Klasik “komünist devletin” tarifi şöyle:
- Özel mülkiyetin kaldırılması
- Üretim araçları(fabrikalar, toprak, madenler, makinalar bireylere değil topluma aittir
- Kimse “patron” olarak kar etmez. Üretimden elde edilen tüm değerler topluma geri döner.
- Sınıfsız toplum
- Zengin, fakir ayrımı ortadan kalkmış olur.Herkes aynı ekonomik şartlarda yaşar.
- Gelir farkı olmadığı için yoksulluk sorunu sistemin içinde teorik olarak oluşmaz.
- Planlı ekonomi
- Piyasa ekonomisinin iniş çıkışları yerine devlet (ya da toplamın merkezi organı) üretim, dağıtım ve tüketimi planlar.
- Temel ihtiyaçların ücretsiz karşılanması ( konut, sağlık, eğitim, ulaşım gibi hizmetler parasızdır.)
- Çalışmanın motivasyonu
- Marx’a göre komünizmde “herkes yeteneğine göre üretir ve ihtiyacına göre tüketir.
Amacım; herkesin bildiği, bu iki zıt yönetim şeklini tekrarlamak değil. Ancak her ikisinde de halkın temel ihtiyaçlarının karşılanmasının ne kadar önemli olduğunu vurgulamak. Milyonlarca insanı açlığa mahkûm eden bir yöntemin adı ne sosyal ne de komünist devlet olabilir. Ancak zulüm yönetimidir bunun adı.
Kaynakça: ChatGPT