Sevgili Turgay Alp’in turizmle ilgili yazılarını; eski bir turizmci olarak, büyük bir zevkle okuyorum. Son yazısında turizmcilerin zor durumda olduklarını, Bakanlığın gerektiği kadar reklam yapmadığını, Antalya’ya gerekli yatırımların gelmediğini, Turizm Bakanlığı bütçesinin yeterli olmadığını anlatarak haklı serzenişlerde bulunuyor. Ben bu yazımda sade turizmin değil, bütün dövizle iş gören esnafların neden zor durumda olduklarını anlatmaya çalışacağım.
Mehmet Şimşek politikası ile uzun zamandır dolar 30-35 arasında oynayıp duruyor. Enflasyon ise gerçek araştırmalar ile %60-%100 arasında değişiyor. Bunun başka türlü ifadesi şöyle: içerde hayat pahalanırken, bizim otel fiyatlarımız dışarıda sabit kalıyor. Çünkü eloğlu (yabancılar) haklı olarak “otelde bir iyileştirme mi yaptınız” ki fiyatı artırıyorsunuz diye soruyor. Biz ise Tl sının olmayan değerini koruyoruz diye övünüyoruz. Çift paranın geçerli olduğu ülkelerde bu sorun hep var. Bu durumu kotarmak için ya kaliteyi düşüreceksiniz ya da otele iyileştirmeler yapacaksınız. Maalesef turist sayısının artması; kar etmeyince, ülkeye hiçbir fayda sağlamıyor. Sıfıra sıfır elde var sıfır. Dünyanın en güzel otelleri ile muhteşem turistik değerlerimizi bedavaya satıyoruz. Bunun müsebbibi yürütülen maliye politikalarıdır. İşletmecinin iyi niyetine rağmen elinden bir şey gelmez. Bu, bir ayağı sakat atletle 100 metre yarışına çıkmaya benziyor.
Böyle durumları daha önce de yaşadık. Bir farkla: O günlerde yönetim bu günkü kadar totaliter değildi. Onun için biraz düzelir gibi olduk. Şimdi ise düzelme imkânsız gibi gözüküyor.
Görüldüğü gibi bunun reklamla, yatırımla falan ilgisi yok. İhracat yapan tekstilciler, sanayiciler de aynı şekilde zor durumdalar. Aynı nedenle, şu anda dış yatırımcılar ve ithalatçılar para kazanıyor.