Geçen gün Ege Cansen “Kazları yolmak” başlıklı makalesinde AKP nin liberal duruşunu dört maddede çok güzel anlatmış. Maddeler şöyle:
- Hava basmak için israftan kaçınma
- Yatırımın büyüklüğü, iktisadi olmasından büyüktür.
- İktidardayken kendinin ve yandaşlarının geleceğini güvenceye almayı sakın ihmal etme.
- Kayırmacılık günah, ihalede yolsuzluk haram değildir.
Sosyalistler ise devletçiliği bir marifet olarak görüyorlar. Mahalli idarelerde “Üretici belediye” adı altında inanılmaz şeyler yapılıyor. Susam yetiştirmekten kafe işletmeciliğine, heykelcilikten asfalt üretmeye kadar aklınıza ne iş gelirse onlarda var.
Yıl 1977 Sayın Tonguç belediye başkanı. Ben de Meclis üyesiyim. O zamanlar yine sol rüzgârlar esiyor. İdol de Arnavutluk ve başkanı Enver Hoca. Biz; sahibi olduğumuz, 12 odalı küçük bir motel işletiyoruz. İşçiler Oteli ele geçirip beni kapıya koymak istiyorlar. Nasıl olacak, nasıl işletecekler hala aklım almıyor. Aynı hava belediyede de esiyor. Müteahhide, tüccara pay vermek istemiyorlar. Bu arada şehir merkezinde bulunan toptancı halini şimdi operanın olduğu yere taşımaya karar verdiler. Tabii inşaatı belediye yapıyor. Briketleri bile; Boğaçay şantiyesinde, belediye üretiyor. Başkan övünerek işi bedavaya getirdiklerini gururla anlatıyor. Ben de merak edip bir fiyat analizi yaptım. Briket fiyatının piyasanınkinden üç misli daha pahalı olduğu ortaya çıktı (bir briketin piyasa fiyatı 5, Belediye briketinin maliyeti ise 15 Tl.). Tabii çok kızdılar siyaset yaptığımı falan söylediler. Yine aynı şekilde Kepeze bir hastane yapıldı. İnanın şimdiye kadar bu kadar kötü ve kalitesiz bir yapı görmedim. İhtilale kadar bu böyle devam etti gitti.
Söylemek istediğim şu: Rejimin adı ne olursa olsun eğer bir işi yaparken kârlılığı hesaplamıyorsanız başarılı olmanız mümkün değil.
Özelleştirme de aynen öyle değil mi? Sosyalistler özelleştirme yapmayacağız, yapılanları da kamulaştıracağız derken, AKP varımızı yoğumuzu özelleştirip, ekonomiyi eline yüzüne bulaştırdı. Hâlbuki formül gayet basit: Devlet kâr edemeyeceği için ticarete kalkışmamalı. Ancak, stratejik ve rekabeti olmayan kurumları kendinde bırakmalı ve tabii iyi bir kontrol sağlanmalıdır.
Nasıl “Kâr” ediliyor bir öğrenebilsek, rejim her halde pek önemli olmayacak.
Yoksa, üste tükürsek bıyık alta tükürsek sakal.