GERONTOLOJİK BAKIŞ

Çatışma Teorisi Çerçevesinde Yaşlılara Yönelik Şiddet, İhmal ve Suistimal Sorunu

Yaşlılara yönelik şiddet, sıklıkla göz ardı ettiğimiz,ancak bireyler ve toplum üzerinde güçlü ve derin etkiler yaratan toplumsal bir sorundur. Bu sorun ne zaman ortaya çıksa, yani kamu oyunun bundan ne zaman haberi olsa, daha açık söylersek: basın ne zaman bunusansasyonel bir haberle kamuoyuna sunsa, kitle olarak öfkeyle karşılık veriyoruz,ama kısa süre içinde sorunuunutuyor ve günlük rutine geri dönüyoruz. Ben, bu sorunu sosyolojik Çatışma Teorisi çerçevesinde ele alarak,çözümler üretilebileceğine kısa bir cevap vermek istiyorum. 

Yaşlılara yönelik şiddetin nedenlerini ve dinamiklerini analiz etmek için, bu teori değerli bir mercek sağlamaktadır. Bu teori toplumsal çatışmayı ve sonuçlarını açıklamak için güç ilişkilerine, toplumsal eşitsizliklere ve kaynaklar için rekabete odaklanır.

Özellikle şiddete katkı sağlayan toplumsal yapılara ve güç asimetrilerine dikkat çekerek, yaşlılara yönelik şiddeti ele almaya çalışacağım. Karl Marx'ın çalışmalarından büyük ölçüde ilham alan Çatışma Teorisi, toplumların güç, para ve nüfuz gibi sınırlı kaynaklar için, rekabet eden sosyal gruplar arasındaki çatışmalarla karakterize olduğunu savunur. Teori, toplumsal eşitsizliğin doğal olmadığını, aksine baskın grupların çıkarlarını savunduğu ve marji-nal grupları ezdiği güç mücadelelerinin sonucu olarak görür. Bu yaklaşım, yaşlılara yönelik şiddet, ihmal ve suistimalianaliz etmek için özellikle uygundur; çünkü bu tür şiddet eylemlerini kolaylaştıran yapısal koşullara ışık tutmaktadır. 

Çatışma Teorisi’nin merkezi bir yönü, aile, işyeri ve sağlık hizmeti gibi, sosyal kurumlarda ortaya çıkan yapısal eşitsizliklere odaklanmasıdır. Yaşlılara yönelik istismar, fiziksel, psikolojik, finansal ve cinsel şiddetin yanı sıra, ihmal de dâhil olmak üzere, çeşitli biçimlerde ortaya çıkmaktadır. Bu şiddet biçimleri yaşlıları güçsüz bir konuma sokan yapısal koşulların bir sonucudur.

Çatışma Teorisi bağlamında yaşlılık, cinsiyet, etnik kö-ken veya sosyal sınıf gibi kategorilerle, paralellik gösteren bir sosyal eşitsizlik boyutu olarak görülmektedir. Yaşlılar genellikle daha az üretken olarak görülür;verimliliği ve üretkenliği ön plana koyan kapitalist toplumda dışlanırlarvebu, şiddeti kolaylaştıran bir güç dengesizliğine yol açmaktadır.

Kendileri stres veya finansal baskı altında olan aile üyeleri veya yaşlının bakımını üstlenen kişiler, yaşlıları bir yük olarak görmektedir ve bununyarattığı hayal kırıklığı şiddet biçiminde ifade edilmektedir.

Çatışma Teorisi’nin yaşlılara yönelik istismara uygulanabilir bir diğer yönü de ekonomik sömürüdür.

Yaşlılar arasında aile üyelerine veya kurumlara maddi açıdan bağımlılarbir hayli çoktur ve bu durum onları finansal şiddete karşı savunmasız hale getirmektedir.

Hırsızlık, dolandırıcılık veya varlıkların gasp edilmesine yol açabilen durumların yanı sıra;konut, bakımevine yerleşme ve tıbbi bakım gibi sınırlı kaynaklar için reka-bet, kuşaklar arası gerginlikleri şiddetlendirmekte ve çatışma riskini artırmaktadır.

Bu teori ayrıca, şiddetin ortaya çıkmasında kuşaklar arası gerginliklerin rolünü de vurgulamaktadır. Birçok toplumda, yaşlıları gençler için bir yük olarak tasvir eden bir söylem giderek yayılmaktadır. Bu söylem, örneğin emeklilik sistemleri, sağlık hizmetleri maliyetleri ve kamu kaynaklarının kullanımı hakkındaki tartışmalarda belirginleşmektedir. Bu tür söylemler sosyal kutuplaşmaların kaynağı haline gelerek, yaşlılara yönelik şiddet ve istismarı normalleştirmekte veya bazen haklı bile çıkarmaktadır.  

Bakım kurumları yaşlıları etkileyen yapısal şiddetin yaşandığı önemli yerlerdir. Yetersiz finansman, personel eksikliği ve zaman baskısı, profesyonel bakıcıları bunaltmakta ve yaşlılara yönelik istismar için uygun koşullar yaratmaktadır. Bu şiddet, genellikle bireysel kötü niyetin bir sonucu değildir, daha ziyade bakım sistemi içindeki yapısal kısıtlamaların bir ifadesidir.

Sonuç olarak, yaşlılara yönelik şiddet, ihmal ve istismarı önlemek için, ilk önce bunları besleyen yapısal eşitsizlikleri ele almalıyız. Bu eşitsizlikleri azaltmak için, sosyal ve politik önlemlere ihtiyacımız var. İyileştirilmiş emeklilik maaşları ve sosyal yardımlar, yaşlıları mali açıdan daha bağımsız hale getirecektir ve güç dengesizliğini azaltacaktır. Dolayısıyla sosyal güvenlik sistemimizi güçlendirmeliyiz. Yaşlı hakları hakkında kamuoyunda farkındalığı artırmalıyız ve yaşlılığa dair olumlu bir imajı teşvik etmeliyiz. Bunlar, kuşaklar arası gerginliklerin azalmasına yardımcı olacaktır. Bakıcılar için daha yüksek ücretler ve daha iyi çalışma koşulları hazırlamalıyız. 

Gerontoloji böyle düşünüyor. Bizden söylemesi…

Yayın Tarihi
18.06.2025
Bu makale 30 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!