Petunya ve hüsnüyusuf

Evin yakınına büyük bir çiçekçi dükkanı açıldı. Vitrinde yer alan göz alıcı yapay çiçekler değil ama dükkanın önüne dizilen saksılardaki çiçekler ilgimi çekiyor kaç zamandır.

Çiçeği doğada, doğal ortamında seven biri olarak şimdiye kadar evime tek bir çiçek dahi almadım. Belki ilerde bahçeli bir evim olduğunda çiçeklere vakit ayırırım ama balkonda yada evin içinde çiçek yetiştirmek işin doğasını bozmak gibi geliyordu bana. Beton yığınları olan apartmanların balkonlarından sarkan çiçekleri acıklı bir manzara olarak algılıyordum. Hele ki karanfil; gölgesi bol balkonlardan ışığı görebilmek için boylarını uzattıkça uzatmış garip karanfiller.

Geçen gün çiçekçinin önünde durdum.Gül fideleri çok güzeldi. Ama gül de karanfil gibi balkona yakışmaz diye düşündüm. Gözüm yan taraftaki sardunyalara kaydı.

Cinsleri ayrı iki adet sardunya seçtim. Biri anavatanı Güney Afrika olan gür yeşilliği parlak renkli çiçekleri ve hoş kokusuyla pelargonium... Şartlar uygun olduğunda o güzel ve zarif çiçeklerini yıl boyu bakanlardan esirgemeyeceğini öğrendiğim sardunya.

Diğeriyse; kışa gerçekten dayanıklı olan tek sardunya türü olarak anılan ve anavatanı Türkiye olan pelargonium endlicherianum.

Sardunyalar da sıcağı severmiş. Kışın dışarıda donabileceği için, aydınlık ama ısıtılmayan bir yerde muhafaza edilmesi isteniliyor.

Susuzluğa uzun süre dayanabildiği, toprağı iyice kurumadan sulanırsa çürüyeceği bilgisi de sardunyalara dair.

İlk başlangıç böyle. İki küçük sardunyayla. Bakalım böyle gelip geçici bir heves olarak mı kalacak yoksa vazgeçilmez çiçeklerin evi doldurduğu, hayatımın ritmini değiştiren bir maceraya mı dönüşecek iş.

Freud haklıysa; hem kişiliğin hem zevklerimizin temelinin hayatın ilk beş yılında atıldığı tam bir hakikatse, işin gelip geçici bir hevesten öteye geçeceği ihtimali daha ağır. Çünkü hayatımın ilk beş yılını içinde yaşadığım evin bahçesi uçsuz bucaksız bir çiçek deryası gibiydi.

Sonbaharın kasvetini dağıtmak için yarışan kasımpatıları, güzelliğiyle bakanın aklını başından alan kat kat küpeçiçekleri, yumuşacık tozpembe yapraklarıyla aygülleri, akşam sefaları, yangın çiçekleri, sarmaşıklar ve daha ne çokları. İçinde çocukluk fotoğraflarımın çekildiği o güzel bahçe.

Sevginin, neşenin, oyunun, düşlerin çağıl çağıl olduğu zamanlar.

Müşkülpesent değilim. Balkonum da küçük değil. Hem zaman bize uymuyorsa biz zamana uyarız sözü de yabana atılacak bir söz değil.

Bu macerada bana yön verecek, balkon çiçeklerinde deneyimli olan okurlar olursa bilsinler ki önerileri çok makbule geçecektir.

Sardunyaların yanına hangi çiçek yakışır acaba? Olur ya; belki çiçeklerin de birbirleriyle bir etkileşimleri vardır ve doğru aranjman yakalandığında ekstra bir enerji doğar bütünlüklerinden.

Bu soruyu sizlerden önce sorduğum bir arkadaşım Petunya ve Hüsnüyusuf dedi ama yazının başında bahsettiğim çiçekçide yok bu çiçekler.

Çiçeğin yaşamlarda yarattığı artı değer ortadayken, bütün yerel yönetimler aynı anda ve aynı ilgiyle şehirleri çiçek bahçesine döndürme çabası içindeyken ve çiçek küresel ekonominin içinde gittikçe artan bir önem kazanmaktaysa; vardır elbet bir sebebi.

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

 

Yayın Tarihi
29.05.2009
Bu makale 751 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!