GERONTOLOJİK BAKIŞ

Immanuel Kant ile Yaşlanma Üzerine Beyin Jimnastiği

"Beyin jimnastiği," genellikle zihinsel aktiviteler yoluyla beyin sağlığını korumak veya geliştirmek için yapılan egzersizler için kullanılan bir terimdir. Bu terim, beyin sağlığını korumak veya iyileştirmek için kullanılan çeşitli zihinsel aktiviteleri ve egzersizleri kapsar. Beynin esnekliğini artırmak, hafızayı güçlendirmek, odaklanmayı artırmak, problem çözme becerilerini geliştirmek ve bilişsel işlevleri iyileştirmek için kullanılır. Beyin jimnastiği aktiviteleri arasında bulmaca çözme, matematiksel problemleri çözme, dil öğrenme, enstrüman çalma, resim yapma, yazı yazma, hafıza oyunları oynama ve zorlu düşünme görevleri gibi çeşitli zihinsel aktiviteler yer alır. Bu tür aktiviteler beyin hücrelerinin bağlantılarını güçlendirebilir, sinir ağlarını yeniden yapılandırabilir ve beyin işlevlerini iyileştirir. Beyin jimnastiği, yaşlanma sürecinde bilişsel gerilemeyi önlemeye veya yavaşlatmaya yardımcı olabilir ve beyin sağlığını genel olarak destekler. Ayrıca beyin jimnastiği aktiviteleri genç yaşlarda da beyin gelişimini teşvik etmek ve bilişsel yetenekleri artırmak için önemlidir.

Şimdi ben sizi, Kant'ın bir görüşü üzerine fikir jimnastiğine davet ediyorum. Immanuel Kant'ın felsefesiyle yaşlanma arasında bir bağlantı kurabiliriz. Kant'ın etik felsefesi, özellikle insanın ahlaki olarak kendini nasıl geliştirebileceği üzerine derin düşünceler içerir. Yaşlanma ise, insanın fiziksel ve zihinsel olarak değiştiği bir süreçtir. Bu süreç boyunca insanlar yaşlanmayla ilgili bir dizi farklı deneyim yaşarlar.

Kant'ın etik felsefesi, insanın ahlaki olarak kendini geliştirmesi ve kategorik ahlak yasasına uyması gerektiğini savunur. Kategorik ahlak yasası, insanların her zaman evrensel olarak geçerli olan ahlaki prensiplere göre hareket etmesi gerektiğini ileri sürer. Bu husus, insanların başkalarına saygı göstermesi, dürüst olması ve adaletli davranması gerektiği anlamına gelir.

Yaşlanma süreci, insanların değiştiği ve dönüştüğü bir süreçtir. Fiziksel yaşlanma genellikle güç kaybı, esneklikte azalma ve sağlık sorunlarının artmasıyla ilişkilidir. Zihinsel açıdan çok ileri yaşlarda (90 ve üzeri) bellek kaybı, odaklanma güçlüğü ve bilişsel gerileme gibi sorunlar da yaşanabilir.

Kanımca bu noktada Kant'ın felsefesi devreye girebilir. Yaşlanma sürecinde de, insan ahlaki kararlar verir ve kategorik ahlak yasasına uymaya çalışabilir. İnsanlar ömür boyu öğrenme ve büyüme fırsatına sahiptir. Bu süreçte, hâlâ ahlaki olarak kendilerini geliştirebilirler, başkalarına karşı saygılı olabilir ve topluma katkıda bulunabilirler.

Kant, “Saf Aklın Eleştirisi”nde düşünme işlevinin dört başlık altında toplanabileceğini söyler: Yargıların niceliği, yargıların niteliği, ilişki ve modalite. Kant, insan bilgisini ve bunun mümkün olduğu koşulları ele alır. Bahsedilen bu 4 başlık - Nicelik, Nitelik, İlişki ve Modalite -, onun temel düşünce biçimleri olarak gördüğü zihin kategorilerine gönderme yapıyor.

Nicelik: Şeylerin miktarı veya sayısı hakkında nasıl yargılarda bulunduğumuzu ifade eder. Örneğin “Bu masa büyük” ya da “Gökyüzünde çok yıldız var” diyebiliriz.

Kalite: Yargıladığımız şeylerin doğası veya özellikleriyle ilgilidir. Örneğin “Bu masa ahşaptan yapılmış” ya da “Bu kitap ilginç” diyebiliriz.

İlişki: Nesnelerin birbiriyle olan bağlantısıyla ilgilidir. Örneğin, "Bu gül şundan daha güzel" ya da "Bu ağaç şundan daha büyük" anlamına gelebilir.

Modalite: Olasılık, zorunluluk veya gerçekliğe ilişkin yargıları nasıl yaptığımızı ifade eder. Örneğin "Bu olay mümkündür" veya "Bu durum gereklidir" diyebiliriz.

Kant, bu kategorilerin düşüncemizin ve yargılarımızın temelini oluşturduğunu ve bunların deneyimden bağımsız olarak zihnimizde a priori (önsel) olarak inşa edildiğini savunur. Dünyayı yapılandırmamıza ve anlamamıza yardımcı olurlar.

Yukarıda bahsettiğimiz bu sistemde "Yaşlanma" olgusunu Kant nasıl açıklayacaktır? Önce şunu belirtmeliyim: Kant, yaşlanma anlayışımızın bu kategorilerin deneyimsel dünyamıza uygulanmasıyla şekillendiğini ileri sürer. Kant'ın yazılarının özellikle yaşlanmayı ele almadığını, ancak onun kategorik çerçevesinin bu konu hakkında düşünmek ve tartışmak için kullanılabileceğini belirtmek önemlidir.

Herhalde Kant yaşlanmayı kendi anlama kategorileri çerçevesinde, özellikle de ilişki kategorisiyle açıklanabilecek bir olgu olarak görecektir. Yaşlanma, farklı ilişki türleriyle ilgili bir değişiklik olarak görülebilir: Nicelik açısından yaşlanma, yıl sayısının veya ömrünün azalması anlamına gelebilir. Ayrıca kırışıklıklar veya ak saçlar gibi fiziksel özelliklerde artış anlamına da gelebilir. Yaşlanma aynı zamanda fiziksel ve zihinsel fonksiyonların kalitesini de etkiler. Fiziksel güç, dayanıklılık, biliş ve diğer yönlerde değişikliklere yol açabilir. Yaşlanma, farklı yaşam evreleri ve deneyimler arasındaki ilişkiyle ilgilidir. Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ilişkiye ve bunların yaşam boyunca nasıl değiştiğine değinebilir. Yaşlanma aynı zamanda hayata ve onun evrelerine ilişkin yargılarımızın tarzını da etkiler. Yaşlanmanın kaçınılmazlığı, yaşlanma sürecinde değişiklik olasılığı veya yaşam tarzı düzenlemelerinin gerekliliği hakkında yargılara yol açabilir.

Böyle buyuruyor Gerontoloji., bizden söylemesi…

Yayın Tarihi
01.06.2024
Bu makale 231 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!