İki Kitap
Geçen haftaki yazımda fanatizmden ve siyasi fanatiklerden bahsetmiştim. Bu yazımda sizlere kominizmi ve aşırı devletçiliği ironi ve hicivlerle anlatan çok beğendiğim; sosyal demokrasi devrimini de etkilemiş olan, iki kitabın özetini vermek istiyorum.
• Aldous Leonard Huxley’ in (1894 –1963) “Cesur Yeni Dünya”’ sı
Bu kitapta insanların insani olan duygulardan yoksun ve de her şeyin bir kontrol altında olduğu dünyadan bahsedilmektedir. İnsanlar doğduklarında bazı sınıflara ayrılır ve de kaderleri belirlenir. Burada da normal doğum yasaktır. Londra’nın kuluçka merkezi içinde bütün bebekler dünyaya gelmekte olup alt kategoriden itibaren üst kategoriye doğru bir şekilde epsilon, gama, delta ve de alfa diye sınıflandırılır. Epsilon en alt kategori olmaktadır. Doğan bebeklerin bazısı işçi bazısı ise belirli bölgelerde yaşamak için ayrılır ve de ona göre eğitim verilir. Bu romanda uykuda eğitim yöntemi ile her bir sınıfa mutlu ve huzurlu oldukları aşılanır. Alt sınıfta olanlar bu sınıfta olma mutluluğu ile aşılanır. Tamamen devlet tarafından yönetilen insanlar ile dolu dünyada yaşanır. Doğan bebeklerin bilincine girilir ve de herkesin mutlu olduğu kodlanır. Aile kavramı bulunmadığı için de eş yoktur ve herkes birden fazla kişi ile birlikte olabilir. Bu dünyada yaşayanlar sürekli hap kullanmaktadırlar. Hap insanlara rahatlama verir ve her şey çok toz pembe görünür. Hastalanmak, yaşlanmak ve de şişmanlamak gibi olgular yoktur çünkü ilaçlar bunları önler. Ayrıca diğer dünya vardır. Burada da vahşiler denilen insanlar yaşar. İnsani duyguların hemen hepsini barındıran bu insanlar aşık olur, hastalanır, şişmanlar. Bir gün kurulan yeni dünyadan diğer dünyaya 2 kişi gelir ve de araştırmaya başlar. Burada bir anne ve de oğlu ile tanışır. Onları Londra kuluçka merkezine getirirler. Burada deneyler yapılır fakat vahşiler asla burada ki yere ayak uyduramaz ve kaçarlar. Bu romanda üreme teknolojisi, öjenik ve de uykuda öğretim sistemleri sayesinde toplum değiştirilmiştir. Bu tanımlanan dünya aslında bir ütopya olarak gözükebilir, fakat çok ironik bir ütopyadır. Çünkü insanlık sağlıklı olmakta, teknolojik açıdan gelişmiş olmakta, savaşlar ve yoksulluk yok edilmiş olmaktadır. Irkların tam olarak eşit olduğu ve de herkesin mutlu olduğu bir dünya mevcuttur. Ancak, ironik biçimde bütün gelişmeler bireyler için önemli olan değerlerin yok edilmesi ve kaldırılmasıyla başarılmıştır. Bu değerler; aile, sanat, kültürel çeşitlilik, edebiyat ve felsefe olmaktadır. Yeni Dünya'da tanrı da Ford'dur. Ayrıca salt bir şekilde zevki önüne gelen ile seks yapmada ve de vücutta yan etkileri aza indirilmiş uyuşturucu kullanmada hedonisttik (Hazcılık) bir topluma dönüşmüştür.
• George Orwell’ in (1903 - 1950) “Hayvanlar Çiftliği” adlı kitabı
Hayvan Çiftliği’nin başkişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirir. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar, kısa sürede önder bir takım oluşturur; ama devrimi de yine onlar yolundan saptırır. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuzun, düpedüz Stalin’i simgelediği açıktır. Diğer kahramanlar gerçek kişileri çağrıştırmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir. Alt başlığı Bir Peri Masalı olan Hayvan Çiftliği, bir masal anlatımıyla yazılmıştır; ama küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değil, çarpıcı bir politik taşlamadır.
Eğer önceden okumadıysanız ve vaktiniz olursa bu kitapları okumanızı tavsiye ederim.