Geçen Pazar TRT 2 de Rengin Gökmen’nin yönettiği CSO’ nun muhteşem bir konserini izledik. Konser Denizli’deki 2 300 yıllık Laodikya antik kentindeki tiyatrodan naklen verildi ve İki opera sanatçısı; soprano Görkem Ezgi Yıldırım ve Tenor Mert Süngü, orkestraya eşlik etti. 20 bin kişilik tiyatro tıklım tıklım doluydu ve bir Avrupa konserini aratmayacak nitelikteydi. Opera, bale ve konserde Avrupa’yı aratmayacak bir seviyede olduğumuzu söyleyebilirim. Bu faaliyetler az da olsa izleyici buluyor. Yine geçenlerde televizyonda kendinden geçip zikreden toplulukları izledik. Bu da, Osmanlıdan ve daha öncesinden bize kalan bir miras. Bunu benimseyen ve uygulayan oldukça kalabalık bir kesim de var.
Zikir Ayini Denizli'deki CSO Konseri
Bu hafta sonu üç günlüğüne ablamı ziyarete İstanbul’a gittik. Bu fırsattan istifade ederek AKM’yi gezmek imkânını buldum. Taksim meydanını süsleyen bu Muhteşem mimari eseri dostlarımın da gezmesini sağlık veririm. AKM nin tam karşısına bir de Osmanlı- Selçuklu karışımı bir cami inşa edilmiş. Bu da geçmişi özleyenlerin, eskiye duydukları hayranlık sonucudur. Bütün bunlar da Türkiye’deki ikilemi çok güzel aksettiriyor.
Taksim Cami AKM
Seyahat esnasında sık sık rastladığımız şu fotoğrafı da sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim:
Bu tezat durumlara pek çok ülkede rastlanabilir. Sorun gericilerin çoğunluğu elde edip, bir şeriat devleti kurmak istemelerinde. Modernlik kavramı bizde çok yeni bir kavram ve halkın istemesi ile değil yöneticilerin gayreti ile yukarıdan aşağıya doğru gelişmiş. Bizde Descartes, Rousseau, Spinoza, Kant gibi düşünürler de hiç olmamış.
Yine de “yenilikcilik” ülkemizde oldukça kuvvetlidir. Ancak, aydınların takiyye ile aldatılabileceğini de unutmayalım.
İşimiz oldukça zor gözüküyor.