Tornavida”ya benzetmek, ilk başta neredeyse saçma geliyor. Teknik. Kaba. Romantik değil.
Ancak tam da bu somut metaforda, hayatlarımızla nasıl başa çıktığımız (ya da çıkamadığımız) konusunda, bana göre derin bir gerçek yatıyor. Bu benzetmenin bileşenlerini isterseniz tek tek inceleyelim, belki de basit bir tornavidanın hayatımız hakkında birçok felsefe kitabından daha fazlasını anlattığını keşfedeceğiz.
Bir tornavida, ancak onu kavrarsan işlevini yerine getirir. Aynı şekilde, hayat da aktif katılım gerektirir. Pasif kalırsanız, hiçbir şeyi ne gevşetebilir, ne de sabitleyebilirsiniz. Hayatı kavramak, sorumluluk almak demektir. Tüm zorlukları ve fırsatları ile hatalarımızı kabullenerek hayata dönmek demektir.
Tornavida, yalnızca bilinçli kullanıldığında işe yarayan bir alettir. Vidanın nerede olduğunu bilmelisiniz. Bu husus, sorunu, görevi, hedefi, yani hayatta değişimin gerekli olduğu noktayı sembolize etmektedir. Bu durum, odaklanmayla, hassasiyetle ve rastgele hareketlerle bir şey başarılamayacağını anlamakla ilgilidir. Hayatınızı değiştirmek istiyorsanız, nereden başlayacağınızı bilmelisiniz.
Bu nokta, kendinizi sorgulamak, kendinizle zorlu bir konuşma yapmak veya eski alışkanlıkları terk etmek anlamına gelebilir. Tornavidayı üzerine koyduğunuz vida, gücün etkili olduğu veya olması gerektiği asıl noktadır. Bu analojide vida hayatta karşılaştığımız her türlü problem olarak düşünülebilir. Problemleri çözmek için aktif olmak, onların üzerine gitmek kaçınılmazdır.
Bir tornavida yalnızca doğru tutuş ve doğru pozisyonu belirlemekle değil, aynı zamanda bazen kuvvetle, bazen de hassasiyetle onu çevirmeniz gerekir. Bazen bunu başarmak ise zordur. Vida, paslı olabilir ya da eğri olabilir. Ama eylem olmadan hiçbir şey olmaz. Dolayısıyla hayatın paslı, eğri, sorunlarının üzerine gitmemiz, onlarla bilinçlice mücadele etmemiz gerekiyor.
Hayat aynı bu şekilde işler. Ne yapılması gerektiğini bilmek yeterli değildir. Asıl önemlisi “Yapmanız” gerekir. Hem de sadece bir kez değil, tekrar tekrar. Kararlılıkla. Azimle. Bazen hayal kırıklığıyla, ama her zaman bir fark yaratma isteğiyle.
Tornavida kullanmış olan herkes bilir: Dikkatli olmazsanız kaydırabilirsiniz. O zaman yüzeyi çizer, hatta elinize çarpar. Hayat da farklı değildir. Dikkatli olmazsanız, iyi niyetli bir güç bile, kendimize veya başkalarına zarar verebilir. Bu konu şu anlama gelir: Sorumluluk sadece güç değil, aynı zamanda hassasiyet gerektirir. Bu eylem, kararlılık ve düşüncelilik, azim ve esneklik arasında denge sağlayan bir eylemdir.
Her tornavida, her vidaya uymaz. Dolayısıyla vidaya uygun tornavida kullanmanız gerekir. Hayatın vidaları, yani sorunları da uygun çözümler gerektirir. Hayattaki her sorunu, aynı “Tornavida” ile yok edemeyiz. Bazen doğru alete sahip birinin yardımına ihtiyacınız olabilir. Her sorunu tek başınıza çözmeniz de mümkün değildir ve ayrıca her şeyi tek başımıza yapmak zorunda da değiliz; ancak doğru aleti, ne zaman ve nasıl kullanacağımızı çok iyi bilmeliyiz.
Hayatı bir tornavida olarak düşünmek ilk başta mekanik, hatta banal görünebilir. Ancak hayata gerçekçi, dürüst ve güçlü bir bakış açısı kazandırır. Hayat her zaman bir macera veya oyun değildir. Çoğu zaman aslında ağır bir iştir. Emek gerektirir.
Vidalar, bazen gevşek, bazen ise sıkıdır. Bazen başarıyla, bazen de aksiliklerle karşılaşılır. Ancak aleti ele almak, vidaya odaklanmak ve azimle onu çevirme cesaretine sahip olmak şarttır. O zaman “Vidaların” nasıl gevşediğini, nasıl değiştiğini deneyimleyeceğiz.
Öyleyse: Hayatı vidalarına rağmen yakalayın. Onu kendi gücünüzle çevirmeye başlayın. Tek başınıza çeviremediğiniz zamanlarda, çevrenizdeki dostlarınızdan yardımcı olmalarını isteyin.
Böyle düşünüyor Gerontoloji… Bizden söylemesi.