ANSİAD geçenlerde çok güzel bir anket yapmış ve üyelerine başlıktaki suali sormuş. Sonuçta “Plansız yapılaşma ve kentsel dönüşüm” ün en acil ve öncelikli konu olduğu anlaşılmış. Doğal olarak hemen “Ortak akıl platformu”nun yeniden kurulmasına karar verilmiş ve çalışılmaya başlanmış. Kendilerine başarılar diliyorum. Senelerdir bu konuda çalıştığım, bir de kitap yazdığım için düşüncelerimi okurlarımla paylaşmak istedim.
11 kişilik platformda bu işten anlayan bir tek sevgili Cem Arüv var. O da konuyu yanlış anlamış. Neden öyle olduğunu ilerde anlatacağım. Umarım bu iş için kurulacak komisyonda konunun uzmanlarına da yer verilir (ANSİAD üyesi olması şart değil).
Ankette sinyalizasyondan trafiğe, alçak yapılardan kavşaklara kadar her şey vardı. Aslında bunların hepsi çarpık yapılaşmaların sonuçları. Çarpık yapılaşmayı düzeltmeden bu gibi palyatifhususlarlasorunları çözmek mümkün değildir. Kentsel dönüşüm çarpık yapılaşmayı düzeltirken çok önemli birkaç konuya da çözüm getiriyor. Bunlar:
• Yeni Ekolojik bir ortam yaratmak
• Yeni bir mimari ile maksimum güneş enerjisi elde etmek. (çevre kirliliği ve enerji sorunu)
• Atık suları değerlendirerek %50 ye varan bir su tasarrufu sağlamak. (Kuraklık sorunu)
Yeri gelmişken güncel bir örnek vermek istiyorum. Biliyorsunuz termik santral yapmak için zeytinliklerin istimlaki bahis konusu. Halk zeytinliklerimizi vermeyiz diye diretiyor. Türkiye’de elli beşe yakın termik santral var. Buna biraz daha eklemek istiyorlar. Kanunun çıkacağı kesin. Konu sadece zeytin ağaçları mı? Binlerce kanser hastası, çevre kirliliği, tarımınyok olması var işin sonunda. Paris antlaşmasına karşı hareket vs. Bütün bunlar ne için?~3-4 Twh/yıl enerji elde etmek için (Yatağan santralı 3,78 Twh/yıl enerji üretiyor). 2023 yılında; depremden sonra, TOKİ ~500 000’ e yakın konut üretmiş. Bu konutlar; benim dediğim gibi,güneş panelleri ile inşa edilseydi 3,66 Twh/yıl enerji elde edilirdi. Yani, nerdeyse bir “termik santral”.Bir farkla, kokusuz dumansız ve masrafsız olması. Bundan belki yandaşmüteahhitler ve elektrik şirketleri ziyan edebilir. Tercih sizin. Değer mi bütün bunlara? Şunu demek istiyorum: Kentsel dönüşüm sadece konut yapmak değil. Bu arada Türkiye’nin enerji gibi çok önemli bir sorununa da rasyonel bir çözüm üretmektir.
Gelelim sevgili Cem’in projesine: Cem Antalya’yı,Trump da Gazze’yi Dübai yapmak istiyor. Çok fıyakalı ve kazançlı bir proje gibi gözüküyor. En büyük sorun orada yaşayan halkların ne olacağı. Trump çareyi bulmuş: Gazzeliler başka ülkelere göç edecek! Antalyalılar ne olacak? Bilmiyorum.
Dubai Modeli ile Türkiye’nin temel farklılıklarına bir bakalım:
• Yönetim yapısı:
Dübai- Mutlak monarşi (karar süreçleri çok hızlı).Antalya-Demokratik, çok aktörlü (bürokrasi, sivil toplum, yerel yönetimler vb.)
• Nüfus Yapısı:
Dubai-Nüfusun %80+’i yabancı iş gücü. Antalya- Kendi yurttaşlarına odaklı bir sosyal sistem
• İklim ve Coğrafya
Dübai- Çöl iklimi, doğal cazibe sınırlı. Antalya- Zengin doğa, kültürel miras, farklı iklim bölgeleri
• Kaynaklar
Dübai- Petrol ve sermaye fazlası. Antalya- Kısıtlı ekonomik kaynaklar, dışa bağımlılık
• Şehirleşme Yaklaşımı
• Dübai - “Showcase” projeler,prestij ve vitrin odaklı.Antalya- Daha karma ve çok katmanlı
Dubai modeli etkileyici, ama her ülke kendi sosyal dokusuna, ekonomik yapısına ve coğrafi gerçekliğine göre şehircilik üretmeli. Türkiye için en uygun yaklaşım: Gösteriş yerine kalite, ayrıştırma yerine kapsayıcılık, dışa bağımlılık yerine yerel değerler ön plana çıkmalı.Geçici çözümler yerine uzun vadeli kentsel vizyonlar tercih edilmeli.