Sevgili hemşerim Ali Yılmaz’ın geçen haftaki yazısını görünce ayni şeyi düşünmüşüz diye aklımdan geçti. Yazıyı okuyunca, konuya başka açılardan baktığımız anlaşıldı. Ali Yılmaz yazısında, yerli ve milliliğin toplumun çıkarlarını her şeyin üstünde tutmak olduğunu söylüyor ve İYİ partiyi millet “yerli ve milli” etti diyerek yazısını bitiriyor. Ben ise “ yerli ve milli” liğin ne demek olduğunu nasıl olması gerektiğini ve bu gün geçerli olup olmadığını tartışmak istiyorum.
Çocukluğumuzda “yerli malı haftası” diye günler vardı. Yerli üretimlerimiz tanıtılır ve onları kullanmamız teşvik edilirdi. Daha çok Sümerbank ürünleri öne çıkar, meyve ve sebzelerimiz teşhir edilir, yenilir içilirdi. Aradan yarım asırdan fazla zaman geçti ve çok şey değişti. Ne Sümerbank kaldı ne de yerli tohum. Şimdi dünya o kadar küçüldü ki nerde daha ucuz ve daha iyi mal buluyorsan oradan alıyorsun. Demek ki bir malın sadece yerli olması bir şey ifade etmiyor. Aynı zamanda ucuz ve dünya kalitesinde de olacak. Ürettiğiniz mal iç piyasaya göre olduğu zaman dışarıya mal satamıyorsunuz. Onun da ucuz ve dünya kalitesinde olması gerekli. Demek ki yerli olmak değil evrensel olmak gerekiyor. Millilik hamasi bir kelime olarak kaldığı müddetçe insanları kendi içine kapatıyor ve bağnazlaştırıyor. Dünyamızda milli olan şeylerin de medeni ölçülerde evrensel olması gerekiyor. Neden Avrupa birliğine bu kadar çok girmek istiyoruz? Niçin Birleşmiş Milletlere ve Avrupa Konseyine üyeyiz? Neden kanunlarımızı, adetlerimizi hatta yaşam tarzımızı dünya standartlına getirmeye çalışıyoruz? Dünya repertuarında kaç Türk müzisyenin eseri çalınıyor? Dünya müzelerinde kaç Türk sanatçının eseri var? Nobel almış kaç bilim adamımız var? Bulgaristan’ın bir katili, adil yargılanma yok diye bize iade etmedi. Bundan daha büyük bir utanç olabilir mi? Lafta milli olsanız ne olur olmasanız ne olur. Milli hasletlerin kanunlar başta olmak üzere medeni, evrensel, dünya ölçülerine uygun olması gerekiyor. Özetlemek gerekirse “yerli ve milli” lafı çok gerilerde kaldı, şimdi “evrensel ve dünyalı” sözü geçerli. Bunu şöyle de ifade edebiliriz: Değerlerimiz evrensel olmadığı ve dünyaya hitap etmediği zaman hiç bir kıymet ifade etmiyor.
Bence “yerli ve milli” olan tek bir şey var o da “dil”. Dil ne alınır ne satılır. İnsanların iletişimini sağlar. Bu iletişim iyi olursa ülke ilerler, kötü olursa geriler. “Evrensel ve dünyalı” olmak için dilimizi hem kullanmak hem de geliştirmek zorundayız. AK parti bu konuda oldukça başarılı! Arapça kelimeler yanında şimdi de bolca amorf, arkaik, heteredoks gibi Latince kökenli kelimeler kullanmaya başladılar. Bunlar belki, cehaletliklerini saklamaya yarıyorsa da Türkçe’ nin de içine ediyorlar.