Aslında, insanlarda bu bir ruh hastalığıdır. Efsanevi örnek de “kurt adamdır”. Çocukluğumuzun korkulu rüyası kurt adam dolunay zamanı üç gün kurt olur. Tüyleri uzar, dişleri sivrileşir ve büyür, saldırgan kötü bir adam olur. Çocukları kaçırdığı hatta onları yediği söylenir. Bu üç gün haricinde kurt adam iyilik seven, herkese yardım eden sevecen bir insandır. Kurtken yaptıklarını da hatırlamaz. Asırlar boyunca bu konu işlenmiş romanlar yazılmış, filimler çevrilmiştir.
Ülkenin durumu hikâyeyle o kadar örtüşüyor ki ister istemez bunları hatırladım. AKP yi yaptığı kötü işlerden dolayı çok eleştirdim. Özellikle mimari ve sanat konusundaki bilgisizlikleri tahammül edilir gibi değil. Çamlıca Camii (Sultan Ahmet taklidi), Sinan Camii (Selimiye taklidi) geleneksel mimari diye yapmaya çalıştıkları Osmanlı, Selçuklu sitili okullar, adalet sarayları, konutlar, Beştepe sarayı vs telafi edilemez çirkinlikler. Heykele ve resme hiç tahammülleri olmadığını biliyoruz. Koca saray hat el sanatları ile dolduruldu. Heykellerin çoğunu içine tükürerek söküp attılar, dozerlerle yıktılar. AKP nin Atatürk’ten de; hanedanlığı yıkıp Cumhuriyeti kurduğu için, çok hazzettikleri söylenemez. Ayasofya’nın ibadete açılışında Diyanet İşleri Başkanın konuşması, alenen Atatürk’e hakaret eden Kadir Mısırlıoğlu ve benzer kişileri devletin koruması ve kollaması bunun işaretidir. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Cumhurbaşkanın en yakını ve AKP kurmayları olan İbrahim Kalın, Fahrettin Altun ve Mahir Ünal açıkca Cumhuriyet devrimlerini kabul etmiyorlar. Bunun bir medenileşme değil taklitçi bir Batılaşma olduğunu savunuyorlar. Arap harflerine, medrese eğitimine, şeriat kanunlarına dönsek çok memnun olacaklar. Hâlbuki Cumhuriyet sadece kurtuluş savaşı değil bir medeniyet değişimidir de. (Bu çok uzun ayrı bir yazı konusu)
İstanbul’da iki tane sanat kurumu açıldı. Bunlardan birisi Murat Tabanlıoğlu’nun tasarladığı Atatürk Kültür Merkezi diğeri ise Emre Arolat’ın mimarı olduğu Devlet Resim ve Heykel Müzesi. Her ikisi de modern dünya çapında iki şaheser. AKM de Atatürk isminin korunması ve ilk mimarı Hayati Tabanlıoğlu’ nun (Murat’ ın babası) mimari havasının korunması büyük bir kadirşinaslıktır. Resim ve Heykel Müzenin açılışında Sayın Cumhurbaşkanının yaptığı konuşmada Atatürk’e resim ve heykel sanatına yaptığı övgüler inanılmaz derecede güzeldi. Geçenlerde, AKM’ ye bir yarışmayla seçilen Semih Eskicioğlu’nun modern heykelini AKP’ liler inanın bir çöplüğe dahi koymazlardı. Türkiye’nin son günlerde kazandığı bir diğer eser de Ankara’da; nerede ise otuz sene önce mimar Sema Uygur ve Özcan Uygur’un bir yarışmada kazandığı, CSO konser salonu. Bu kurumlar; bütün medeni memleketlerdeki gibi konser, opera, bale, sergi faaliyetleri yanında çocuklara sanat eğitimi de sağlıyorlar. AKP lilerin bu kurumların kapısından içeri adım attıklarını hiç zannetmiyorum. Ancak, binaları Osmanlı-Selçuklu sitiline çevirmedikleri için ve fonksiyonlarına müdahale etmedikleri için büyük bir saygı duyuyorum.
Doğrusu şaşılacak pek bir şey de yok. Sayın Cumhurbaşkanımız kendini “Devrimci (mevcut sistemin yerine farklısını tesis etmek isteyenler ve değişimi savunanlar) ve muhafazakâr (var olan durumu korumak isteyenler, değişime karşı duranlar)” olarak tarif etmiyor mu?