Geçenlerde inanılmaz bir olay ile karşı karşıya geldik. İstanbul Tozkoparan’da bir kentsel dönüşüm uygulamasında mal sahipleri ile güvenlik güçleri arasında coplu ve gazlı bir arbede yaşandı. Sorun, aylık 2-3 bin lira para kazanan daire sahiplerinin ne kira, ne de sonradan yapılandırılacak inşaat taksitlerini ödeyecek güçlerinin olmaması idi.
Empati yapın, siz olsaydınız ne yapardınız? Bunu düşünebilecek bir devlet yetkilisi yok muydu kolluk kuvvetlerinin başında? İlle, işi despotizmle mi çözeceksiniz? Çözüm üretme yeteneği hiç kalmadı mı? Çözerken de “Sosyal Devlet” ilkelerine bağlı kalmamız gerekmez mi?
Bu sorun yaklaşık 900 aileyi ilgilendiriyor. Tamamen haklı oldukları bir konuyu savundukları için polisten dayak ve gaz yiyorlar. Demokratik başka bir ülkede böyle bir şey olur muydu bilmiyorum?
Bence bu sorunu şöyle çözmek mümkündür:
- Mülk sahiplerine muhakkak aynı yerde bir daire verilmeli.(örnekte emsal “1” , daire alanı “100 m2” kabul edilmiştir.)
- Mülk sahiplerinden para talep edilmemeli.
- Mülk sahiplerinin İnşaat bitinceye kadar olan kira-taşınma vs masraflarının ödenmeli.
- Yükleniciye verilecek payı (%50-%50 olarak düşünülmüştür. Mevcut 900 daire olduğuna göre 900 daire de yükleniciye verilecektir.) karşılama şekli:
- Daire alanını % 20 (80 m2) küçülterek ve emsali 0,3 (1,3) artırarak 80 m2 lik 1462 daire elde edilinebilir.
- 1800 daireyi tamamlamak için yükleniciye verilecek 337 daireyi karşılamak için ya kendisine eş değer bir arsa verilmesi ya da bu dairelerin (337 daire) kârı kadar maddi yardım yapılması sağlanmalıdır.
Burada temel iki öge gözükmektedir:
- Mülk sahiplerinin mağdur edilmemesi.
- Sosyal Devletin de taşın altına elini koyması.