DUAYEN

Antalya Müzesi

Antalya Müzesi, 1922 yılında, Süleyman Fikri Erten tarafından Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra bölgeye gelen işgal güçlerinin yağmasından kurtarılan eserlerin korunması amacıyla kurulmuştur. İlk olarak, Kaleiçi’nde bulunan Alaaddin Camisi içinde, daha sonra ise Yivli Cami’de yer alan Müze, 1972 yılında bugünkü binasına taşınmıştır. 1964 senesinde açılan bir yarışmada; jüri kararı ile, Doğan Tekeli, Sami Sisa ve Metin Hepgüler'in hazırladığı proje birinci seçilmiştir. Antalya Müzesi, bugün 30 bin metrekarelik bir alanda 14 sergi salonu ile heykel ve değişik eserlerin sergilendiği açık hava galerileri ve bahçeden oluşmaktadır. Antalya Bölgesi’nin sınırları içerisinde yer alan üç antik kültür bölgesi olan Likya, Pamfilya ve Pisidya’nın önemli bir bölümü Antalya Müzesi’nin sorumluluk alanına girmektedir. Antalya Müzesi, bir arkeoloji ve tarih müzesi olup aynı zamanda bölge müzesi olarak da nitelendirilebilir. Koleksiyondaki eserlerin büyük bölümü bölgede yapılan kazılardan elde edilmiştir. Salonlarda, Antalya topraklarının binlerce yıllık geçmişini yansıtan, kronolojik ve yer yer konularına göre sergilenen eserler görülebilir. Özellikle Perge’de bulunan Roma Dönemi eserleriyle ve müze kurtarma kazılarından ortaya çıkan ilginç ve ünik buluntularıyla Antalya Müzesi, dünyanın en önemli müzeleri arasında sayılmaktadır. Müze, 1988 yılında “Avrupa Konseyi Yılın Müzesi” ödülüne layık görülmüştür.(Ş. İncedemir, S.Başak, Ö. Şahin, A. Ş. Şenoğlu)

Bayındırlık Bakanlığı tasarruf nedeniyle, maalesef mesleki kontrollüğü müelliflere vermemiş, inşaat Bayındırlık Müdürlüklerindeki teknik elemanlarca yürütülmüştür. Bu nedenle proje müelliflerin itirazlarına rağmen pek çok değişikliklere uğramış ve ilaveler yapılmıştır. Eminim bu gün müellifler, binayı görmek dahi istememektedirler. (Aynı durum Samsun ve Moda Kolejlerinde bizim başımıza geldiği için gayet iyi biliyorum). İçerdeki eserlerin muhteşemliği bu eksikliği örtmekte ve görmemezlikten gelinmektedir. Bu nedenle Müelliflerin yıkıma rıza göstereceğine inanıyorum. Yine de muhakkak izin alınmalıdır.(Sadece Doğan Tekeli’nin hayatta olduğunu sanıyorum)

Gerek projeye uyulmaması gerek o zamanki malzemelerin yetersizliği gerekse yıpranmalar, eskime ve yer darlığı nedeniyle Antalya’nın yeni bir müzeye ihtiyacı vardır. Sayın Prof. Havva İşkan’ın da söylediği gibi Depolar ağzına kadar, birçok insanın haberdar olmadığı eserlerle doludur. Tabii bu müzenin; içindeki muhteşem eserler gibi, mimarisinin de muhteşem olmasını istemekteyiz. Dünyada bazı şehirler müzenin içindekiler kadar mimarisi ile de üne kavuşmuş ve mimari şehrin ekonomisinin değişmesine neden olmuştur. Buna örnek olarak Bilbao şehrindeki, mimar Frank Gehry’ nin tasarladığı Gogenheim müzesini örnek olarak gösterebiliriz. Yine, Josep Lluís Sert, Santiago Calatrava, Norman Foster, Ieoh Ming Pei, , Mario Botta, Frank Lloyd Wright gibi pek çok mimarlar eserleriyle şehirlere artı değerler kazandırmışlardır. Son yıllarda, Türk mimarlarının yaptığı dünya çapındaki müzelerimiz olduğunu da unutmayalım. Bunları da şöyle sıralayabiliriz: Gaziantep’te Celal Abdi Güzer tarafından tasarlanan Zeugma Mozaik Müzesi, Tabanlıoğlu tarafından müzeye dönüştürülen İstanbul Modern, Emre Arolat’ın tasarladığı İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Ömer Selçuk Baz, Okan Bal, Cenk Kurtel, Mehmet Yılmaz, Berrin Yavuz'dan oluşan ekibin tasarladığı Çanakkale Troya Müzesi.

Özet olarak, bu muhteşem antik eserlere yakışan dünya çapında muhteşem mimarisi olan yeni bir müzemiz olsun istiyoruz. ANSİAD; Hilmi Ünsal’ın başkanlığında, bu işle uğraşacak bir heyet kurdu. Arzumuz, biraz da halkın bu projeye sahip çıkmasını sağlamak. Çok rasyonel de olsa bu gibi işleri başarmak ülkemizde çok zor oluyor. Bazen çok abuk sabuk şeyler de ortaya çıkabiliyor. En büyük sorunumuz da arsa. Mevcut arsa belki Antalya’nın en güzel arsası. Herkesin gözü üstünde. Tabii, 70 dönüm olan adanın tamamının müzeye tahsis edilmesi işin en idealidir. Arsanın diğer 40 dönümünde Kara Yollar lojmanları, sosyal tesisleri ve Meteoroloji Müdürlüğü binaları bulunmaktadır. Bunlar da kamu yapıları olmakla beraber hiç biri müze kadar sosyal, ekonomik, kültürel ve eğitsel yönden önemli değildir. “Ehemmi mühimme tercih ederek” diğer yapıları başka yerlere taşınması ve adanın tamamının müzeye tahsis edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. O zaman bütün emeklerin ve uğraşların anlamı daha da artacaktır.

Hilmi’ye ve ekibine kolaylıklar ve başarılar diliyorum.

 

Yayın Tarihi
18.11.2023
Bu makale 664 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Ercan Abinin ve ANSİAD’ın haberi olmayabilir ama Bakanlik yeni müze binası projesini ihale edip yaptıralı epey oldu.Ben de proje revizyon önerileri çalışma grubunda incelemiştim. Tabi Uluslararası bir proje yarışması ile üretilseydi daha iyi olacaktı

Nevzat çevik 18.11.2023

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!