Zaman ne çabuk geçiyor. Sevgili İnci’yi kaybedeli iki yıl olmuş bile. İnci’nin eşi Coşkun, kızı Burcu, öğrencileri (sonradan meslektaşları) Ayşe Çakır İlhan, Ömür Adıgüzel, Ayşe Okvuran ve Ayşe Çakır İlhan bir araya gelerek bir anı kitabı meydana getirmişler. Bu kitapta İnci’nin hayatını, çalışmalarını, düşüncelerini, hayallerini anlatıyorlar. Baktım da; tüm çabaları, Antalya Filarmoni Derneğinin yapmak istediği faaliyetlerle ne kadar örtüşüyor.
Sayın Ayşe Çakır İlhan sunumunu özetleyerek şu şekilde bitirmiş: “Sonuç olarak Prof. Dr. İnci San, akademik hayatında başladığı yıllardan bu yana sanatın ve sanat eğitiminin disiplinler arası bir yaklaşımla düzenlenmesini önermektedir. Özellikle, ”Sanatlar Bilimselliğe Yaklaşırken” başlıklı son bildirisinde sanatın ve sanat eğitiminin bilimden, teknolojiden beslendiğini, ancak aynı zamanda yaratıcı bireyler yetiştirmek için sanat eğitiminin; özgün ve yaygın eğitimin her basamağında, hayati bir öneme sahip olduğunun ve sanat eğitiminin yeni bir bakış açısı ile düşünülmesi gerektiğinin altını çizmektedir.”
Antalya’da biz de Antalya Filarmoni Derneği olarak İlkokul çocuklarının sanatı tanımaları, sevmeleri ve uygulamaları için elimizden gelen her gayreti sarf ediyoruz. Bu arada Resmi, müziği, heykeli, mimariyi, opera ve baleyi tanıtan beş adet video hazırladık. Bu videolarda konuları; örneklerle beraber, çocukların anlayacağı şekilde sunuyoruz. Umudumuz bu faaliyetin tüm yurt sathına yayılması ve bütün çocukların bu bilgileri almaları. Bunun yanında yine ilkokullarda koro çalışmaları yürütüyoruz. İlk önce; yaklaşık sekiz yüz öğrencili okullarda, kulak taraması yaparak yetenekli çocuklar seçiliyor. Sonra bu çocuklarla korolar kuruluyor. Yılsonunda okullarla müşterek bir konser veriliyor. Öğrenciler mutlu, veliler mutlu, öğretmenler mutlu. Şunu da belirtmeliyim ki, ilkokullarda müzik dersi olmasına rağmen müzik öğretmeni olmadığı için müzik dersleri yapılamıyor. Maalesef, çocuklar müzikle ilgili hiç bir bilgiye sahip değiller. Piyanoyu ve müzik öğretmenini dernek olarak biz temin ediyoruz. Tabii bu işin en iyi çözüm yolu da ilkokullara müzik öğretmenleri atanmasıdır. Bu konuda da çalışıyoruz. Ancak şimdiye kadar bir sonuç alamadık. Bu yıl okul sayısı ona ulaştı. Daha fazlasına bizim gücümüz yetmeyeceği için şimdilik böyle devam etmeye çalışacağız.
Çocuklarımızın, yaratıcı, mutlu, her dem güzelliklerle ilişkili olmalarını arzu ediyoruz.
Yazımızı yine Platonun sözleri ile bitirelim:
Çok küçük yaşlarda insan, çirkinliğin korkusunu duyar, ruhunda hissettiği ve her zaman onun değerini artıran “güzelliğin” övgüsüne de gönülden kapılır.
Eğitim ve hayat ayrılmayan bir bütün meydana getirmelidir. Eğitimin en önemli amacı insanın moral davranışlarıdır. Moral eğitimi için estetik eğitim kaçınılmazdır. Estetik eğitim, güzel şeylerle temas kurarak sanatsal eğitilmeyi ifade eder.