DUAYEN

Özelleştirme ve Komünizm

Geçenlerde entelektüel bir bürokrat dostumuz konuşmasında; Türkiye’deki özelleştirmelerden o kadar tedirgin olmuş ki, “Bana sosyalist veya komünist diyebilirsiniz çünkü özelleştirmeye karşıyım” deyiverdi. Yerden göğe kadar haklıydı dostumuz zira bu yapılanlar özelleştirme değil “Yağma” dır. Ancak, keskin sirkenin de kabına zararlı olduğunu unutmamak gerek. Sakin bir şekilde düşünmeye çalışalım. Devletin yönettiği kurumlar başarılı mı? KİT’ ler borç içine düşmedi mi, Devlet işletmeleri arpalık olmadı mı? Komünist ülkeler başarılı sayılabilir mi? Rusya’nın bu nedenle dağıldığını, Çin’ nin ise Devlet işletmelerinde kapitalizm sistemi uyguladığını biliyoruz. Kontrolsüz bir işin başarılı olması mümkün değil. Devlet de kendi kendini kontrol edemediği için başarılı olamıyor. Komünist ülkeler halklarını da pek refaha kavuşturamamış ve yönetim totaliter bir rejime dönüşmüştür. Tabii savunma gibi asla özelleştirilemeyecek stratejik kurumlar da vardır. Devletin asli görevi görevi başta denetlemek olmak üzere, yönlendirme ve teşvik etmektir.

Avrupa’da İngiltere, Fransa, Almanya gibi pek çok ülkede özelleştirme yapıldı. Özellikle Komünist Doğu Almanya ile Liberal Batı Almanya’nın birleşmesiyle; Doğu Almanya’daki tüm devlet işletmeleri; hem de yok pahasına, özeleştirildi. Ama bir tek şartı vardı: Tesis modernleşecek, verimli hale getirilecek ve eski işine devam edecekti. Bizde ne yaptılar? Güzelim fabrikalar Rezidans, AVM oldu. Şimdi o fabrikalarda üretilen malları dışarıdan ithal ediyoruz. Türkiye’de Cumhuriyet Kurulduğunda Atatürk; Türkiye de sermaye olmadığı için, bütün yatırımı devlete yaptırmak ve işlettirmek zorunda kalmıştı. İzmir İktisat kongresinde bu husus çok iyi anlatılır. Ruslar, emperyalistlere karşı mücadele veren bir ülkeden bir sosyalist ülke çıkacağını sanarak Atatürk’ün hep peşinden koşmuşlardır. Atatürk ise durumu çok iyi idare ederek Ruslardan yardım almış ama liberalizmden taviz vermemiştir.

Bence; örneklerde görüldüğü gibi, devletçilik güzel ve verimli bir şey değil. Tabii özelleştirilmenin ve liberalizmin de akıllıca kullanması lazım. Maksat, çok para kazanmak ve bunu insanlara hakkaniyetle dağıtmak olmalıdır. Buna da “Sosyal Demokrasi” deniyor. Avrupa’da ve İskandinav ülkelerinde pek çok örnekleri var. Kızıp hemen komünist olmaya hiç gerek yok.

Aslında, devletin başında liyakatsiz yöneticiler olunca yönetim şeklinin adı ne olursa olsun o ülke pek iflah olmuyor.

Yayın Tarihi
06.07.2024
Bu makale 120 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!