Mutlu içiciler

Sağlıklı yaşam tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yükselen değerlerden biri... Yaşam kalitesi sağlıkla doğru orantılı bir seyir izliyor...

Kendimize, çevremize, hatta geleceğe yapabileceğimiz en büyük katkılardan biri sağlıklı yaşamı hedef almak ve davranışlarımızı buna göre düzenlemek olacaktır şüphesiz...

Üstelik çok yönlü kazanımları olan bir konu bu... Sağlıklı yaşamak sadece kendimize fayda sağlamakla kalan bir konu değil aynı zamanda çevremizin, çocuklarımızın hayat kalitesini de yükselten bir sonuç olacaktır elbette...

Gösterilen yoğun ilgiden olmalı, gazete sayfalarında, televizyon programlarında sağlıklı yaşam konulu bilgiler, reçeteler dikkatimize sunulmakta... Bugünün ve geleceğin sağlığına en büyük tehdit olarak lanse edilen kanser hakkında duyduklarımıza kayıtsız kalmak imkansız... Bu hastalığa yakalandıktan sonra iş doktorlara düşüyor. Yapılabileceklerin bir sınırı var elbette... Kansere karşı mücadelede en büyük pay bu hastalıktan korunma yollarını öğrenmekte ve uygulayabilmekte...

Her konuda olduğu gibi bilgi burada da düşünceleri ve davranışları etkileyen, tutumları değiştiren en önemli unsur... Yıllardan beri özellikle kanser hastalığı konusunda hemen hemen her bilgi önümüze konuldu. Hormonlu ve katkılı gıdaların, sigaranın sapmaz ve kaçınılmaz zararı defalarca tekrarlandı...

Bilgi önemli ama bilgiyi veren kişinin kim olduğu da önemli sanırım. Çünkü ben tüm bilgilere vakıf olmakla birlikte bu zararlı maddelere karşı en ufak bir tavır almamıştım... Sanki duymamış gibi bilmiyormuş gibi davranmaya sürdürüyordum... Böyle devam ederken geçen hafta kızım aradı. Kendi programı açısından zamansız bir saatte telefon çalınca panikledim birden... Meğer o da benim için paniklemiş, ders arasında annesini arama sebebi bu panik yüzündenmiş... Zaten hayran olduğum bir ikna kabiliyetine sahip kızım bana kendi ağzından sigaranın zararlarını aktardı... Bunlar sizlerin de bildiği şeyler olduğu için tekrarlamayacağım. Ama söylediği bir ifade beni çok etkiledi... Bu bana ulaşan yeni bir bilgiydi çünkü... Konuşmasının sonuna doğru, “Anneciğim en önemlisi de sen mutlu içicisin, yani sigara kullananların içindeki en riskli kesim... Öksürmüyorsun, herhangi bir rahatsızlık belirtisi göstermiyorsun. Zararın sinsice ilerlemesi bu. Senin sağlığın ve dolayısıyla mutluluğun benim için de belirleyici... Bu konudaki sorumluluğun salt kendini değil biz çocuklarını da yakından ilgilendiriyor” tarzında sözler söyledi... Kısacası benim bam telime dokundu. Yumuşak yerimi bildiği için oraya çalıştı... Kendime karşı sorumluluklarımda ne kadar lakayt fakat başkalarına karşı sorumluluklarımda ne kadar disiplinli hatta takıntılı olduğumu kızımdan daha iyi kim bilebilir...

O konuşmanın geçtiği günden buyana içtiğim sigara sayısını yarı yarıya azalttım. En önemlisi de sigara paketine bir düşmana bakar gibi oldum. Bu işimi kolaylaştırdı elbette... Ama sorunu kökten çözmeye yetecek mi bilemiyorum... Yasayla sigara içilmeye gelen kısıtlama da ayrıca bir şans oldu benim için...

Şu anda yolun yarısını yürünmüş sayıyorum. Dilerim yolun tümünü yürüyebilirim de iradesizliğim karşısında duyacağım utançtan ve eksiklik duygusundan da kendimi korumuş olabilirim. Zira bizim küçük meclisimizden, sigarayı kendim bırakamazsam tıbbi yola başvurma kararı çıktı...

Yayın Tarihi
21.05.2008
Bu makale 420 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!