Demokrasi beşer şaşar

Antalya’da kime merhaba desem ya sıcaklardan ya referandumdan dem vuruyor.

Sıcaklar hakkında söylenecek söz az. Önleyebileceğimiz öyle gerçekler var ki zamanında gereği yapılmadığı için değiştirilemeyecek gerçekler olarak karşımıza çıkıyor. Kabahatli insanoğlu ise ayıbını bilmezmiş gibi şikâyet üstüne şikâyet ediyor.

Oysa yıllardır konuşuluyor. Atmosfere acımasızca salınan zararlı gazlar küresel ısınmaya yol açıyor. Mevsimler değişiyor, doğal afetler artıyor, yerkürenin ısısı yükseliyor.

Olgu gayet açık ve basit. Halkın ulaşabileceği pek çok platformda en basit dile indirgenerek küresel ısınmanın ne olduğu nasıl cereyan ettiği ve bu sorun ile nasıl savaşılabileceği defalarca anlatıldı. Bilmeyen, anlamayan yok ama ne bireysel, ne kurumsal ne uluslararası bazda istifini bozan var. Hep olduğu gibi söylenen söylendiği yerde sadece sözden ibaret şekilde eyleme dönüşmeden bir mıh gibi çakılıp kalıyor.

Aslında hepimizi canımızdan bezdiren bu sıcakların başka bir yüzü daha var.

Eski zamanlarda yaz ayları elbette çok sıcak olurdu. Hatta belki de yine bu denli sıcak. Ama bizler sıcağı bu denli hissetmezdik. Bir kere evler böyle üst üste değildi. Hemen her evin bahçesi vardı. Ağaçlarla çiçeklerle dolu bahçeler. İkindi vakti sulandığında insanı iliklerine kadar serinleten baş döndürücü rayihasını cömertçe bahçe sakinlerinin beğenisine sunan hem göze hem ruha rahatlık veren çiçekler şimdi yok.

Sonra çocuklar artık sokağa çıkmıyor, çıkamıyorlar. Dolayısıyla bırakın aniden çıkan sürpriz rüzgârla serinlemeyi minik bir esintiye dahi hasret odaların içinde klimaların kirli esintilerinden yapay serinliğinden medet umuyorlar.

Her şeyin bir bedeli var ve şehirleşmenin bedelini de böyle sıcaktan kavrularak terden eriyerek güzelim yaz aylarını heba ederek ödüyoruz işte…

Referanduma gelince. Bu bir halkoylaması… İster profesör ister köydeki çoban fark etmez; herkesin eşit bir oyu var. Hal böyle olunca bırakmak gerekiyor. Halkın özgür iradesine güvenmek belki kolay değil, belki cesaret ister ama çağdaş ve demokrat bir insan bunu yapabilmeli. Kendi oyunu başkasının oyundan üstün ve doğru görmek bu kibri de halkı aydınlatmak kisvesine büründürmek ve defalarca aynı cümleleri kurarak “evet” deyin ya da “hayır” deyin demek doğrusu biraz ayıp oluyor…

Elbette kanaatinde yanılanlar doğruyu göremeyenler olacak… Kimi vatandaş göbeğini kaşıyarak kimi kafasını kaşıyarak oyunu kullanacak.

Ve kimsenin kimsenin oyu üzerine söz söyleme hakkı olmayacak. “Daha fazla demokrasi” bunu gerekli kılar.

Çünkü demokrasi denilen şey de bizim gibi beşer!

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

 

Yayın Tarihi
06.08.2010
Bu makale 4830 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!