GERONTOLOJİK BAKIŞ

Karayolları Trafik Kanunu’nda 65 Yaş ve Üzeri Sürücülere Yönelik Değişiklik Üzerine

Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılması planlanan değişiklik ile 65 yaş ve üzerindeki sürücülere her yıl fiziksel ve psikolojik test uygulanacak olması, üzerinde düşünülmesi gereken birçok sorunu beraberinde getirmektedir. 

Bu değişiklik, yaş grupları arasındaki büyük farkları göz ardı ederek, tüm 65 yaş ve üzeri bireyleri homojen bir grup olarak ele alıyor. Oysaki 65 yaşındaki bir birey ile 80, 90 ve 100 yaşındaki bir birey arasında fiziksel ve zihinsel kapasite açısından ciddi farklılıklar vardır. 

Dünya Sağlık Örgütü’nün yaşlılığın 65 yaşında başladığına dair tanımı, sağlık genelinde bir değerlendirme sunar. Ancak trafikle ilgili yeterlilik söz konusu olduğunda, bu tanımın direkt uygulanması yanıltıcıdır. 

Dünya Sağlık Örgütü’nün önceliği sağlık olduğundan, sürücülerin yaşa bağlı fiziksel ve psikolojik durumlarına dair doğrudan bir öneri sunmaz. Ayrıca, 64 yaşında bir sürücünün yeterliliğinin “İyi” kabul edilip, 65 yaşına bastığı anda bu kabiliyetin aniden azalacağı varsayımı mantık dışıdır.  

Fiziksel ve zihinsel yeterlilik yaşlandıkça genel olarak azalabilir, ancak bu durum her birey için aynı şekilde geçerli değildir. 70 yaşındaki biri aktif ve sağlıklı bir yaşam sürerken, 65 yaşındaki biri daha az aktif olabilir. Bu nedenle, yaşa dayalı genellemeler yapılmamalıdır. Bunun yerine bireysel değerlendirme yapılmalıdır. Ki bu sadece “65 yaş ve üzeri” kişileri değil, sürücülerin tümünü kapsamalıdır. Çünkü trafik kazalarına sebep olan sürücülerin çoğunun “65 yaşın altında” oldukları da açıkça görülmektedir.  

Kanun tasarısının bu haliyle uygulanması, yaşlı bireylerin trafikteki rollerine dair yanlış ve haksız bir ön yargıya zemin hazırlamakta, “Elma ile armudu karıştırmaktadır”. Yaşlı sürücüler, zaten deneyimleri ve dikkatleri ile trafikte güvenliği sağlama konusunda (gençlerden daha fazla)daha önemli rol oynamaktadırlar. Onları sadece bir “Yaş” kriteriyle sınırlandırmak, bu deneyimin ve dikkatin göz ardı edilmesine yol açmaktadır. 

Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılması planlanan bu değişikliğin, yaşlı sürücülerin yeterliliklerini adil bir şekilde değerlendirme olanağı sağlamadığı çok açıktır. Yaşlı sürücülerin fiziksel ve zihinsel durumlarının, yaş kriterinden bağımsız, bireysel olarak değerlendirilmesi, hem adaletli, hem de mantıklı bir yaklaşım olacaktır. Bu tür yasaların, yaşa dayalı ayrımcılığa yol açmaması ve toplumsal adaleti gözetmesi gerekmektedir. 

Benim yaşa bağlı başka bir önerim var ve belki trafikten önce bunun ele alınması daha mantıklı olacaktır: Yaş yükseldikçe bakıma muhtaçlık riski artmaktadır. Bunun hem Dünya Sağlık Örgütü, hem de “GerontolojikAraştırmalar” söylüyor. Hazır eliniz “Kanun tasarısına” dokunmuşken, gelin, “Bakım Kanunu” adı altında yeni bir kanun tasarısını yazalım ve mecliste ve toplumda tartışmaya açalım. Milyonlarca ağır kronik hasta, bir milyona yaklaşan yaşlı demans hastası, on binlerce Parkinson hastası ve diğer engelliler ve bakıma muhtaçlar var. 

Fiziksel ve zihinsel yeterliliği trafiğe çıkmaya uygun olmayan birkaç yaşlıyı, trafikten men edince ne fayda elde edeceğiz? Alkol ve uyuşturucu kullanan, kullanmasa bile “Trafik Canavarı”olan çoğu genç sürücüyü bu kanunla “Yola mı getireceğiz” acaba? Şeytan aklıma başka bir soruyu getiriyor: Bu kanunu teklif edenler acaba kimler? 

Gerontoloji böyle düşünüyor. Bizden söylemesi…

Yayın Tarihi
25.06.2025
Bu makale 51 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!