Antalya müzesi yine gündemde. Geçen hafta ANSİAD’ın müze komitesi ile Antalya Kültürel Miras Derneği üyeleri arasında bu konuda bir toplantı yapıldı. ANSİAD üyeleri eski müzenin; orijinalliğini kaybettiği için, yıkılıp aynı yerde yeni görkemli bir müze yapılmasını istiyor. AKMD üyeleri ise eski müzenin muhakkak korunmasını,Antalya’da başka bir yerde yeni bir müze yapılmasını savunuyorlar. Üyeler müzelerin sade merkezde değil ören yerlerinde de yapılmasını arzuluyorlar. Çok kaliteli tartışmalar yaşadık. Doğrusunu söylemek gerekirse meslek hayatımda ilk defa “Mimari bir eseri” canhıraşça savunan insanlarla karşılaştım. Bizler toplum olarak, genellikle sanata, özellikle mimariye pek önem vermeyiz. Bu olay beni şaşırttığı kadar da sevindirdi. AKMD üyelerini yürekten kutluyorum. Tabii burada maksat, eseri orijinal şekline getirerek korumaktır.
Eski müzeyi koruyarak ne yapabiliriz diye düşündüm. Mevcut ada 70 dönüm, bunun 30 dönümüne müze oturuyor. Geri kalan 40 dönümde ise karayollarılojmanları, sosyal tesisleri ve meteoroloji müdürlüğü var. Lojmanları da yıkmadan 40 dönümlük arsaya 7-8 000 m² lik tabanı olan çok katlı bir müze yapılabilir. Bu müzenin toplam 25 000 m² galeri salonları olabilir.(Mevcut müzenin 7 000 m² kapalı alanı bulunuyor) iki müze bir saçakla bir birine bağlanabilir. İki müzenin yan yana olmasında büyük faydalar olacağını düşünüyorum. (bu proje bir uygulama projesi değil bir düşünce önerisidir.)
Kısa bir notla yazımı noktalamak istiyorum.İspanya'nın Bilbao kentindeki Guggenheim Müzesi'nin 2030 yılına kadar çevre dostu olma taahhüdünün bir parçası olarak çatısına 300 güneş paneli kuruldu. 80 kW'lıkfotovoltaik kurulum, müzenin elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 5'ini tasarruf edecek ve sergi salonlarını aydınlatmak için yeterli gücü sağlayacak. Yeni yapılacak müzede bu hususu da düşünmeliyiz.
Bu türlü projeler; bütün dünyada, yarışma veya en az üç mimardan teklif alma usulü ile yapılıyor. Uygulama projesi ise uzman bir jüri tarafından seçiliyor. Başka bir yöntemi düşünmek dahi istemiyorum.
