Sunay Akın Antalya’da

İlk şiirini 9 yaşında meteoroloji müdürlüğünde çalışan bir memurun kızına yazar. Kızın isminin baş harfleriyle başlayan dizelerin oluşturduğu şiiri, evlerinin terasında bulunan odunluk kapısının iç tarafına yazar. Kız balkona geldiğinde odunluğun kapısını açar. Mahsusçuktan!!! Ama şiir kızın gözüne hiçbir zaman takılmaz.
Yıllar sonra – ki o bir şairdir artık- çocukluğunun geçtiği Trabzon’a gittiğinde sert geçen bir kışta içindeki odunlarla birlikte kapının da sökülüp yakıldığını öğrenir.
İlk şiirini “hava muhalefeti” nedeniyle kaybeden bu şairin adı Sunay Akın.
Sunay Akın bugün (08 Nisan)  Haşim İşçan  Kültür Merkezinde Antalyalılarla buluşacak…
Sergileyeceği tek kişilik gösterinin adı “Sunay Bey Tarihi”…
Bu tek kişilik oyunu yazan, yöneten ve oynayan Sunay Akın’ın performansına dair küçük bir referans:
“ İlkokul birinci sınıfta okuyan çocuk, okuldan çıkar çıkmaz çırak olarak çalıştığı dükkâna gidiyor, yerleri siliyor, ustasına çay dolduruyordu... Gece geç dönüyordu evine. Avluya açılan bir kapı, şato kapısından farksızdı. Çocuk, ayak parmaklarının ucuna kalkıp mandala uzansa da dilini aşağıya çekecek güç cılız kollarında yoktu... Yorgun çırak, kapının eşiğine oturuyor ve sokaktan kendisine yardım edecek birinin geçmesini bekliyordu... Bana tarihte yalnızca bir güne gitme hakkı verilse hiç düşünmeden o çocuğun önünden geçmek isterdim. Beni görünce sevinecek ve şunları söyleyecektir. ‘Abi ben terzi çırağıyım. Ustam işten geç bıraktı... Gücüm yetmiyor... Şu kapının mandalını açsana!..’ Gülümserdim... Saçlarını okşardım, diyeceğim ama başında mutlaka 5 numara traş vardır!.. Açardım kapıyı... O da ‘Sağ ol abi’ der ve yorgun bedeniyle avlunun karanlığında kaybolurdu gözden... Ben de derdim ki ardından: ‘Sen sağ ol baba! .. Hayatta bana açtığın tüm kapılar için sen sağ ol!”
Şahsi tarihin genel tarihe ışık tuttuğu (Trabzon’dan Mısıra, Osmanlı’dan Cumhuriyete)  anlatının yer aldığı bu tek kişilik oyun İstanbullu sanatseverler tarafından öve öve bitirilemiyor! Internet sitelerinde yazan blogger’lar da oyuna dair yazılarıyla birbirleriyle yarışıyorlar.
Bakalım oyunun  Antalya’daki yansıması ne olacak?
Benim Sunay Akın ismine ilgim, Akın’ın yazarlığından, oyunculuğundan, gazeteciliğinden, koleksiyonculuğundan ziyade şairliğinden dolayıdır…
Okumayı en sevdiğim şairlerden biri…
Hele Kız kulesi’ne olan tutkusu yok mu…
Divan şairleri için “gül” neyse, şiirlerin nasıl vazgeçilmesi ise Sunay Akın içinde Kız kulesi öyle.
Hatta Sunay Akın şiirinde  Kız kulesi bence Divan şairlerinin gülünden de öte bir şey…
Kız Kulesi sanki her şey!!!
Bazen bir müzik kutusu
Bazen etekleri ıslanmış bir balerin…
İstanbul’un saçlarını toplayan beyaz bir toka bazen.
Bazen de İstanbul’un uyurgezer kızı…Denize düşen bir oyuncak…
En beğendiğim, ezbere bildiğim şiirleri şöyle bir düşündüğümde çoğu Sunay Akın’dan…
Soft, masum, çelebi, mahcup ve çok güzel, çok derin şiirler…
Şu dizelere bakın, bana hak vereceksiniz:
Yağmur sinmiş toprağa  
usulca geceden  
su içiyor göçmen kuş  
ölü bir askerin  
ters dönmüş miğferinden
(…)”
Kitapçıya uğradığınızda yada Internet’te sörf yaparken aklınıza gelsin de tanışmadıysanız, bir tanışın Sunay Akın şiiriyle… 62 Tavşanı adlı şiir kitabını özellikle tavsiye ederim.
Bu gece Haşim İşçan Kültür Merkezi’nde sergilenecek  oyunu da elbette…

 

Yayın Tarihi
08.04.2009
Bu makale 1817 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Sunay Akın denince bende de akan sular durur ve önce Kız Kulesi, sonra da istanbul düşer nedense aklıma:)

Ozlem Akaydın 10.04.2009

allah hakkımızda hayırlı etsin antalyamız her şeyin en güzeline layık

selale atasayar 09.04.2009

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!