DUAYEN

Müsilaj (deniz salyası)

Y. Mimar ERCAN EVREN

Her musibetin faydalı bir yanı vardır. Ben de bu “müsilaj” belasından nasıl bir fayda çıkartabiliriz diye düşündüm. Sözcüde geçen gün Yılmaz Özdil “Siyaset Salyası” diye bir yazı yazmış. Siyasetin de kirletildiği zaman ne kadar tehlikeli haller alabileceğini anlatıyor. Aslında her şey öğle değil mi?

Bilge ülkelerde bir yanlış yapıldığında, zamanında bunu düzeltmek için çaba gösterilir, en azından hatalarını tekrar etmezler. Bizim gibi ülkelerde ise o yanlışa doğa “yüzümüze tükürünceye” kadar devam ederler ve sonradan çok daha pahalı ve zor yollardan bu yanlışı gidermeğe çalışırlar. Depreme çare üretmemiz için binlerce kişinin ölmesi gerekmedi mi?. Sel baskınları, yangınlar da öyle. Üstelik bunların çoğu somut mühendislik hatalarıydı. Her yapılan yeni hata bize sadece eskisini hatırlatmış oluyor. Soyut hatalar ise daha tehlikeli çünkü sonucu çok zor görüyor yahut da, hiç farkına varmayabiliyoruz. Buna, örnek olarak “gürültü-uğultu kirliliğini” ve “görsel - kuralsızlık kirliliğini” örnek olarak göstermek istiyorum. Gürültü fark ettirmeden insan sağlığını tehdit eden bir illettir. Yurdumuzda acaba, agresifliğin, adam (kadın) öldürmenin artmasının, okullardan mankafa çocukların çoğalmasının sebebi gürültü olamaz mı? Estetik ise insanın ruhsal altyapısını oluşturan bir öge. Çirkinlik ve kuralsızlık insanları vurdum-duymaz, sahtekâr bir hale getirmez mi? Türkiye’nin bu günkü durumu bence tam da böyle. Sosyologların bunları araştırıp bilimsel çözümler üretmesi gerekiyor. Kurtuluşun başka yolu yok.

Sözü belediyenin faaliyetlerine getirmek istiyorum. Buğday yetiştirmekte çok başarılı olan! Belediyelerimiz imar işlerinde maalesef aynı performansı pek gösteremiyorlar. “Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü? “ diye bir söz vardır, onun gibi durup dururken maksimum yükseklik neden on ikiden on beşe çıkartılıyor? Kale içinde, hem de tarihi surların dibinde nasıl yüksek katlı bir otel yapılmak isteniyor? Anlayamıyorum. Herhalde Sayın Başkanlar buğday tarlalarında dolaşmaktan bu konularla ilgilenmeye pek vakit bulamıyorlar. Allah sonumuzu hayır eylesin.

Yağmurdan kaçarken acaba doluya mı tutulacağız? Diye korkuyorum.