Empati şart

Muhakkak duymuşsunuzdur. Dünyada bir milyar aç insan var.  Ve 5 saniyede bir çocuk kaybediliyor. Küresel ısınmanın yarattığı iklim değişikliği ve ekonomik krizler de açlık sorununu körüklemekte.

Verilen rakamlar artık güncel bilgi; gazetelerde sık sık okuyoruz.

Asya ve Pasifik’te 642 milyon, Güney Afrika'da 265 milyon, Latin Amerika'da 53 milyon, Kuzey Afrika'da 42 milyon insan açlık içinde...

 

Çoğunlukla yerel ve ulusal gündeme kendimizi öylesine kaptırıyoruz ki küresel sorunlara ve tehditlere karşı bigane bir tablo oluşturuyoruz...

Küresel ısınma ve gelecek tehditleri bizler için entelektüel bilgiden öteye bir değer taşımıyor...

Oysa işte birebir şahidiz ki dünya üzerindeki rahat ve huzurumuz hatta sağlığımız sadece bizim elimizde ve bizim elimizle yaptıklarımızın sonucu değil...

Kilometrelerce uzaktaki bir ülkenin ekonomisi, savaşa karşı tutumu, dünya sorunlarına eğilimi, üretim kalitesi ya da herhangi bir ülkedeki vatandaşın yaşadığı grip hepimizi bağlıyor...

Ne kadar direnilse de nafile...Küreselleşme öyle bir süreç ki dışında kalmak imkansız. Ya o süreçte olup var olma çabası vereceğiz ya da geride kalıp sinecek ve kaybedeceğiz.... Küreselleşme  artık bir tercih değil kaçınılmaz bir gerçek.

İyi ya da kötü çabalarımız sürüyor. Bu hafta Birleşmiş Milletler'in düzenlediği Dünya Gıda Zirvesi'nde Türkiye onur konuğu olarak Başbakan tarafından temsil edildi...

Biçimde, senelerdir devam eden zirveler, alınan kararlar var. Ancak  pratikte göze gelir hiçbir şeyin yapıldığı yok...

Maalesef dünya açlık gibi bir insanlık ayıbına seyirci kalıyor... Bu ayıbın üstüne kürsülerde yapılan erdem söylemlerinin ne önemi kalıyor?

Her ülke lideri Dünya Gıda Zirvesi'nde kendi kültürü ve bilgisi dahilinde açlık sorununun nedenine değinmiş.

Kimi israf kaynaklı diyor.

Kimi empati şart, liderler oruç tutsun ve açlığı anlayabilsin diyor.

Kimi de kırsal bölge tarımına yapılacak yatırımın çözüm olacağını savunuyor...

Durum öyle görünüyor ki bu gidişle, bu boş vaatlerle böylesi bir büyük sorun katlanarak artacak. Bizler de bu dramın şahitleri...

Grip salgını içinde ve diken üstünde yaşadığımız şu son günlerde “başkaları” diye bildiğimiz milyarlarca insanla aslında nasıl da içiçe ve kader ortağı, hayat yoldaşı olarak yaşadığımızı farkettim...

Başkalarının ürettiği ilaçlı bir meyve, sakıncalı bir aşı ya da başkalarının yaptığı savaş, başkalarının fabrikalarından çıkan duman, toprağa bıraktığı atık, atmosfere hatta uzaya  yolladıkları, ne yediği ne içtiği beni ne kadar da yakından ilgilendiriyor aslında..

İşte son yaşanan salgın!

Afrika'da, Pasifik'te pislik ve açlık içinde yaşamaya mecbur kalmış bir çocuğun bünyesinde kendini geliştiren virüs bizi nasıl da teslim alabilir, değil mi!

Hep bildiğimiz gibi bencilce düşünsek bile var olmamız bir şekilde başkalarına bağlanıyor.

Öyleyse başkalarına kulak verelim.

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
19.11.2009
Bu makale 5243 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!