“Hayat bazen karanlık da görünse, coşkulu bir gelecek erdemlileri bekliyor. Geleceğimizi dünyadaki seçimlerimiz belirleyecek. Gerçek huzuru ve güvenliği arıyorsunuz, serüveninize sonsuzluktan bakmalısınız.”
Hayat gailesi içinde yuvarlanıp giderken, hem fiziksel hem zihinsel alışkanlıklarımıza bir mola vermek gerekiyor bazen…
Hayatın akışı içinde bir anlamda sarhoş olmuş zihnimizi biraz açmak, biraz ayılmak için belki…
Bu molayı kendi kendimize; yani kendi içimizdeki bir ağaç gölgesinde vermek de mümkün.
Bildiklerimizin azlığı, bilmediklerimizin çokluğu ile hayıflanmadan, hayatı, kendimizi, geçmişi, geleceği el yordamıyla anlamaya, bulmaya çalışmak boş iş olmayacaktır elbette…
Ya da, yazının girişindeki sözcüklerle bizlere seslenen, sahip olduğu bilgiyi aktararak, ulaştığı anlayış halinin paylaşımı için çabalayan bir yazarın satırlarıyla da verilebilir bu mola…
“Serüveninize sonsuzluktan bakmalısınız” tavsiyesini okuyuculara “Sonsuzluk Yolculuğu” adlı kitabıyla ileten Dr. Muhammed Bozdağ’ın, kitabın sayfa uçlarına ataçla tutturduğu kutucukların içindekileri sizlere paylaşmak iyi olur diye düşündüm.
İşte o kutucuklardan bazıları:
Huzurlu coşku, sonsuzlukla barışık gelişim arayışının eseridir.
Kimiz biz; nereden geldik, nereye gidiyoruz? Bu muhteşem hayatın sebebi nedir?
Evrenin sanatkarının en değerli canlıları, evren sanatındaki güzelliği görüp takdir edebilenlerdir.
İnsanın asıl kimliği, olmak istediğidir. Herkes eninde sonunda hedeflediği yolun ucuna varır.
Kibir tüm kötülüklerin doğasındadır: Kıskançlık,öfke, kin, üzüntü, karamsarlık ve ümitsizlik üretir.Ruh, insana ait eğitimli bir üstünlüktür. Sineğin, böceğin bünyesinde barınamaz.
İnsanın vahşeti, hayvanların vahşetinden bin kat beterdir. Hayvanlar katliam yapmazlar.
Huzurumuzun temelinde iyiliklerimiz, karamsarlığımızın temelinde kötülüklerimiz gizlenir.
Her canlı hayatın geçit töreninde rolünü güzelliklerle sunup gidiyor. Peki ya biz?
Doğa serpilen güzellik ve düzen algılayabilen gönülleri şaşkına çevirir.
Temizlik çöplükte korunamadığı gibi, sevgi de şükürsüz gönüllerde barınamaz.
Soğuk bir kış sabahında ormana bakın: Çiçekler, böcekler, kelebekler, yapraklar neredeler?
Kazanıp ürettiklerimiz dünyada kalır da, gönüllerde bıraktığımız izlerle ötelere gideriz.
Yunus der ki: “Geldi geçti ömrüm benim/ Şol yel esip geçmiş gibi.”
Bencillik birkaç kişiyi, ahlaksa insanlığı zenginleştirir.
Antalya’daki orman yangını kontrol altına alındı
Antalya’da ulaşım ücretine yüzde 33 zam geldi
HayatPark’ta yöresel ürünler pazarı kurulacak
Köprüdeki feci kaza ucuz atlatıldı
Kahraman müzakereci genç kadını ölümün kıyısından çekip aldı
Hasyurt Tarım Fuarı’nı 3 günde 30 bin kişi ziyaret etti
Antalya Valisi Şahin: "Kaleiçi hak ettiği değeri alacak”
Antalya’ya yerleşen Rusya ve Ukraynalılar memleketlerine dönüş yapıyor
Teleferik kazasının ilk duruşması 11 Haziran’da yapılacak
Bu kez anneler yarıştı, çocukları destek verdi
ANTALYA KALEİÇİ ve KAYBOLAN KÜLTÜRÜ 01.05.2024 OSMAN VURAL