Gündeme “korona virüsü” oturdu. Depremi, Suriye, Libya meselesini unuttuk. Hâlbuki biliyoruz ki olası bir depremde milyonlarca can kaybedeceğiz. Üstelik de depremin zararlarından; iyi bir planlama ile, korunmak mümkünken.
Ben yine Kendi konumuza dönmek istiyorum. Depremde şehirler kadar köyler ve kasabalar da çok önemli. Küçük bir depremde köy evleri yıkılıyor ve pek çok can kaybına sebep oluyor. Fakültelerimizde maalesef köy yapılarına pek değinilmez hep lüks villalar işlenir. Hâlbuki köy mimarisi hem estetik hem sağlamlık bakımından çok önemlidir. Avrupa’da “Rural” mimari diye bir dal vardır ve sadece köy yapıları ile ilgilenir. Eski kerpiç köy evleri; avluları, küçük pencereleri, ahırları ile inanılmaz güzel yapılardı. Bir müddet önce Korkuteli civarında bu konuda bir çalışma yaptım ve gördüm ki birkaç tane harabe kerpiç evden başka bir şey kalmamış. Bu arada birer şaheser olan taş evleri de unutmamak lazım. Özellikle Yarbaşçandır civarındaki ahşap konstrüksiyonu dışarıda olan taş yapılar, değme modern binaları yaya bırakır. Akseki’nin düğmeli evleri ise ayrı bir sanat eseridir. Bütün bu güzelliklerin araştırılması, arşivlenmesi, geliştirilmesi gerekmez mi? Biz ne yapmışız eskileri yıkmış yerine çok çirkin ve sağlıksız beton binalar dikmişiz. O köyün güzelliğinden hiç bir şey kalmamış. Çünkü bu binaları ya köylü kendisi ya da çevredeki bilgisiz ustalar yapıyor. Mimarların hiçbir katkısı yok. Mimarların da böyle bir kaygısı yok. Tabii bu yapıları eskiden de ustalar yapıyormuş. Ama bu ustalar (özellikle Rum ustalar) Mimar Sinan gibi tecrübeli ve yetenekli imiş. Zaten malzeme de çok çirkin şey yapmaya pek izin vermiyor. Son zamanlarda köylerin Büyükşehir belediyelerine bağlanmasıyla uygulamanın nasıl olduğunu bilmiyorum. Ama sanırım değişen pek bir şey yok. Bu kerpiç yapılar ve taş evler depreme dayanıklı yapılabilir mi? Tabii ki yapılabilir. Buna da inşaat mühendisleri karar verir ve çözüm üretir.
Bir yazımda “Merakın” ne kadar önemli olduğunu yazmışım. Yeni bir şeyler bulmak için merak etmek ve araştırmak gerekiyor. Biz ise kopyalamayı yeğliyoruz. Osmanlı camilerini ve konaklarını kopyaladığımız gibi.