Ali Kemal, Osmanlı döneminde gazeteci, yazar ve siyasetçi olarak tanınan bir isimdi. Milli Mücadele'ye karşı olan tutumu ve özellikle İstanbul'da İngilizlerle iş birliği yaptığı iddiaları nedeniyle büyük tepki toplamıştı. Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu'da başlayan bağımsızlık hareketine karşı eleştirel yazılar yazması, onu hedef haline getirdi. Ali Kemal, İzmit'te Türk güçleri tarafından tutuklandı. Daha sonra Ankara'ya götürülmek üzere yola çıkarıldı. Yolda, Kocaeli Bölgesi Komutanı General Nurettin Paşa'nın emriyle; 6 Kasım 1922’de, bir grup milliyetçi tarafından İzmit'te linç edilerek öldürüldü. Kalabalık, Ali Kemal'i darp ederek hayatına son verdi ve cesedini bir ağaca astı. Ali Kemal'in ölümü, resmi olarak adli bir yargılama sonucu olmamış, daha çok halk öfkesi ve dönemin siyasi şartlarının bir sonucu olarak gerçekleşmiştir. Ölümü, Türkiye tarihindeki çalkantılı bir döneme işaret eden dramatik olaylardan biridir.
Ali Kemalin eşi ve Zeki Beyin annesi Julia Moreno hanım oğlu ile birlikte Türkiye’den ayrılmak zorunda kalır ve İsviçre’nin Bern şehrine yerleşir. Zeki bütün tahsilini Bern’de yapar. Sonra, Zeki Kuneralp Dış işlerine müracaat ederek Diplomat olmak istediğini iletir. Dış işler Bakanlığı; o zamanlar Cumhurbaşkanı olan İsmet paşaya durumu bildirir ve ne yapılması gerektiğini sorar. Paşa, giriş sınavını kazandı mı diye sorar ve “evet “ cevabını alınca kesin bir şekilde “gereğini yapın” diye emir verir. Üç dili anadili gibi bilen Zeki Kuneralp Büyükelçi ve Müsteşar olarak ülkeye büyük hizmetler yaptı. Ben kendisini Bern büyükelçisiyken tanıdım. Kibarlığı, bilgisi ve alçak gönüllüğü ile en çok taktir ettiğim kişilerden biri oldu. Eşi Necla hanımı maalesef; bir ASALA saldırısında, İspanya’da kaybettik.
Burada asıl anlatmak istediğim Nurettin Paşa’nın ne kadar kindar, İsmet İnönü’nün ise kinden uzak ne kadar şahsiyetli bir insan olduğudur. Kin, bireyleri ve toplumları derinden etkileyen güçlü bir duygudur. Ancak, adalet, empati ve uzlaşma mekanizmaları sayesinde dönüştürülebilir. Ali Kemal’in trajik ölümü gibi olaylar, kin duygusunun ne kadar yıkıcı olabileceğini ve toplumsal barış için bu duygunun nasıl yönetilmesi gerektiğini anlamamız için bir ders niteliğindedir.
Kin duygusunun psikolojik ve toplumsal etkilerini kısaca şöyle sıralayabiliriz:
- Kin genellikle bir haksızlık veya adaletsizlik algısından kaynaklanır. Ali Kemal örneğinde, toplumun bir kısmı onu vatana ihanetle suçlayarak, ona karşı kin beslemiştir. Bu algı, intikam veya cezalandırma isteğini doğurur.
- Kin, derin bir öfkeyle beslenir. Öfke, kin duygusunu tetikleyen ve besleyen temel duygulardan biridir. Psikolojik olarak bu durum bireyde sürekli bir huzursuzluk, depresyon ve öfke nöbetleri gibi olumsuz etkiler bırakabilir.
- Kin duygusunun yoğun olduğu durumlarda empati duygusu zayıflar. Birey ya da grup, karşısındakini "insan" olarak değil, bir tehdit ya da düşman olarak görmeye başlar.
- Kişinin kinle yaşaması, zihinsel ve fiziksel sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Stres, kaygı ve hatta psikosomatik rahatsızlıklar (örneğin, kalp sorunları) kin duygusunun uzun süreli sonuçları arasında yer alır.
- Kin, bireyden topluma yayıldığında daha büyük sosyal dinamikleri etkiler. Kin, toplumda derin ayrışmalara yol açabilir. Ali Kemal'in öldürülmesinde de görüldüğü gibi, toplumun bir kesimi onu hain olarak görürken, bir diğer kesimi bu linç eylemini adaletsiz bulmuştur. Bu tür olaylar, toplumda kutuplaşmayı artırır ve uzun süreli düşmanlıklar yaratır.
- Toplumda kin, tarihsel hafızanın bir parçası haline gelebilir. Ali Kemal olayı gibi olaylar, nesiller boyunca anlatılarak toplumsal travmaya dönüşebilir. Bu tür olaylar, bir toplumun kimliğini şekillendiren "biz" ve "onlar" ayrımını güçlendirir.
- Kin, intikam duygusuyla beslenir ve çoğu zaman şiddet döngüsünü başlatır. Bu döngü, sadece bireyleri değil, grupları ve hatta ülkeleri etkileyebilir.
- Kin, yıkıcı olduğu kadar dönüştürücü bir potansiyele de sahiptir. Eğer bir toplum ya da birey, bu duyguyu fark eder ve üzerine çalışırsa, daha sağlıklı ilişkiler ve toplumsal barışa giden yollar açılabilir.
- Empatiyi teşvik eden eğitim programları, kin duygusunun azaltılmasına yardımcı olabilir.
Toplumda barış kültürünü yerleştirmek için geçmişteki travmatik olaylar üzerinde çalışmak önemlidir. (ANSİAD’ a sevgilerimle)
Kaynakça: Chat