Yapılan anketler göre Türkiye’nin en önemli konusunun ekonomi olduğu anlaşılıyor. Ben de kendi açımdan durumu nasıl gördüğümü; Bakan Nureddin Nebati gibi fazla tumturaklı laflara dalmadan, anlatmaya çalışacağım. Faiz, enflasyon, döviz, kur makası arasındaki ilişkileri ve maliyecilerin bu ilişkilerden nasıl “şapkadan tavşan çıkarttıklarını” ve halkı nasıl aldattıklarını ispatlamayı deneyeceğim.
- Enflasyonla başlayalım: Enflasyon genel fiyat seviyesindeki sürekli artışı ifade eder. Enflasyonun süratle artması para değerinin aynı hızda değer kaybetmesi demektir. Bir kilo domatesi 10 Tl. sına alırken aynı domatesi 20 Tl. sına alıyorsak, 20 Tl. 10 Tl. oldu demektir. Yani para %50 değer kaybetmiş oluyor.
- Enflasyonun bilimsel iki çeşidi var. 1-Maliyet Enflasyonu: Üretim maliyetlerinin artması sonucu fiyatların yükselmesiyle oluşur. Örneğin, hammadde veya işçilik maliyetlerinin artması, üretim maliyetlerini yükseltir ve bu da nihai ürünlerin fiyatlarının artmasına neden olur. 2-Yapısal Enflasyon: Ekonomideki yapısal değişiklikler veya dengesizlikler sonucu oluşur. Örneğin, tarım sektörünün yetersiz gelişmesi ya da ulaşım sisteminin zayıf olması gibi yapısal sorunlar, belirli ürünlerde arz yetersizliğine ve fiyat artışlarına neden olabilir. Tüketicilerin ve işletmelerin gelecekte fiyatların artacağına dair beklentileri nedeniyle harcamalarını artırmaları ya da ücret taleplerini yükseltmeleri de enflasyonun artmasına neden olur. Bence Türkiye’de bütün bu hususların etkisi olsa da asıl sebep maliyet enflasyonudur. Hele, bizde uyguladığımız gibi “Faiz sebep enflasyon sonuç” derseniz dengeyi tamamen kaybedersiniz.
- Malum kur, bir para biriminin başka bir para birimi karşısındaki değeridir. Bir ülkede dolar milli parası yanında tedavülde dolaşıyorsa sorunlar çok oluyor. Bizde de durum böyle. Enflasyonda Türk lirası nasıl değer kaybediyorsa, Merkez Bankasında aksine kur sabit kalıyor veya çok az değer kaybediyor. Biliyorsunuz uzun zamandır Tl. sı 33 bandında devam ediyor. (Türk parası değer kaybetmiyor diye gurur duyanlar da var) Şimdi soruyorum size bir para hem değersiz hem değerli nasıl olur? Satarken kilo, alırken okka kullanmak gibi bir şey bu. Pekiyi bu nasıl temin ediliyor ona bakalım: Piyasaya bol dolar sürerek talebi azaltılıyor. Talep azalınca Türk parası değerli gibi gözüküyor (sanal olarak). Pekiyi, bol dolar nasıl elde ediliyor?: Tefecilerden yüksek faiz ile dolar alarak. Hazine son yedi ayda; bu nedenle, 818 milyon lira faiz ödemiş. Yani Türk halkına ödenecek paralar tefecilere faiz olarak verilmiş. Faizin % 45-50 olduğunu düşünürsek Doların 45-50 bandında dolaşması gerektiğini hemen görürüz. Başka bir “şapkadan tavşan çıkartmakta” şöyle oluyor: Yabancı, yüksek faizle (~%50) Tl. satın alıyor ve kısa vadede yatırım yapıyor. Bir müddet sonra da resmi kurdan Tl. sını dolara çevirerek (33 YL.dan) parasını geri çekiyor. Sonuç:100 dolar yatırdıysanız 150 dolar alarak ~ % 50 para kazanmış oluyorsunuz. Biz de ülkeye döviz giriyor diye seviniyoruz
- Diğer bir “şapkadan tavşan çıkartma numarasını” da TÜİK yapıyor. Yıllık enflasyon %100’ün üzerindeyken Bunu TÜİK % 61 olarak gösterme becerisini başarıyor. Çalışanların ve emeklilerin maaşları; kanuna göre, enflasyona göre belirlendiği için devlet çalışan ve emeklilerin hakkından %40 çalmış oluyor. Şapkadan bu çıkana tavşan değil deve demek lâzım. İnsanlar açlık sınırında yaşıyormuş kimin umurunda. Düzgün bir maliye politikası için paranın bileşik kaplardaki gibi ~ aynı seviyelerde durması ve dürüst olunması gerekiyor. Yoksa dengesizlikten kurtulmak ve ekonomiyi düzeltmek mümkün değil.
- Kur makası ise, kurun artışı ile enflasyonun artışı arasındaki oran. Bu oran büyüdükçe ekonomi iyice bozuluyor. Bunu birkaç örnekle açıklamaya çalışacağım: Türk lirasına güvenmediğiniz için evinizi dolarla kiralıyorsunuz. Kiralar ilk önce 25 bin Tl. sonra enflasyon miktarında (%60) artmaya başlıyor. Bir de bakıyorsunuz sizin dolar kiranız Tİ. olarak hiç artmamış yahut çok az artmış. Bir iş sahibi iseniz yine Tl. Sına güvenmediğiniz için dolar üzerinden fiyat veriyorsunuz. Bir müddet sonra enflasyonla artan işçilik ve malzeme fiyatları; döviz artmadığı için, masrafı karşılamadığı gibi kârı da alıp götürüyor. Bu nedenle insanlar birbirine giriyor ve toplumda huzursuzluklar artıyor.
Bu enflasyonun hiç faydası yok mu? Durmuş bir saatin bile günde iki defa doğru zamanı gösterdiği gibi, enflasyonun da faydaları var. Dolaylı vergilerin %80 olduğu ülkemizde, pahalılık ne kadar çok artarsa hazineye o kadar çok para giriyor. Hazine döviz borcun Tl. Cinsinden öderse (33 Tl) büyük kazanç elde ediyor. Özellikle sabit bir kur üzerinden fiyatlandırılmış ürünleri ithal eden firmalar, kur makasından yararlanabilir. Eğer yerel para birimi güçlüyse (1 $=33 TL.) ve firmalar ucuza döviz alabiliyorsa, ucuz ürün ithal edebilirler. Bu durumda kur makası, ithalatçılar için bir fırsat sunabilir.
İnşaat da bir denge işidir. Binanız dengesiz ise yapı çöker (mevcut bir kolonu kaldırmak gibi). Aslında evren dâhil her şey bir denge içinde değil mi? Atmosferin ısısı 1 derce arttığı zaman büyük felaketler meydana gelmiyor mu?
Onun için artık hokkabazlığı bırakıp dengeyi sağlamaya çalışmamız lâzım.