Günümüz modern toplumlarında, artan yaşam beklentisi sonucunda daha fazla sayıda yaşlı insanın bulunması, tarihte görülmemiş yeni zorluklar ve fırsatlar yaratmaktadır. Bu zorlukların üstesinden gelmek ve fırsatları yakalamak, demografik yaşlanma olgusunu nasıl algıladığımıza ve onunla nasıl başa çıktığımıza bağlıdır.
Yaşam beklentisinin artması, sosyal ve ekonomik değişikliklere yol açmaktadır. Bir yandan, yaşlanan nüfusla birlikte, sağlık harcamalarında artış, yeterli bakım ve destek hizmetleri sunma ihtiyacı, emeklilik ve sosyal sistemlerin güvenliği gibi zorluklarla karşı karşıyayız. Bu durum, sağlık hizmetlerinin maliyetlerinde artışa ve sosyal hizmetlerin talebinde büyümeye neden olmaktadır.
Öte yandan, yaşam beklentisinin artması yeni fırsatlar da sunmaktadır. Artan yaşlı nüfus, zengin bir deneyim ve bilgi havuzunu temsil etmektedir. Yaşlılar, nesiller arası ilişkileri teşvik ederek, topluma değerli katkılar sağlayabilirler. Ayrıca yaşlılara yönelik yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirme potansiyeli de mevcuttur.
Demografik yaşlanmanın getirdiği zorlukların üstesinden gelmek ve fırsatlardan yararlanmak için, yaşlıların ihtiyaçlarını ve potansiyelini daha iyi anlamalı ve uygun önlemleri almalıyız. Bu husus, yaşlılıkta sağlığın ve aktif yaşam tarzının teşvik edilmesini, yaşa uygun iş ve eğitim fırsatlarının yaratılmasını, sosyal destek ağlarının güçlendirilmesini ve sağlık ve sosyal sistemlerin yaşlanan nüfusun ihtiyaçlarına göre uyarlanmasını içermektedir.
Mart ayında ülkemiz Yerel Seçim heyecanı yaşadı. Bu süreçte gözlerin çoğu politikacılara çevrildi. Ancak dikkat çekici bir şekilde, aylardır süren seçim propaganda ve vaatleri arasında, yaşlanan toplumun meseleleri hakkında neredeyse hiçbir açıklama yapılmadı. Gözler önünde olan bu gerçek, politikacıların yaşlılık ve yaşlanma gibi önemli bir konuyu görmezden geldiğini ve yeterince ele almadığını göstermektedir.
Yerel seçim sürecinde politikacıların kampanyalarında, özellikle emekli maaşlarına odaklanıldı ve bu konuda çeşitli vaatlerde bulunuldu. Elbette emekli maaşları önemlidir ve emeklilerin refahlarının korunması gereklidir. Ancak yaşlanan bir toplumda karşılaşılacak daha birçok zorluk ve ihtiyaç bulunmaktadır. Bunlar arasında sağlık hizmetlerine erişim, yaşlı bakımı, yaşlılara yönelik sosyal destek ve toplumsal katılım gibi konular da bulunmaktadır.
Yaşlanan nüfusunun sağlık ihtiyaçları artmaktadır ve bu da sağlık hizmetlerine olan talebi artırmaktadır. Bununla birlikte, yaşlıların bakım ve destek ihtiyaçları da giderek artmaktadır. Politikacılar, bu zorlukları ve ihtiyaçları görmezden gelerek, yaşlanan toplumun gerçek sorunlarına çözüm üretmekten uzak kalmaktadır.
Ayrıca yaşlılar için uygun yaşam koşulları, toplumda aktif katılım ve sosyal ilişkiler gibi faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Yaşlıların yaşam kalitesini artırmak ve toplumsal entegrasyonlarını desteklemek için, politika yapıcılarının daha kapsamlı ve etkili önlemler alması gerekmektedir.
Politikacıların yaşlanan toplumun meselelerini görmezden gelmesi ve sadece belirli bir kesimin taleplerine odaklanması eleştirilmelidir. Yaşlılık ve yaşlanma, toplumun her kesimini ilgilendiren ve çözüm gerektiren bir konudur. Politikacıların bu gerçeği dikkate alarak, yaşlanan toplumun ihtiyaçlarına uygun politikalar geliştirmesi ve uygulaması gerekmektedir.
Genel olarak, demografik yaşlanma olgusuyla mücadele etmek bireysel, toplumsal ve politik düzeylerde bütünsel ve koordineli bir yaklaşım gerektirir. Yalnızca kapsamlı bir anlayış ve proaktif yönetim yoluyla zorlukların üstesinden gelebilir ve demografik yaşlanmanın sunduğu fırsatları yakalayabiliriz. Bu durum, toplumun genel refahını artırarak, yaşlanan nüfusun getirdiği değişikliklerle başa çıkabileceğimiz ve toplumumuzu daha güçlü hale getirebileceğimiz anlamına gelir.
Böyle buyuruyor Gerontoloji., bizden söylemesi…