Bazı hekimler hastalıkları sade ilaçlarla tedavi etmeye çalışırlar. Hâlbuki ilaç tedavi için bir araçtır. Asıl olan insanın yaşam tarzıdır. Örneğin, sigara içenler istedikleri kadar ilaç alsınlar dertlerinden kurtulamazlar. Şişmanlık, kötü beslenme, hareketsizlik vs öğle değil mi? Baş ağrısı da en önemli şikâyetlerimizden biridir. İnsanın hayatını zehir eder. Baş ağrısını ağrı kesici ilaçlarla gidermek mümkün olabilir. Ama asıl çözüm ağrının sebebini bulup onu tedavi etmektir.
Lafı buradan seçimlere getirmek istiyorum. Başkan adayları seçim propaganda konuşmalarına başladılar. Çoğu, sorunun aslını çözmektense geçici ilaçlarla ağrıyı gidermeye çalışıyor. Büyük şehir belediye başkan adayı Sayın Hakan Tütüncü de ilk konuşmasında Antalya’ nın en önemli sorununun “ulaşım” (trafik) olduğunu söyleyerek işe başladı. Sayın Tütüncü; kentsel dönüşüm çalışmalarımı dinleyen yegane başkan olduğu ve zaman zaman bazı konularda fikrimi almak nezaketini gösterdiği için, takdir ettiğim bir kişidir. Ancak onun bu önceliği beni şaşırttı. Öncelik muhakkak insan hayatını en fazla ilgilendiren bir konu olmalıydı. Bence; genelde bütün Türkiye için, deprem olmalıydı. Çünkü deprem olduğu zaman yüzbinlerce kişi hayatını kaybediyor. Bunun acısını 99 ve geçen yılki şubat depreminde yaşadık. Geçmiş depremlerin zararlarını telafi etmek için milyonlarca konut yapmamız gerekiyor. Bu ihtiyacı da ancak endüstriyel konut inşaatı tarzıyla karşılayabiliriz. Tabii bu konutlar şehir merkezinde değil çevrelerde; merkeze kuvvetli ulaşım araçları ile bağlı, akıllı mahallelerle olmalı. Çok ciddi çalışma, bilgi ve organizasyon isteyen bir konu. Yollar açmak, köprüler, alt geçitler yapmak; her zamanki gibi, pragmatik bir davranış. Üstelik bu çalışmalar şehir yoğunluğunu daha da artıracak trafik her zaman sorun olarak kalacaktır. İstanbul bunun en iyi örneğidir. Köprülerle, tünellerle sorun çözülebilseydi İstanbul kurtulurdu. Hâlbuki tam tersi oldu ve İstanbul bu gün yaşanamaz bir hale geldi.
Sorun, şehir yoğunluğunun artması nasıl önlenir onu çözmekte. Dünyadaki pek çok büyük şehirler bunu akıl ile çözmüşler. Şehri delik deşik etmek hem şehri çirkinleştiriyor hem de pek işe yaramıyor. Harcanan paralar da işin cabası.
Bu inşaat hırsından nasıl vazgeçip akıllı işler yapmayı başarabileceğiz?