Bu gün sizlere; bu kadar olumsuz ortama rağmen, neden sevinçli olduğumu anlatmaya çalışacağım. ANSİAD, Türkiye’de açlık içinde yaşayan insanların aç çocuklarına gıda yardımı yapmayı kararlaştırdı. Benim ve Sevgili Orhan Şenoğlu’ nun gayretleriyle; daha önce de denemiş olduğumuz, pekmez ve fındıktan oluşan (müthiş bir enerji deposu) kremaları 250 ilkokul öğrencilerine her gün dağıtmaya başladı. Örnek olarak da Ruhi Sunar İlkokulu seçildi. Okul eski işyerimizin bulunduğu “Altınova” da bulunuyor. Cuma günü işlerin nasıl yürüdüğünü görmek için okulu ziyaret ettim. Okulun genç ve dinamik bir müdürü var. Dağıtımı sınıf öğretmenleri yürütüyormuş. Maalesef çocukların bir kısmı pekmenleri yemiyormuş. Kremaların faydasını anlatıp çocukları ikna etmek gerekiyor. Eski okulun yanına; içinde ortaokul ve anaokulu da olan, dört katlı koca yeni bir bina yapılmış. Arzum üzerine Müdür, bana yeni okulu gezdirdi. Arsa ufak, mimari çok kötü ama inşaatın oldukça güzel olduğunu söyleyebilirim. Bu “tip” projelerden maalesef bir türlü kurtulamadık. Asıl söylemek istediğim tüm inşaatta akustik panellerin kullanılmış olması. 2017 yılında yine ANSİAD ile başlattığımız bir çalışma ile okulların akustik sorununa çözüm üretmeye çalışmış ve çok kapsamlı bir rapor hazırlamıştık. Projelerini benim hazırladığım üç okulda da bunun uygulamasını yapmıştık. Milli Eğitimde çalışan akıllı iki teknik eleman (Mimar Gülizar Hanım ve Sadık Bey) bunun faydasını görerek yeni çıkacak okul ihalelerinde bu akustik plakaları; şartnameye koyarak, kullanmaya başlamışlar. İşte beni sevindiren bu oldu. (Müdür bey bunları süs zannetmiş, böyle bir faydası olduğunu öğrenince o da çok sevindi.)Faydasına inandığınız, uğraşıp çabaladığınız bir konunun uygulanmaya konması insanı sevindiriyor. Boşa uğraşmamış olduğunuza inanıyorsunuz. Kötü akustik, bir virüs gibi hem öğretmenleri hem öğrencileri zehirleyen bir hastalık. Yönetimdeki akıllı iki insan bunu düzeltebiliyor. Temennim Milli Eğitimin, tüm ülkede bu uygulamaya başlaması. Tabii bir de binlerce eski okul var. Bunlarda da durum aynı. Önceden inşa edilmiş okullar için de sevgili Dr. Tülin Özkan’ ın yardımlarıyla bir uygulama yaptık. Bir öğretmenin şu sözünü hiç unutmuyorum: “Ercan bey şimdiye kadar her gün eve baş ağrısı ile gidiyordum. Siz akustik plakaları yaptıktan sonra artık baş ağrım kalmadı”. Yedi seneden beri; maalesef, bu örneğimiz hiçbir işe yaramadı ve bu faaliyet devam etmedi. Milli Eğitim Bakanlığından birkaç akıllı adam çıkmasını bekliyoruz.
Çalışmalarıma rehber olan; çok beğendiğim, iki atasözü vardır: “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur ve sanat ruhun gıdasıdır”. “Akustik ve pekmen” projeleri birinci, ilkokullarda “koro çalışmaları” ise ikinci atasözü temelinde yürütülüyor. Tabii, bizim yaptıklarımız örnek ve farkındalık yaratacak küçük çalışmalar. Bütün ülkede uygulama yapmak ne haddimize. Buna gücümüz yetmez. Aslında, bunlar Devletin asli vazifesi. Ancak, öğretmenler, müdürler, sivil toplum örgütleri, ülkesini seven her vatandaş da, bunu bizi yönetenlerden talep etmeli.