Kızıl Elma Neresi

Türk edebiyatının önde gelen değerli isimlerinden biridir Ömer Seyfeddin... "Ben Gönen'de doğdum" cümlesiyle coğrafi aidiyetini hayatının ilk sekiz yılını yaşadığı Gönen'e atfeder...

Ben bu sözdeki vurguya önem veriyorum. Çünkü doğduğumuz ve hayatımızın ilk yıllarını yaşadığımız yerin  bizim nasıl bir insan olacağımızın en önemli belirleyicisi olduğuna inanırım. Atalarımızın, " 7'sinde neysen 70'inde de o..." dedikleri gibi... Ya da Sigmund Freud'un "Kişiliğin temeli hayatın ilk beş yılında atılır" dediği gibi...

Ömer Seyfeddin'in doğduğu yere atfettiği bu vefa karşılıksız kalmamış... Gönen Belediyesi bu büyük yazarımızın hatırasını yaşatmaya devam ediyor. On yedi yıldır devam etmekte olan Ömer Seyfettin Hikaye Yarışması'nın yanısıra bu yıl ikincisi düzenlenen Dünden Bugüne Ömer Seyfettin Sempozyumu başlatılmış.

Balıkesir Üniversitesi, Trakya Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi kapsamındaki akademisyenlerin yanısıra pek çok kurum, işletme ve derneğin katılımıyla 9-11 Mart arasında gerçekleştirilen bu sempozyumun kitaplaştırılmış hali elimde şimdi... Okudukça ve yapılan işin ciddiliğini gördükçe hem sevindim hem heyecanlandım. Gönen Belediyesi' ni kutlarken Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne seslenmek istiyorum. Demek ki istenince herşey mümkün! Öyleyse Antalya gibi bir büyükşehirde çok özlenen ve beklenen bir "Kitap Fuarı" neden mümkün olmuyor? Bu güzelliğin önündeki engeller bu denli mi aşılmaz? Yoksa en büyük engel düşüncelerimizde mi, sanata uzaklığımızda, sanata vefasızlığımızda mı?.. Teknoloji ve yapaylıkla allak bullak olan çağımızın yükselen en önemli değeri olan sanata Antalyamızdaki bu sırt dönüş ve çabasızlık şimdi daha da üzücü görünüyor gözüme...

Tekrar Gönen'e dönersem...

Müberra Gürgendereli sempozyum kapsamında  nasıl güzel ve gizli kalmış bilgileri paylaşmış bakın:

"- Kızıl Elma'ya

- Kızıl Elma'ya...

- Kızıl Elma'yacak gideceğiz!

Sözleriyle başlayan Ömer Syfeddin'in "Kızıl Elma Neresi" adlı hikayesinde Türk cihan hakimiyeti mefkuresinin anahtarı gizlidir. Hikaye, sefer kararını haber alan askerlerin sevinçlerini "Kızıl Elma'ya gideceğiz" cümlesiyle ifade etmelerini işiten Kanuni'nin bu sözün anlamını vezirlerine sormasıyla başlar."

Bu satırları okur okumaz durdum... "Kafka, Montaigne, Marcel Proust, Nietzche, Paul Auster, Irvin Yalom vesaire... Elbette bu isimlere hayranlık da haklıdır fakat Ömer Seyfettin'in hakkı nerede?" dedim kendime... Kızıl Elma'nın neresi olduğunu en az Kanuni kadar merak ettim. Bu yerin adını ilk kez duymuş olmamdan hayıflandım. Hemşehrim Ömer Seyfeddin'e olan uzaklığım beni utandırdı... Vefasızlığımdan mahcup oldum...

Demek, herşeyin bir vakti olduğu gibi Ömer Seyfeddin'i layıkıyla keşfetmenin de bir vakti varmış benim için... Hemen şimdi burada, ulaşabildiğim tüm Ömer Seyfeddin eserlerini alıp okumak gerçekten büyük bir zevk olacak... Elbette öncelikle de Kızıl Elma Neresi adlı eserini...

Kanuni'nin yeniçeri kışlalarında, sipahi ocaklarında hatta sarayın iç bahçelerinde bile duyduğu, Şark’ta olsun Garp'ta olsun sefere çıkarken askerlerin bağırışıp durduğu o "Kızıl Elma” nerede? Kafdağı'nın zirvesinde mi, Ufkun ötesinde mi yoksa elimizin altında yahut ruhumuzun durduğu bir bilinmez kuytuda mı?

Ömer Seyfeddin Hikaye Yarışması'nın bu yılki birincisi ise 1985 doğumlu Engin Damcı... Hikayesinin adı Kış Yabancısı... Haddimi aşmak niyetinde değilim ama yine de söyleyeceğim; Engin Damcı'yı okumak Orhan Pamuk'u okumak gibi güzeldi. Şu kesin ki Orhan Pamuk'tan eksiği yok...!

Yayın Tarihi
25.06.2008
Bu makale 2622 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!