DUAYEN

Liyakat 2

1959 yılında De Gaulle Fransa’nın başına geçince ilk söylediği şey şu olmuş: “Öncelikle liyakatli kadroları oluşturmalıyız”.

Bir işin yapılmasında veya yönetilmesinde liyakatin önemi tartışılmaz.

Önce isterseniz Liyakatin anlamına bir bakalım: Liyakat bir kişiyi; davranışları veya aştığı engeller için, saygı duymaya, övmeye, dikkate almaya veya ödüle layık kılan şeydir. Liyakat, çeşitli ahlaki, entelektüel veya fiziksel niteliklerden kaynaklanabilir: beceri, yetenek, cesaret, çaba, risk alma, sorumluluk, yenilik gibi ...Liyakat, zorlukların üstesinden gelme çabasıdır. Her şeyden önce ahlaki gücü ifade eder. Daha geniş anlamda, bir kişinin liyakati, tüm niteliklerini ifade eder. Bir kamu veya özel kuruluşta, ücret veya terfi için liyakat tanımlaması, o örgütün üyelerini iltimasa karşı korunması ve bu organizasyonun temel değerlerine uyulması anlamına gelir. Aslında liyakat; daha az etkili olduğu düşünülen, “kıdemin” yerine getirilmek istenmektedir.

Osmanlı İmparatorluğunun çöküş sebeplerinden biri de rüşvetin artması ve liyakate önem verilmemesidir.

Bu günün liyakat anlayışına bakmak içln Büyükelçiliği örnek almak istiyorum. Çünkü bu makam bir ülkeyi farklı bir ülkede temsil eden bir makamdır. Seçimi büyük hassasiyet gerektirir.

  • Öncelikle genel itibariyle bir büyükelçinin politika, tarih ya da uluslararası ilişkiler gibi bir bölümden lisans eğitimi almış olması tercih sebebidir. Sürekli olarak ülkeler arasındaki ilişkileri bilme gerekliliği olmasından dolayı, görevli olduğu süre boyunca eğitim kaçınılmaz olmaktadır.
  • Bu göreve gelmek isteyen kişilerin ekonomi, politika veya kurumsal diplomasi alanlarının birinde veya bir kaçında daha önce görev yapmış olması ve alanında deneyimli olması beklenir.
  • Ülkeler arasında köprü görevi görmekte olan büyükelçilerin, iletişim kabiliyetlerinin de oldukça yüksek olması beklenmektedir. Analitik düşünebilen, kişiler arasında iletişimi oldukça kuvvetli olan kişiler tercih edilmektedir. Ayrıca görev yapmış olduğu ülkenin dilini de anadili gibi konuşması gerekmektedir.
  • Önceden büyükelçi olmak için KPSS sınavına katılmak ve Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılmakta olan sınavda başarılı olmak gerekiyordu.
  • Ancak yapılan son değişiklikle ile bu şartlar kaldırıldı. Büyükelçiler, Dışişleri Bakanlığı’nın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararının ardından Cumhurbaşkanı tarafından atanmaktadır.
  • Gerek personel alımında gerek terfilerde jürilerin Büyükelçi ünvanlı olmaları değiştirildi ve bu yetki Bakana verildi.
  • Dışişleri Bakanlığı’nda uzman kadrosu için büyükelçi olma şartı kaldırıldı.

 

Özetlersek: Büyükelçilik için eğitim, deneyim, düşünme, iletişim gibi özellikler gerekiyor. Tabii bunları seçecek uzman kişiler de çok önemli.

Bütün bunlar da gösteriyor ki bundan sonra Büyükelçi olmak için fazla liyakate gerek yok. Sayın Cumhurbaşkanına yakın olmak yeterli.

Buna; önemli dış merkezlerden, birkaç örnek vermek istiyorum:

  1. Viyana Büyükelçisi: Ozan Ceyhun (Ed. Fak. Mezunu - AKP milletvekili)
  2. Lahey Büyükelçisi: Şaban Dişli (Ekonomi, İstatistik- AKP kurucusu)
  3. Tokyo Büyükelçisi: Hasan Murt Mercan (Endüstri Müh. – AKP kurucusu)
  4. Prag Büyükelçisi: Egemen Bağış (Kamu yönetimi – AKP Bakanı)
  5. Kuala Lumpur Büyükelçi: Merve Kavakçı ( Bilgisayar Müh.- FP Milletvekili)

Maalesef, bunların içinde rüşvet olaylarına karışmış ve kardeşi Fetö nedeniyle Hapiste olanlar da var.

Ülkede banka yönetim kurullarına güreşçilerin atandığını da düşünürsek Türkiye’nin bir arpalık gibi yönetildiğini çok daha iyi anlarız.

Charles De Gaulle’ ün sözünü tekrarlayarak yazıyı bitirelim:

Öncelikle liyakatli kadroları kurmalıyız.

 

Yayın Tarihi
14.09.2020
Bu makale 1493 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!