Aralarında önemli farklılıklar olmakla beraber Rusya ve Osmanlı birbirlerine benzeyen komşu iki ülkedir. Her ikisi de Batıya ilgi göstermiş ve ilerlemeyi Batılılaşmakta görmüştür. Yine her iki ülkede batıdan sadece teknolojiyi alıp kendi özlerini değiştirmek istemeyen bir zümre olmuştur. Benim merak ettiğim, neden Rusya’dan onlarca dünya çapında müzisyen (Pyotr İlyiç Çaykovski, Nikolay Rimsky-Korsakov, M. A. Balakirev, A. P. Borodin, C. A. Cui, Modest Musorgski…..) ve edebiyatçı ( Fyodor Dostoyevski, Lev Tolstoy, İvan Turgenyev, Nikolay Vasilyeviç, Gogol, Maksim Gorki, Anton Çehov….) yetiştiği halde Osmanlıdan bir tane dahi bu tür sanatçı yetişmemiş olmamasıdır. Bilim konusu da böyle. 1914 de Rusya’nın Üç dört tane dünya çapında tanınmış matematikçileri, Nobel ödülü almış bilim adamları elektrikte aerodinamikte ün yapmış büyük adamları vardı. Bu nedenle her iki ülkenin yenilenme hareketlerini; birinci asırdan 20. Asra kadar, kronolojik olarak sıraladım. Neyin ne zaman yapıldığını veya yapılmayanların neler olduğunu bu listede görüp belki bir sonuca varabiliriz.
- 1019-1054 Kril ve Mathodius adlı iki misyoner tarafından Kiril alfabesi oluşturuldu ve sistematik bir eğitim kuruldu. Bu alfabeyi Orta Çağ Yunan (Bizans) alfabesinin temelinde geliştirerek Yunancada bulunmayan birtakım Slav seslerini de buraya eklemişlerdi. (Osmanlı Türk gırtlak yapısına uymayan Arapça yazıyı kabul etmiş ve Cumhuriyete kadar sürdürmüştür. Bu husus halkın okuma – yazmayı zor öğrenmesine neden olmuştur. Sistematik bir eğitim de kurulamamıştır. Eğitim hep vakıflar tarafından yürütülmüştür.)
- 1237-1480 Rusya Altın Ordu egemenliği altındayken Batıdan hayli uzaklaştı.
- III. İvan (1462-1505) İtalya’dan teknisyenler ve sanatçılar Almanya’dan göçmenler getirtti. (Fatih döneminde Bellini gibi İtalyan ressamların İstanbul’a geldiğini top dökümü için Macar ustalardan faydalanıldığını biliyoruz.)
- IV. İvan (1533- 1584) İngiltere ile ticareti geliştirdi. (Kanuni Süleyman da Avrupa ile özellikle Fransa ile ticareti geliştirdi. Ancak Osmanlı’nın ticarete bakışı Avrupalılar gibi Merkantilist* değil provizyonisttir** . Osmanlılar da; Ruslar kadar olmasa da, Batıdan uzmanlar getirtmişlerdir. En büyük göç ise İspanya’dan Yahudi göçüdür (1492).
- Çar Boris Godunuv zamanında İngiltere, Fransa Almanya’ ya pek çok öğrenci gönderildi. Batıdan uzmanlar getirtildi. Bu husus Çar Michael zamanında da devam etti. (Rusya kadar yoğun olmasa da bu tür faaliyetlere Osmanlı’da da rastlıyoruz.)
- 1631 de Kiev’de kurulan Metropolitan Mogila Akademisi Rusya’ya yeni fikir ve görüşlerin geçişini sağlamıştır (mimari, resim, edebiyat gibi alanlarda). Daha sonra ticaret gelişmiş ve Batı bilim ve teknolojisi öğrenme isteği artmıştır. (Osmanlı’da böyle bir akademi görmüyoruz)
- 1645-1676 yıllarında çar olan Aleksey Mihayloviç Romanov Batıdan pek çok kitap getirtmiş, tiyatro ve bale okulu kurdurmuştur. (Osmanlı’da böyle bir faaliyet görmüyoruz)
- (1682-1725) Büyük Petro geleneksel Ortodoks geçmişinden, laik akılcılık temelli bir sisteme geçmiştir. ( Osmanlı da böyle bir girişim olmamış ancak bu husus Cumhuriyetle gündeme gelmiştir.)
1705 klasik lise kuruldu. (1850 de Darülmarif açıldı)
1712 Matematik ve Denizcilik Okulu, Mühendislik ve Topçuluk Okulu kuruldu. (1773 de III. Mustafa zamanında Mühendishane-i- Bahri Hümayun 1795 de III. Selim zamanında “Mühendishane-i-Berri Hümayun” kuruldu)
1714 İlkokullar kuruldu. (1862 Sibyan okulları yerine “İptidai Okullar kuruldu)
1715 Denizcilik Akademisi
1724 Rusya Bilimler Akademisi ( Encümen-i- Daniş 1851 yılında kuruldu)
Batıya öğrenciler gönderdi. Sanayi yatırımlarını geliştirdi. Saint Petersburg gibi bir şehir kurdu. Batıdan her alanda uzmanlar getirtildi. Harbiye mektebi kuruldu. (Mektebi- Harbiye II. Mahmut zamanında 1835 de kuruldu.)
Rusya Avrupa ile adeta bir kültür birliği sağlamaya başladı.
- 1730-1740 Anna İoanova döneminde Fransız ve Alman hocalar tarafından Müzik ve teatral dans okulları kuruldu. (1828 yılında İstanbula getirtilen Donizetti Paşa Osmanlıları batı müziği ile tanıştıran ilk kişidir. Müsika-i-Hümayunu kurmuştur. Sonradan Konservatuar olacak olan Musiki Muallim Mektebi Cumhuriyet döneminde kurulmuştur.)
1755 Moskova Üniversitesi. ( 1453 yılında medrese olarak kurulan eğitim kurumu 1933 yılında İstanbul Üniversitesine dönüştü. 1876-1909 arası Mülkiye, Hukuk, Ticaret, Mühendislik, Ziraat, Veterinerlik Fakülteleri, Darülmallimat okulu açildı. )
1757 Güzel Sanatlar Akademisi (Sanayi-i- Nefise 1879 da İstanbul’da Osman Hamdi Bey tarafından kuruldu)
- 1762- 1796 II Katerina dönemi(kendisi aslen bir Alman prensesi idi)
Kiliseyi devlete bağladı
İlerici fikirleri destekledi
Avrupa’daki her sosyal ve düşünce hareketi Rusya’yı hemen etkilemeye başladı.
1763 de Tıbbi Komisyon kurdu. (1827 Tophane-i- Amire ve Cerrahane-i-Amire kurulacaktır.)
1764 de Hermitaj gibi dünyanın en büyük sanat müzelerinden birini kurdu. (İstanbul Arkeoloji müzesi 1891 de Osman Hamdi Bey tarafından kurulmuştur. )
1782 de eğitimi organize etmek için bir komisyon kurdu. (1846 da bu günkü MEB lığının başlangıcı sayılan Mekatipi Umumiye nezareti kuruldu. Fransız eğitim sistemi örnek alınarak bu günkü eğitim sisteminin temelleri atıldı. 1847 de İlköğretim program ve yönetmeliği yayınlandı)
Madencilik Enstitüsü, Serbest Ekonomi Derneği, Fizik ve Matematik Derneği, Moskova Natüralist ve Ziraat Derneği açıldı. ( I. ve II. Meşrutiyet sonrasında, geleneksel Osmanlı devlet-toplum ilişkisinde Avrupa benzeri örgütlenmeler başlamışsa da, bunların ve basının muhalefete dönüştüğü gözlenmiştir, Bunun sonucu olarak; Özgürlüklerin kısa süre sonra askıya alınması, örgütlenme hızının sürekliliğini engellemiştir. 1909 Anayasası çerçevesinde hazırlanmış olan 1909 tarihli Cemiyetler Kanunu, 1938’e dek sivil toplum örgütlenmelerini düzenleyen temel yasa olmuştur.)
Diderot’nun ve Voltaire’in şahsi kütüphaneleri satın alındı. Bunlar Kazan Kütüphanesinin temellerini oluşturdu. (Osmanlı’da böyle bir olay görülmedi)
Binlerce eser batı dillerinden Rusçaya çevrildi. (Böyle bir faaliyete H.Ali Yücel’in Bakanlığı döneminde Cumhuriyet’te rastlıyoruz)
- Çar III. Petro (1726-1752) ve I. Paul (1754-1801) zamanında Rus ordusu Tamamen Prusya sistemine geçti. ( 1793 de III.Selim tarafından Nizam-ı-Cadid ordusu kurulmuş (Fransız ve Prusyalı uzmanlar tarafından) ancak Kabakçı Mustafa isyanı ile 1807 de kaldırılmıştır. Yeniçeri Ocağı 1826 tarihinde II. Mahmut tarafından kaldırdı (Vaka-i-Hayriye). Asakir-i- Mansure-i- Muhammediye adıyla yeni bir ordu kuruldu.)
I.Paul zamanında yabancı öğretmenler kovulmuş, yabancı kitaplar yasaklanmış ve öğrencilerin dışarıya gönderilmeleri engellenmiştir.
- I.Alexsander zamanı (1801- 1825)Yasaklar kaldırıldı. 1812 de Napolyon’nun Moskova’yı işgaline kadar Rusya halkı olmayan bir devletti. 1812 de bir “Rus halkı” ortaya çıktı. (Bu husus ancak Cumhuriyetle gerçekleşti) Üniversite sayısı altıya çıkartıldı. Almanya’dan hocalar getirtildi. Dernekler yeniden faaliyete geçirildi ve değerli yayınlar yapıldı. İncil Rusçaya çevrildi. (Osmanlıda eğitim Arapça olduğu için Kuran’ın Türkçeye çevrilmesi pek önemsenmemiştir. Bazı çevirilere ise halk rağbet görmemiştir.) Yönetim laiklik ve liberalizmden dine yöneldi. Bu dönemde: Üniversitelerde 1 700, Gimnasyumlarda 5 000, Bölge okullarında 30 000, Cemaat okullarında 30 000 öğrenci vardı. Bakanlığın denetimi dışındaki okullarda ise durum şöyle idi: Askeri okullar 100 000, kilise okulları 50 000, özel okullarda 40 000 öğrenci vardı.
- Nikolas zamanı (1825-1855)Rusya’nın Batılaşmadan gelişmesi için çaba gösterdi. Uzun süre Milli Eğitim Bakanlığı Yapan Sergey Uvarov klasiklere ve doğu çalışmalarına ilgi duyan gerçek bir bilgin idi. Bu ilgisini eğitim programlarına yansıttı. 1833 de Kiev Üniversitesini kurdu. Üniversitelerde felsefe dersleri kaldırıldı. Tarih bölümü geliştirildi. Üniversitelerde fen ve teknoloji ileri bir durumdaydı. İstihbarat teşkilatı kuruldu ve basına sansür getirildi. Rusya’ ilk Pazar okulları açıldı (Kuran kursları gibi). Ancak bu okullarda İncil değil okuma-yazma öğretiliyordu. Bu okullar eğitimin yaygınlaşmasında çok başarılı oldu.
- II.Alexsander zamanı (1855-1881) Köleler serbest bırakıldı. Yerel yönetimler, adalet ve orduda reformlar yapıldı. Daha önce üniversitelerde kapatılan felsefe bölümleri açıldı. Odesa ve Varşova üniversiteleri açıldı. Kız öğretmenler yetiştirmeye ve kız okulları açılmaya başlandı. Eğitimin yaygınlaşması, sansürün gevşemesi kitap ve periyodik yayınlarda büyük bir artış sağladı. St. Petersburg Kütüphanesi Biblioteque National ve British Museum’ dan sonra dünyanın üçüncü kütüphanesi olmuştur. (Osmanlı’da böyle bir faaliyet görmüyruz)
- III. Alexsander zamanı (1881-1894) Üniversite özerkliği tamamen kaldırıldı. 1886 da kadınların üniversitede devam ettiği kurslar kaldırıldı. 1887 de asil olmayan çocukların gimnazyuma kayıtları sınırlandırıldı. Bu dönem eğitime en çok zarar veren bir dönem olmuştur.
Yüzyıl döneminde Öğrenciler yılgın ve ümitsizdi. Ya bürokrat olacaklardı ya da sürgüne gönderileceklerdi. Eğitim daha çok teorik idi.
- II. Nikolas zamanı (1894-1917) Sansürün kalktığı, kiliselerin özerkleştiği, köylülerin toprak tapularını aldığı, işçi sendikalarının serbest bırakıldığı ve bütün ülkenin demiryolları ile döşendiği bir dönemdir. Okullar kayıt oranı %91 okuma –yazma oranı ise % 56’ya yükseldi. 1909’ da Saralov. 1916’da Perm üniversiteleri açıldı ve üniversite sayısı ona çıktı. 1938 da Evrensel İlkokul Yasası çıkartıldı. Bu dönem yukarıda bahsettiğimiz gibi önemli sanat ve bilim adamlarının yetiştiği bir dönemdir. (1908 yılında II. Abdülhamid döneminde 1322 km. lik Hicaz demir yolu inşa edildi. Bu dönemde Mülkiye, Hukuk, Güzel Sanatlar, Ticaret, Mühendislik, Ziraat ve veteriner fakülteleri açıldı. Darülmallimat (Kız öğretmen okulu) Aşiret okulları ve Bütün yurtta İdadiler(liseler), Rüştiyeler açıldı. Okuma oranı erkeklerde % 6-7, kadınlarda ise binde 2-3 civarında idi. Bu dönem sansürün de arttığı bir dönem olmuştur.)
Bu bilgileri verdikten sonra yazının yorumunu önümüzdeki hafta yapmak istiyorum. Siz okuyucular da; buna katılır, yorum yaparsanız ve bunları paylaşırsak önemli bir iş yapmış oluruz diye düşünüyorum.
Kaynakça: Rus Eğitiminde Batılaşma Çabaları ve Reformlar (Prof. Dr. Mustafa Ergün)
Türkler’ de ve Avrupa’da Öğretim Mekânları ve Yöntemleri ( Ercan Evren)
Wikipedi
*Merkantilizm : sömürgeci bir sistemdir. Zenginliğin kaynağı olarak değerli madenleri görür. İhracatı teşvik eder ithalata karşı dururlar.
**Provizyonism : Tüketiciyi ön plana alan sistemdir. Mal ve hizmetlerin bol, ucuz ve kaliteli sağlanmasını amaçlar. İthalat kaçınılmazdır.