AKP Anayasada Neyi Değiştirmek İstiyor?

Bu haftaki yazıma bir öykü ile başlamak istiyorum: İstanbullu Agop’un, Hak ve Huk adında iki sevgilisi varmış. Haftanın bazı günlerini Hak’da diğer günlerini de Huk’da geçirirmiş. Yine; çakırkeyif olduğu bir gün, akşam karanlığında eve giderken dengesini kaybedip kanalizasyon çukuruna düşer. Kendisine gelince şöyle söylenir: Hak der Huk’da dır, Huk der Hak’da dır bilmezler ki Agop ağzına kadar b.ktadır. Bu öykü niye aklıma geldi onu da söyleyeyim: NATO ve Birleşmiş Milletler üyesi, Avrupa Birliği adayı Türkiye uzun zamandır Rusya ve üyesi olduğu Şangay İşbirliği örgütü ile flört etmekteydi. Geçenlerde de Brics’e (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan bir ekonomik ve siyasi işbirliği grubu için kullanılan bir kısaltmadır) resmen üye olmak için müracaat ettiğini öğrendik. Eh, Agop’a kolay gelsin.

biliyor ama biz yine de tekrarlayalım: İstenen, Laiklik maddesini değiştirilerek Türkiye’yi bir İslam Cumhuriyeti yapmak. Aslında Anayasayı falan takan yok ama yine de “Laik” sözcüğü rahatsız edici! Ahlat’ta ordu kumandanlarının “Hüdapar” (Kürtçü ve İslamcı parti) yetkilileri ile kucak kucağa fotoğraf çektirmeleri herhalde tesadüf değildi. AKP nin kendi listesinden Hüdapar’lıları meclise sokmaları da bir hesap sonucuydu (Hüdapar’ın bir terörist örgüt olan Hizbullah’la da yakın ilişkisi olduğu unutulmamalı). Sayın Erdoğan’ın has adamı Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş konuşmaları ile uzun zamandır bu amaçlarını ima edip duruyor. Eğitim durup dururken neden Maarif oluverdi? Maarif Nazırı! Yusuf Tekin karşı devrim için seçilmiş ve hazırlanmış bir elamandır. 2013 de müsteşar 2023 de de Bakan olmuştur. Yaptıkları ve yapmak istedikleriyle amaçlarını açıkça beyan etmektedirler.

Her ne kadar Cumhurbaşkanımız tersini söylese de ülkede pek çok şeyin iyi gitmediğini görüyoruz. Ekonomi, adalet, tarım, siyaset, eğitim,sağlık hepsi dökülüyor. Bence en önemlisi de Milli Eğitim’de yapılmak istenenler. Eğitimde yapılacak hatalar; bir virüs gibi, önce genç nesilleri sonra da tüm toplumu mahvedebilir. Diğer bir soru da AKP’ lilerin Atatürk’ü neden sevmediği. Çok doğal değil mi? Kutsadığınız şeyleri, birisi çıkar değiştirirse onu sevebilir misiniz? Padişahlığı, hilafeti lağveden Atatürk. Medreseleri, tekkeleri, tarikatları yasaklayan Atatürk. Harf ve dil devrimini yapan da Atatürk… Bence Türkiye’nin asıl sorunu ekonomi, adalet falan değil devrimlerdir. Ekonomi, adalet önemli ama biraz “cambaza bak cambaza” taktiği.

Bu yazımda; her konuda çok önemli yapısal sorunlar varken, eğitim binalarından bahsetmek bir fantezi gibi gelebilir. Bu asırda; daha hâlâ, pedagojik ve estetik olmayan tip okullar yapan Türkiye’nin, eğitimdeki büyük bir eksiği olduğunu düşünüyorum. Pedegoglar, moral eğitimi için estetik eğitimin kaçınılmaz olduğunu söylüyorlar. Estetik eğitim ise, güzel şeylerle temas kurarak sanatsal eğitilmeyi ifade ediyor. En çok üzüldüğüm de Türkiye’nin elinde bu potansiyel varken ihmal ediliyor olması. Özel okullarda bu konuda ne kadar başarılı olduğumuzu görüyoruz. Kamu okullarında da çok güzel örnekler var. Atatürk zamanında Bruno Taut’ un Ankara’da yaptığı Gazi Lisesi ve Cebeci Ortaokulu hâlâ modern ve örnek okullardır. 1955 yılarında DP iktidarı Galatasaray Lisesini örnek alarak; yabancı dille eğitim yapan, yatılı Anadolu Liseleri yapmaya karar verir. İstanbul (Moda), Samsun, Eskişehir, Konya ve Gaziantep olmak üzere altı ilimizde; proje yarışmaları yapılarak, okullar uygulanır. Türkiye’nin seçkin mimarları tarafından hazırlanan bu projeler ülkemize kazandırılan çağdaş, pedagojik, estetik okul projeleridir. Maalesef bu örneklerden hiç ders alınmamıştır.

Son olarak, taviz vermeyen, meslek ahlâkını ön planda tutan, azim ve ısrarlarıyla Türkiye’de başarılması çok zor bir işi ideal bir biçimde çözen bir mimar çiften bahsetmek istiyorum: Mimar Sema ve Özcan Uygur. Uygur çifti Milli Eğitim Bakanlığından İstanbul’da kırk adet tip okul yapma teklifi alır (bu adet sonra doksana ulaşacaktır). Mimarlar okul arsalarını görünce buralara tip projeler yapılamayacağını belirtirler (İstanbul topoğrafyasında başka türlü de olamazdı). Malzeme ve fonksiyonda bazı tipleşmeler yaparak her parsel için özgün projeler yapmayı teklif ederler. Bakanlığı ikna etmek çok zor olur. İşi bırakmak pahasına ısrarcı olurlar. Sonunda başarılı olurlar ve İstanbul doksan kadar özgün, güzel okullara kavuşur. Bu uygulamayı bütün Türkiye’de yapacak bir babayiğit maalesef hâlâ çıkamadı.

Tip projeler ilkel ve çirkin ama yapılması kolay. Bundan da kimse rahatsız olmuyor.