Yaşlılar için “iyi” bir şeyler yapmak isteği dile getirildiğinde, bundan her zaman şüphe duymuşumdur. Günümüzün modern toplumlarında sayıları sürekli çoğalan ve ölüme yaşamdan daha yakın olan insanlara, tarihin hiçbir döneminde “iyi niyet” ile yaklaşılmadığı dikkate alındığında, bugünün “demokratik” toplumlarında yetişen insanı, ne oldu da yaşlılara birdenbire iyi niyetle yaklaşıyor?
İyi niyet kavramı da analize muhtaçtır. Kimin için iyi? Günümüzde yaşlılık algısı, geçmişe nazaran büyük bir değişim içerisindedir. Artık yaşlılık, sadece bir gerileme ve geri çekilme dönemi olarak değil, aynı zamanda aktif bir yaşamın başlangıcı olarak da görülüyor. Ancak bu aktif yaşam kavramının, yaşlılar tarafından tanımlanmadığına da dikkat edilmelidir. “Uzman” denilen bir grup, ki çoğu yaşlı değildir, yaşlı kabul ettikleri kişilere iyi niyetle “Aktif Yaşa!” mesajını iletiyor.
Bu mesajdan ortaya çıkan, "Yeni Yaşlılar" olarak da adlandırılan bir grup insan, yaşlılık deneyimini yeniden tanımlayarak (aslında başkaları tarafından tanımlananı kabul ederek), yaşlanmanın sadece fırsat olmadığını, aynı zamanda aktif bir yaşam tarzının kapılarını araladığını da vurgulamaya başladılar.
Elbette ki insanlar aktif yaşam sürdürmeli, sağlığına dikkat etmelidir, ama “Geleneksel Yaşlılık” algısından farklı olarak, “Yeni Yaşlı” hareketi, aktif yaşlılığı, geri çekilme ve izolasyon dönemi olarak görmeyi reddediyor, ancak sonunda (yeterince uzun yaşarsa) bunun bir hayal olduğunu görmek zorunda kalıyor. Yaşlılık dönemini aktif müdahale, sosyal ilişkiler ve yaşam boyu öğrenme gibi fırsatlarla karakterize eden bu insanlar için, yaşlılık bir yaşam evresinin sonu değil, aksine yeni bir başlangıç ve yeni keşiflerin zamanıdır.
Yeni yaşlılar için önemli olan yaşamın tadını çıkarmak ve kendilerindeki potansiyeli gerçekleştirmektir. Kendini gerçekleştirme, yaratıcılık, kişisel gelişim, yeni deneyimlere açıklık, onların yaşam özlemlerinin merkezinde yer almaktadır. Bu “Yeni Yaşlı” insanlar, emekliliklerini sadece dinlenme ve boş zaman dönemi olarak değil, aksine yaşlılık dönemini sözde yaşamlarının “En Verimli” ve “Heyecan Verici” dönemlerinden biri olarak değerlendirirler.
Yeni yaşlılar, sosyal bağlantılarını sürdürmeye ve kültürel olanaklardan faydalanmaya önem verirler. Seyahat, iletişim ve kültürel etkinliklere katılma, yaşamlarının önemli bir parçasıdır. Bu insanlar, toplumlarıyla etkileşim içinde kalarak, yaşlılık dönemini daha zengin ve anlamlı hale getirirler. Her şey güzel ama devamına da bakalım.
Yeni yaşlı hareketi, sadece bu yaş grubundaki insanları değil, aynı zamanda toplumun yaşlılık algısını ve sosyal politikalarını da etkilemektedir. "Diğer" yaşlanma olguları, örneğin hastalık ve ölüm gibi konuların dâhil edilmesi ve ele alınması göz ardı edilir. Bu yeni yaşlı hareketinin ardında, yaşlılık dönemindeki insanların potansiyellerini ve ihtiyaçlarını tanımlamak ve yeni sosyal gereksinimleri formüle etme çabası vardır. Yeni yaşlılar, yaşlılık kültüründe önemli bir devrim yaratıyor gibi görünüyor.
Yeni yaşlı inisiyatifi, yaşlı bakımı kapsamının ötesine geçen bir yaşlılık kültürünün de öncüsü olarak görülüyor. Bu yeni yaşlılık kültürü, izolasyon ve geri çekilme ile değil, aksine aktif müdahale ve sosyal kaynakların kullanımı ve emekliliğe özgü yatkınlık ve özgürlük fırsatları ile karakterize edilmektedir. Yeni yaşlı denilen insanlardan, sadece serbest zaman etkinlikleri ağına dâhil olmaları istenmiyor. Onlara yönelik asıl slogan, yaşlılıkta hâlâ keşfedilecek yeni bir şeyler olduğuna ve yaşlılığın aynı zamanda aktif yaşam planlaması için fırsatlar sunduğuna dair “Vurgulu Bir Vaat Görevi” görüyor.
Onlara “yaşlanmak” olarak gördükleri fırsatı aktif olarak kullanmaları tavsiye ediliyor. Kendini gerçekleştirme, yaratıcılık, kişisel gelişim ve yeni şeylere açıklık, onların yaşam özlemlerinin merkezinde yer alıyor. Tüketim yoluyla da hayattan keyif almak, seyahat ederek hareketli kalmak, teknolojinin sunduğu iletişim olanaklarını kullanmaya sevk edilmek, sosyal bağlantılardan ve kültürel olanaklardan yararlanmalarını sağlamak, bu “Yeni Yaşlı” denilen yaşam tarzını karakterize eder.
“Diğer yaşlıların” ise hâlâ karşı karşıya oldukları ve gelecekte de devam edecek “klasik sorunlarına” bakış (yoksulluk, ağır hastalık, bakım ihtiyacı, yalnızlık, terk edilmişlik), “Yeni Yaşlı” algısıyla birlikte giderek bulanıklaşıyor. Yeni yaşlı hareketi, toplumun ve sosyal politikanın “hastalık, yatalak olmak ve ölüm” gibi “diğer” yaşlanma olgularını gözden kaçırmasına ve bastırmasına yardımcı oluyor.
Eski rol yüklemeleriyle (pasif, acı çeken, dünyadan geri çekilmiş) yetinmeyen “Yeni Yaşlılara” yönelik temel çağrı aslında, bu gruba dâhil olacak geriden gelen birçok yeni yaşlının, yalnızca fiziksel potansiyellerine karşılık gelmiyor.
Bu girişim, öncelikle yeni sosyal gereksinimleri formüle etme ve anlam atama girişimidir. Bunun meşru kılınması sosyal bütçelerde şu mantığa göre kesinti yapılmasıdır: Eğer yaşlılar zaten bu kadar iyi durumdaysa ve gelecekte daha fazla yaşlının da bu iyi durumu devam etmesi beklenecekse, o zaman bu gruba ilave olacak yeni yaşlıların diğer yeni yaşlılardan bir şeyler alması gerekir (bütçe kesintisi). Böylece sayıları azalan gençler korunabilir.
Böyle yorumluyor Gerontoloji; bizden söylemesi…