Genç bir insanın gözlerinde uykusuzluk, bir evin bütçesinden çalınan paralar ve bir babanın başını önüne eğdiği anlar…Ülkemizi ve geleceğimizi sessizce istila ediliyor ve geleceğimiz çalınıyor! İstila eden kim biliyor musunuz? Sanal kumar…Sadece ülkemizi değil, dünyada yüzyılın istilası olarak görülüyor.
Türkiye’de her ne kadar bu tür platformlara erişim BTK tarafından engellense de bu sanal kumar denen kangrenli kolu ülkeden kesip atacak köklü girişimleri göremiyoruz. Zira işin içinde müthiş bir rant var. DEVA Partisi Başkanı Ali Babacan’ın deyimi ile “Türkiye’de sadece bir sanal kumar platformunun yıllık işlem hacmi 7 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu rakam, ekonomiye kayıt dışı giren bir kara delik değil yalnızca; bir toplumun hafızasını ve umudunu da emen dijital bir ur.”
Sanal Kumar Nedir, Nasıl İşler?Sanal kumar, devlet denetimine tabi olmayan, internet üzerinden oynanan bahis ve şans oyunlarıdır. “Sanal kumarın arayüzleri profesyonel, ödeme sistemleri uluslararası, yazılımları ise çoğu zaman yurt dışı merkezlidir.” Bu nedenle yurtiçinde iz sürmek çok zordur. Çünkü alan adları sürekli değişmekte ve VPN kullanımıyla milyonlarca kullanıcı bu sitelere erişim sağlama imkânı bulabilmektedir. En çok kullanılan yöntemlerden biri de: sosyal medya fenomenleri üzerinden yürütülen örtülü reklamlardır.
Özellikle gençler arasında hızla yayılan bu alışkanlık, ilk bakışta “eğlenceli bir kaçış” gibi görülse de arkada dramatik sonuçlar bırakıyor. Tıpkı madde bağımlılığı gibi sanal kumarın sonucu da kayıp bir nesildir. Kumar makineleri ve kumarhane aramaya gerek yok. Çünkü kumarhane herkesin evinde…Cep telefonu veya bilgisayarın dokun tuşuna, başla oynamaya… Küçük rakamlarla oynamak mümkün olduğundan başlangıçta kimseyi rahatsız da etmiyor!
İşsizlik, ailevi ve toplumsal sorunlar ya da kısa yoldan para kazanmak hırsı genç kuşağısanal kumar tuzağına düşürmektedir. Yüzbinlerce gencin sanal kumardan kaybettiği için ailesinden habersiz kredi çektiği veya mevcut birikimini sıfıra indirdiği görülmektedir.
Parasını kaybeden ya da kredi borcunu ödemek isteyen bazı gençlerin ise banka hesabını yasa dışı para trafiği için kullandırarak MULE ACCOUNT (Para Katırı) haline geldiği iddia edilmektedir. Peki, “Para Katırı” nedir? Para Katırı, kumar mağdurlarından veya dolandırıcılıktan gelen parayı bilerek ya da bilmeyerek alıp transfer eden kişidir. Başka bir anlatımla, kolay para kazanmak istediği için verilerini gönüllü olarak veren kişidir.
Borç, intihar, parçalanmış aileler sonucunu doğuran sanal kumar, ekonomik ve sosyal yıkıma neden olmaktadır. Zira kayıt dışı ekonomide dönen milyarlarca dolar hem vergi kaybı hem de kara para aklama açısından büyük risk oluşturmaktadır. Sanal kumar oynatan kişi ve sitelere yönelik yapılan operasyonlardan anladığımıza göre bu siteler çoğu zaman organize suç örgütleriyle bağlantılı çalışmaktadır. Rantın ve kara paranın olduğu her yerde çeteleşme vardır. Şu anda daha az görünür olsa da sanal kumar bir bağımlılıktır ve uyuşturucu kadar tehlikeli olup, geleceğimizi tehdit etmektedir.
Sanal kumarın asıl yarattığı tahribat, sosyal yıkımdır. Son günlerde basında ve çevremizde aldığımız bilgilere göre,aileler parçalanıyor, boşanmalar artıyor, psikiyatri servisleri sanal bağımlılıkla mücadele eden gençlerle doluyor.Bu işte herkes kaybediyor ama kazanan kumarı onatanlar oluyor. Ne trajik bir durumla karşı karşıyayız!
Size bu konuda bazı başlıklar vereyim: “Eşim düğünde takılan altınları ve tüm birikimlerimizin hepsini bu illette batırdı”, “Oğlum sanal kumar için bankalardan kredi çekti şimdi her şeyimizhaczedildi”, “Abim sanal kumar borcu yüzünden evini barkını sattı, kurtarmak için tefeciden para aldı şimdi de başı belada”, “İki çocuk babası yan komşumuz kumar borcu yüzünden kendini astı” vs. Bu bir sosyal yıkım değilse nedir?
Bu sektörün arkasında organize güçler varsa mutlaka siyasi ve bürokratik bağlantıları da vardır. Devletin elinde ciddi bir dijital denetim alt yapısı olduğunu biliyoruz. İktidar bu konunun üstüne gider, siyasi bir irade ortaya koyarsa önlenme konusunda ciddi önlemler alınabilir. “Ne gibi önlemler alınabilir?” diye Google amcaya sordum ve kendi görüşlerimle harmanlayarak bazılarını sizlerle paylaşmak isterim.
• Sanal kumarı özendiren ve gerçek dışı beyanlarla reklam veren internet ünlülülerine, yani fenomenlere (İNFLUENCER)ağır ceza uygulanmalıdır.
• Kripto ödemeler gri alandan çıkarılmalı ve şeffaf hale getirilmelidir.
• Yurtdışı sunuculu sistemlere BTK engeli yeterli olmadığından farklı yol ve yöntemler bulunmalıdır.
• Mevcut yasal düzenlemeler gözden geçirilmeli, engel koyan kurallar netleştirilmelidir.
• Gençler ve aileler bu konuda uyarılmalı, aile destek hattı ve sanal bağımlılık terapisi yaygınlaştırılmalıdır.“Oyun + Ekran bağımlığı + Sanal kumar = İntihar-psikolojik travmalar” formülünü aklımızdan çıkarmayalım.
• Sanal kumarın bir şans oyunundan ziyade bir bataklık olduğu bilinci toplumda çeşitli yol ve yöntemlerle yaygınlaştırılmalıdır.
Sanal kumarda yazılımcısı kazanır, reklamcısı kazanır, kumarı oynatan zaten kazanır ancak oynayan kaybeder. Kaybedilen keşke sadece para olsa…Zaman, aile birlikteliği, sağlık, güven, özsaygı tamamen kaybediliyor. Bazen de can… O haldeyalnızca işi yasalara bırakmayalım!
Toplumsal seferberlik gerekiyor artık. Kazanılamayacak bir algoritmaya karşı oynamak tam bir aptallıktır.
Herkes görev başına! Marş-Marş…