Velev ki zengin olsun

Hem ana haber bültenlerinde hem de  pek çok köşe yazısında Ramazan ayında kurulan iftar çadırlarına dair eleştirel bir bakış dikkatlere sunuluyor…

Deniliyor ki; kendi kendine yetecek geliri olanların, elinde son model cep telefonu taşıyanların bu çadırlarda işi ne?

Ben bu görüşe katılmıyorum.

Çünkü iftar çadırları aşevi değildir…

Aşevleri, sadece yoksul insanların yeme-içme ihtiyacını karşılamak amacıyla açılan bir sosyal yardım çeşidi…

Oysa iftar çadırlarının özü itibariyle amacı bundan daha kapsamlı olmalı… Sadece ve sadece yoksulların iftar yapabilmesini değil bunun yanında isteyen her vatandaşın paylaşımına açıklık özelliği taşımalı… Çünkü işin özü bu kapsamı gerekli kılıyor…

Oruç tutmak, iftar yapmak bizim kültürümüzün en özgün öğelerinden biri…

Sadece maddi temelli bir paylaşım olarak görülmeyecek kadar kapsamlı bir manevi mana da içeriyor bu kültürel öğe…

İstatistiksel bilgiler gösteriyor ki; ülkemizde Ramazan aylarında işlenen suç sayısı azalıyor…

Üstelik oruç tutmak öyle ki sadece toplumun belli bir kesimini ilgilendiren bir alt kültür ya da yüksek kültür yahut karşıt kültür öğesi değil…Toplumun tümü tarafından kabul görmüş ve benimsenmiş yaygın kültürümüzün bir parçası…

Ben iftar çadırlarının gelenekselleşmesi ve kültürümüze tamamıyla yerleşmesi taraftarıyım… Bunun toplumu bir arada tutmaya katkısı olacak önemli bir fırsat olduğu aşikar…

Bazen yerleşik ve baş edilmez gibi görünen sorunların çözümü basitlikte ve kolaylıkta saklıdır. Bir başka deyişle; ayrıntıda…

Toplumun farklı kesimleri arasında tampon oluşturacak uygulamalara ihtiyaç var… İftar çadırları da bu tampon ortamlardan biri olabilir bence… Aynı futbol tribünleri gibi…

Kurtla kuzunun elele gezmesi gibi bir şey; zenginle yoksulun aynı çadır altında iftar yapması… Manevi bir paydada birlik olması…

İftar çadırlarının aşevi olmadığının farkındalığıyla olaya bakmak daha doğru bir yaklaşım olurdu… İftar çadırlarında paylaşılan şey açlıktan öte bir şey değil mi? Oralarda asıl paylaşılan, açlık duygusundan ziyade bir ibadet anı değil midir?

Öyle olursa yoksulların hakkı yenebilir, ihtiyacı olmayan bir kişi bir yoksulun rızkının önünü kesmiş olabilir, denecek olursa…

Bırakın bu da belediyelerimizin, dolayısıyla devletimizin derdi olsun. Türkiye Cumhuriyeti’nin buna gücü yetmeyecek değil ya… İftar çadırlarında isteyen herkese yetecek kadar yiyecek sağlayacak gücümüz vardır elbette…

Belediye tarafından kurulan bir çadırda iftarını açmak için bulunan bir insana söz söylemeye onu hakir görmeye benim vicdanım izin vermez…

Velev ki zengin biri olsun. Oraya gelmişse; karnı toksa gözü açtır. Gözü toksa ;ruhu açtır…

Varsın yesinler… Yenilen, iftar çadırındaki birkaç kap yemek olsun…

Nerelerde neler neler yenirken…

Yayın Tarihi
10.09.2008
Bu makale 499 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
YASEMİN HANIM, İLK BAKIŞTA ÇOK HAKLISINIZ. İFTAR, İSLAMİYETİN ÖNEMLİ BİR OLGUSU. İFADE ETTİĞİNİZ BAĞLAMDA GERÇEKTEN SAYGIYLA KARŞILANMASI VE UYGULANMASI ÖZLENEN BİR UYGULAMA. NE VAR Kİ; BUGÜN İFTARI BİLE SİYASAL BİR ETKİNLİK OLARAK UYGULAYANLAR BAŞKA AMAÇLAR, YANİ OYAMACIYLA BU KUTSAL ETKİNLİĞİ ÖNE ÇIKARIYORLAR. İTİRAZIMIZ BU UYGULAMAYA KARŞI. SAYGILAR SUNUYORUM. GÜNGÖR TÜRKELİ-ANAMUR

güngör türkeli 15.09.2008

Doğru Yasemin'ciğim, yenilen keşke bir kap yemek olsa! değil mi? Sevgilerimle...

Özlem Akaydın 11.09.2008

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!