Cebesoy'daki tehlike

Cebesoy'dan Doğu Garajı'na gelirken iki mevkinin tam kesiştiği yerde (Recep Peker Sokağı'na dönerken kavşakta) bir sorun var.

Belki küçücük bir sorun, hayatın debdebesi içinde kalacak bir ayrıntı.

Belki de ihmal edildiğinde yaşamsal önemi olan bir tehdit!

Bu kavşakta gündüz saatlerinde hiçbir sorun yok.

Ancak hava kararmaya başladığında sorun ortaya çıkıyor.

Tam orayı mesken tutan birkaç hırpani ve sarhoş görünümlü kişi, kırmızı ışıkta duran arabaların camına gelerek para istiyor. Bunlar çocuk değil ve kendinden geçmiş halleriyle cama vurup garip davranışlar sergilemeleri insanlarda korku yaratıyor.

Ben bu hali bildiğim için arabanın kapılarının kilitli olduğundan emin olmadan yola çıkmıyorum. Buna rağmen durduğum ışıkta birinin cama gelip vurması hem ürperti verici hem sinir bozucu oluyor.

“Bu ne cüret böyle! Koca şehrin ortasında” diyorum.

Antalya Emdiyet Müdürü Ali Yılmaz'ın “sokaklar” konusuna verdiği önem gazete okurlarının malumu.

Hem daha önceki görev yeri olan Gaziantep' te hem şehrimizde “çocuklar ve sokaklar” konusunda süreklilik arzeden tutumundan ve titizliğinden haberdarız Sayın Yılmaz'ın.

Umarım, yukarıda değindiğim ve ilk bakışta onca büyük olayın içinde küçücük bir ayrıntı sayılabilecek sorun dikkat görür ve kavşak huzura kavuşur.

Çünkü oranın bu halini bilmeyen sürücüler hele bir de kapılarını kilitlememiş olanlar, camlarına vurarak para isteyen bu kişilerden ürkerek yeşil ışığı beklemeden hareket ediyor.

Bu da hem yayalar hem diğer sürücüler açısından hayati tehlike yaratıyor doğal olarak.

Megapol

Sinemayı en çok Cine-Bonus'ta izlemeyi severdim. Ve diğer AVM'lerdeki sinemalarda. Alışveriş merkezlerinde, günün her saatinde ışıl ışıl akan hayat, sinema çıkışlarındaki o ayrıksı havayı kolayca dağıtıyor.Hayattan, başka dünyalara doğru kopmuş olmayı dışarı çıkar çıkmaz bertaraf ediyor...

Buna rağmen son günlerde tercihim Megapol Sineması.

İlk gidişimiz sinemanın içinde olduğu Meltem semtinde oturan bir arkadaşımızın ısrarı dolayısıyla oldu.Ders almak için evine gelecek öğrencisine yetişmek zorunda olduğu için zaman kısıtlıydı ve mecburen Megapol'e girdik.

İyi ki öyle olmuş. Girişte her geleni karşılayan harika bir Haski ( Sibirya kurdu) var bu sinemada.İnsanlara ve ilgiye iyice alışmış. Oranın demirbaşı olmuş. Herkes gibi biz de onun pozlarını çekerek başladık sinema gününe...

Megapol bizim eski sinemalar gibi. Yani sadece sinema... Farkettim de, böyle sadece sinema salonu olan yerleri özlemişim.

Başka Dilde aşk ve Avatar son izlediğim filmlerden...

Avatar kaçırılmayacak kadar güzel etkiler bırakan, çağı, geleceği ve insan olmanın erdemini sorgulamaya ortam hazırlayan kaliteli bir eser...

Başka Dilde Aşk ise beni hiç sarmadı.

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR