Kolay gelsin

Yaz tatilinin tam ortasındayız. Yıl boyunca okul sıralarında ter döken öğrencilerin güneşin, denizin, gezmenin, arkadaş ortamlarının keyfini çıkarıp dinleniyor eğleniyor olmaları gerekiyor. Fakat bunlar bir hayal. Çocuklar kendilerini tatilde hissedemiyor. Çünkü hemen hepsi sıkıcı bir belirsizliğin içinde…

Hangi liseye ya da hangi üniversiteye yerleşecekler, açık kalan kontenjanlar onlara yeni fırsatlar sunacak mı yoksa emekleriyle birlikte umutları da heba olup gidecek mi belirsiz…

Eğitim-öğretim sistemindeki yetersizlikler, yanlışlar ayyuka çıktı. Yap-boz tahtası gibi her yıl sistem değiştiriliyor. Tüm bu olmamışlıklar ise milyonlarca öğrencinin kaderini etkiliyor…

Eğitim sosyolojisi bir bilim dalı olarak toplumların yapısına en uygun öğretim sistemlerini geliştirmek amacıyla bilgi üretiyor. Yama gibi duran eğitim sistemlerini değil ancak bu toplumun bugünüyle birlikte yarınıyla da örtüşen doğru sistemlerin bir an önce uygulamaya konulması artık kaçınılmaz.

Sınava dayalı bu sistem daha hayatlarının başında kaygının en ağırını yaşatıyor çocuklarımıza… Yaşama sevinçlerini, umutlarını ellerinden alıyor…

Uzmanlar hayal yeteneğinin yaratıcılığın olmazsa olması olduğunu savunup çocuklarımızı yetiştirirken hayal dünyalarına yatırım yapacak oyuncaklar, kitaplar, olanaklar sunmamızı öneriyor biz anne-babalara…

Ancak bir toplumda ilgili kurumlar birbiriyle eşgüdümlü ve aynı hedefe yönelik ilerlemiyorsa her şey nafile…

Var olan eğitim sistemi çocukların kulağına şiddetle bağırıyor… Hayallerinin sınırsız olmadığını ısrarla vurguluyor. Aldığı sınav puanının artı-eksi 10 sınırı kadar bir hayal etme özgürlüğü verip sınırın dışını imkânsız kılıyor…

Bu konu hep konuşuluyor, hep yazılıyor fakat havanda su dövme misali sonuca yönelik bir çaba yok. Liselere yerleştirme sınavı olan SBS nin kaldırılacağını biliyoruz. Ama bunun yerine nasıl bir uygulama gelecek bundan haberimiz yok.

Çocuklarımızın hayatını bu denli yakından ilgilendiren kararlarda ne söz hakkımız ne bir baskı gücümüz var. Ne söylenirse ne uygulanırsa boyun eğiyoruz. Biz daha sistemi öğrenmeden sistemin yanlış olduğu kurumsal dille itiraf edilip başka bir uygulamaya geçiliyor. Yenisinin eskisine üstünlüğü ne en ufak bir fikrimiz yok.

Çünkü sadece çocuklar değil ebeveynler de ciddiye alınmıyor, bilgilendirilmiyor. Birey bilmez kurum bilir mantığı ne kadar tökezlerse tökezlesin geçerliliğini koruyor.

Çok yorucu bir eğitim sürecinden geçen öğrenciler için hayatın tek belirleyicisi olan sınavlar bu yıl için bitti. Ama yolun asıl virajı şimdi tam karşılarında… Şimdi de alınan puanlara göre bilinçli tercih yapma zamanı…

Tüm bu virajlardan sonra üniversite eğitimi ve sonucunda gelecek olan iş hayatı…

İş hayatının virajları çıkmazlarıysa hepimizce malum…

Tüm bunlara rağmen; hayat kolay gelsin!

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR