GERONTOLOJİK BAKIŞ

Hayatın Akşamında, Hayatın Netleşmesi

Tazelenme Üniversiteleri Çalıştayı ve Aile Yılı kapsamında, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi tarafından düzenlenen “Aileye Bütüncül Bakış ve Yaşlanma Perspektifi” konulu kongreden sizleri içtenlikle selamlıyorum. Bugünkü yazımı; tarihi ve kültürel zenginlikleriyle insanı kendine çeken, sessiz, sakin ve huzur dolu bir Anadolu şehri olan Tokat’tan kaleme alıyorum. Bu anlamlı buluşmada Hiroshi Nakajima Hocamızla birlikte olmayı çok arzu ederdim. Kendisini bir kez daha hasretle ve saygıyla anıyoruz. Ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Hayat, kimi zaman bir sisin içinden geçiyormuş gibi belirsiz, karmaşık ve katmanlı bir yolda ilerler. Sabahın ilk saatlerinde, geceyle gündüz arasında kalan o yarı uykulu anda olduğu gibi, anlamlar birbirine karışır, hayallerle hakikatler iç içe geçer. Alman Sosyolog Max Weber’in “Hayat akşama doğru netleşir, tıpkı rüyaların sabaha doğru netleşmesi gibi” sözünde, tecrübelerin hayatımıza nasıl yön verdiğini de, bu vesileyle idrak etmiş oluyoruz.

Fakat gün akşama dönerken, ışıkların yumuşamasıyla dünyanın gürültüsü de azalır. O yoğun hareketin yerini, daha dingin içe dönüş alır. İşte tam bu anda, Weber’in de vurguladığı gibi, hayatın anlamı yavaş yavaş berraklaşır. Tıpkı bir tabloya uzaktan bakıldığında, bütünlüğün kendini gösterdiği an gibi, insan da gündüzün karmaşasından sıyrılıp yaşadıklarını, düşündüklerini ve hissettiklerini daha net bir şekilde görmeye başlar.

Rüyalar, gecenin derinliğinde çoğu zaman bulanık, karmaşık ve mantık dışı bir akışa sahiptir. Ancak sabaha doğru, bilinç ile bilinçdışı arasındaki kapılar aralanırken, rüyaların anlamı bir nebze su yüzüne çıkar. Pek çok kişi, sabaha yakın görülen zamana bağlı açıklığı zarif bir şekilde vurgulanmaktadır.

Sabah, yeni başlangıçların, umutların ve belki de biraz şaşkınlığın zamanıdır. Güneş, gökyüzünde kendisi için öngörülen bir şekilde yükselmesinin her bir anı, kendine dair bir belirsizlik taşımaktadır.

Öğleye yaklaştıkça gündelik hayatın telaşı, hayatın akışının yoğunluğu, insanın zihnini ayrıntılara boğar; neyin önemli neyin önemsiz, neyin hayal, neyin gerçek olduğu tam anlamıyla ayırt edilemez. Hayatın bu hızlı deviniminde kişi, çoğu zaman kendini dalgaların ortasında kalmış bir yolcu gibi hisseder. Ve bu süreçte rüyaların daha gerçekçi ve hatırlanabilir olduğunu fark etmiştir. Belki de bunun nedeni, zihnimizin dinlenmiş ve tazelenmiş olmasıdır; gün ışığının ilk parıltısında, belki de anlamların daha kolay ayrışmasıdır.

Weber’in kurduğu bu paralellik, tecrübelerimizin iki farklı yüzünü bir araya getirmektedir. Gündelik hayatın akışı içinde, günün sonunda oluşan berraklık ile bilinçdışının derinliklerinden yükselen hayal imgelerinin, sabaha yaklaşırken kazandığı berraklık… Her ikisi de zamansal bir olgunlaşmanın ürünüdür.

Hayatın akşamında, insan yaptığı ve yapmadığı şeylerle, hayal ettikleriyle ve gerçekte olanlarla baş başa kalır. Belki de bir ömrün son muhasebesi, hayatın o son ışıklarıyla mümkün olmaktadır. Çünkü hayatın akşam saatlerinde, dış dünya sessizleşirken, ilişkiler git gide kopup yalnızlaşırken, insan, iç dünyasıyla konuşmaya başlar. Bazıları bunu yalnızlık, terk edilmişlik zannedebilir. Ancak insanın iç dünyasıyla konuşması, belli bir açıdan bakıldığında, derin anlamları olan bir davranış türüdür.

Bu noktada Weber’in cümlesi, sadece bir gözlem, bir davet gibidir: Kişiye, kendi hayatını anlamlandırmak, yaşadıklarını değerlendirmek için, hayatın akşamını bir fırsat olarak sunar. Gün içinde gözden kaçırdığı ayrıntılar, o dingin saatte birer birer su yüzüne çıkar. İnsanın kendisiyle ve hayatının akışıyla yüzleşmesi, çoğunlukla hayatın akşamında, Weber’in deyimiyle, günün sonunda başlar.

Bu metaforda, zamanın döngüsüyle birlikte, insanın içsel yolculuğunun da biçimlendiği görülmektedir. Hayat, sabahın belirsizliğinden, akşamın açıklığına doğru, rüyaların bulanıklığından gerçeklerin berraklığına doğru evrilmektedir.

Her günün sonunda, tıpkı sabaha karşı görülen rüyaların anlam kazandığı gibi, yaşanmışlıklar da, yeni bir bütünlük ve netlik kazanmaktadır. Belki de asıl mesele, hayatın karmaşasında akşamın sunduğu o duru anı fark edebilmek, orada kendine dürüstçe bakabilmek ve sabaha daha bilge bir zihinle uyanabilmektir. Belki de son sabaha!

“Yaşlılık korkaktır ve gevezedir.” Alman Şairi Schiller’in bu keskin yargısı; insanın ömrünün sonundaki hâlini küçümseyici bir bakışla tanımlamaktadır. Oysa yaşlılığın sessizliğinde, akşamın huzurunda saklanan başka bir gerçek vardır. Weber’in görüşü, yaşlılığın gevezeliğinden ve korkaklığından çok daha derin bir anlam taşır.

Schiller’in “Korkaklık” dediği yaşlılık, aslında insanın yeni bir yüzleşmeye hazırlandığı bir dönemi simgelemektedir. Korku, belki de geçmişin pişmanlıklarından kaynaklanır; fakat hayatın bu aşamasında insan kendini tanıma cesaretini de gösterir. Yaşlılık, bir korkuya teslim olmak yerine, yılların biriktirdiği tecrübelerle yüzleşmektir ve bu, gerçekten cesaret ister.

Schiller’in yaşlılığı gevezelikle suçlaması, muhtemelen kendi döneminin gençlik akımıyla bağlantılıdır. Gevezelik olarak gördüğü, yaşlılarda sıkça rastlanan anlatma ihtiyacı, aslında yaşanmışlıkların, bilginin ve tecrübelerin paylaşılması ihtiyacıdır; hatıraların ve yaşamdan çıkarılan derslerin genç kuşaklara aktarılmasına verilen değerdir. Akşam metaforu da işte bu noktada devreye giriyor: Hayatın karmaşasında kaybolan ayrıntılar bir araya gelir ve bunlar konuşuldukça, insan kendini ve çevresini anlamlandırır.

Yaşlılığın “Korkaklık ve gevezelik” olduğunu söylemek; hayatın akşamındaki duruluğu inkâr etmektir. Yaşlılık korkaklık değildir; aksine yüzleşme cesaretidir. Gevezelik değildir; aksine yaşlılık sessizliktir ve bunun ardında en derin düşünceler saklıdır. Yaşlılık, hayatın akşamında netleşen anlamlar, bir ömrün gerçek muhasebesi ve bilgece suskunluk vaktidir.

Böyle düşünüyor Gerontoloji, bizden söylemesi...

Yayın Tarihi
22.10.2025
Bu makale 55 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!