Ahlak

Immanuel Kant (22 Nisan 1724 - 12 Şubat 1804), Prusya kökenli bir Alman filozoftur. Alman felsefesinin kurucu isimlerinden biri olmuş, Aydınlanma Çağı ve felsefe tarihinin kendisinden sonraki dönemini belirgin olarak etkilemiştir. Bugün Rusya topraklarında bulunan Königsberg'de doğan Kant'ın epistemoloji, metafizik, etik, ahlak ve estetik alanlarındaki kapsamlı ve sistematik çalışmaları, onu modern Batı felsefesinin en etkili isimlerinden biri haline getirmiştir.

Kant, “Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi” adlı kitabında şöyle der: Bir davranış yapılmadan önce o davranışın yapılış amacı (niyeti) önemlidir. Buradaki niyet sadece ödeve uygun olarak, amacı kendisi için olan salt iyiyi (niyeti) gerçekleştirmektir. Salt iyi yasaya uygun olandır. Kant'ın bu düşüncesine ödev ahlakı “iyi niyet ahlakı” denir. Bir eylem, bir çıkar veya beklenti içerisinde yapılmışsa bu eylem, koşullu eylemdir ve bu eylem ahlaki değildir. Ahlak felsefesinin temel kavramları iyi, kötü, vicdan, ahlak yasası, kural, etik, irade ve ahlaki eylemdir. Bu kavramların tamamı soyut olduğu için her filozof tarafından da farklı yorumlanmıştır.

Bayram değil seyran değil bu da nereden çıktı diyeceğinizden eminim. Amacım, başımdan geçen bir olayı ve seçim nedeniyle yapılan ahlaksızlıkları anlatmak.

  • Bir personelinizi işten çıkartmak isteyebilirsiniz. Bu çok normal bir şeydir. Ama “sen çalışmaya devam edeceksin” deyip arkadan o görev için yeni bir personel aramaya kalkarsanız doğru olmaz. Burada niyetin personeli işten çıkartmak olduğu açıktır. Yeni personeli buluncaya kadar eski personeli oyalamak ise etik bir davranış olmaz.
  • Seçim ortamında iktidar; yirmi seneden beri yapmadığı, pek çok şeyi şimdi vaat ediyor. Burada amaç seçimi kazanmaktır. Bu da ahlaki bir iş değildir.

Bazı insanlar akıllı değil ama kurnazdır. Bunlar, pek çok işlerini bu yolla kolayca çözerler. Hatta toplumda takdir de görürler. Burada dikkat edilecek şey “neye niyet edip ne yapıldığıdır”.

Altında kandırmanın yattığı “Kurnazlığın” da çok ahlaki olduğu söylenemez.

Yazımı La Fontaine’ nin ünlü bir öyküsü ile bitirmek istiyorum. Tilki ormanda dolaşırken kargayı; ağzında koca bir peynir parçası, bir dalda güneşlenirken görür. Günaydın sevgili karga kardeş diye yanına yaklaşır ve iltifatlar yağdırmaya başlar. “Tüylerin güneşte ne güzel parlıyor. Hele sesinin çok güzel olduğunu ormanda bilmeyen hiç kimse yok. Bundan çok memnun olan karga sesinin güzelliğini göstermek için gagasını sonuna kadar açarak şarkı söylemek ister. Tabii ağzındaki peyniri yere düşürür ve tilki de peyniri afiyetle yer.

Kaynak: Vikipedi

Yayın Tarihi
07.05.2023
Bu makale 574 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!