GERONTOLOJİK BAKIŞ

Yaşlılık: Duyu ve duygu arasında sıkışan yaşam dönemi

Mademki algı çevredeki nesne ve olayları anlama, yani duyularla hissetme, anlama, tanımlama, sınıflandırma ve nesnelere ve olaylara tepki vermeye hazırlanma sürecidir, o zaman yaşlılığı ve yaşlıları nasıl algılıyoruz, diye sorabiliriz? Zaman zaman umudumu kaybediyor ve yaşlılığı algılayamadığımız kuşkusuna kapılıyorum. Çünkü nüfusta sürekli çoğaldıkları halde yaşlıların durumuna bir tepki vermiyoruz.

Nasıl bir tepki bekliyorum? Karşıdan bakmakla yaşlılık sorunlarımızı çözmeyeceğimiz bellidir. Arada sırada toplanıp sözde entelektüel tartışmalarla da yaşlılık sorunlarına çözüm getiremeyiz. Yaşlılık sorunlarımızı çözecek fikirleri icraatlar takip etmiyor. Meseleyi konuştuktan sonrasını getirmede sıkıntılarımız var. Buna tembellik de diyebiliriz, umursamazlık da! Bence tembel değiliz. İşimize geliyorsa dünyanın en çalışkan insanları olabildiğimizin pek çok kanıtı vardır. Yaşlılık bizi ilgilendiren bir mesele değil. Sorunumuz umursamazlık.

Yaşlılık sorunlarımızı umursamadığımız o kadar belli ki… Kendi alanımdan örnek vereyim: 2009 yılından beri Gerontolog yetiştiriyoruz. Milli servetten Gerontolog yetiştirmeye para harcıyoruz. Üniversitelerde Gerontoloji bölümlerinde hocalara görev veriyoruz, binalar inşa ediyoruz ve sonra ne oluyor? Gençlere bir diploma verip “haydi eyvallah” deyip sırtımızı dönüyoruz. Bu gençlere iş vermeyeceksek, mesleklerinde kariyer olanaklarının önünü tıkayacaksak, o zaman hem paramıza yazık, hem de gençlere!

İş ve kariyer imkânı tanımadığın Gerontologları neden yetiştiriyorsun? Laf olsun diye mi? Biz Gerontolog yetiştiriyoruz demek için mi? Gerontoloğa ihtiyaç yoksa Gerontoloji bölümlerini kapat, bunların yerine ihtiyacın olan başkalarını aç. Bu daha iyi olmaz mı? Ülkemizde Gerontolog ihtiyacı var, ama bunu algılama sorununu aşamıyoruz. Dışarıdan bakıldığında sanki Gerontologların önünü tıkayan birileri var gibi görünüyor. Gerontoloji diplomalı işsiz yetiştirme merkezine dönmemeli. Bu böyle gitmez, gidemez ve gitmesine müsaade etmeyeceğiz..

Yaşlılık sorunlarımız her geçen gün büyüyor. Sadece kronik hasta ve bakıma muhtaç yaşlıları dikkate alsak, bu bile yaşlılık sorularımızın ne kadar büyük olduğunu görmeye yetecektir. Ancak bunu görmek istemiyormuşuz gibi bir durum da hâsıl oldu. Yıllardır hep aynı şey: Seçimler yaklaşmaya başlayınca, akla gelen yaşlılar seçimlerin ardından “unutkanlık vadisinde” kaybolup gidiyor.

Bu yüzyılın üstesinden gelmek istiyorsak, yaşlılık sorunlarımızı çözmek zorundayız. Bu, isteğe veya “tatlı gönlümüze” bağlı değildir. Yaşlılık sorunları duyusal hislerimizi harekete geçirecek tarz ve biçimde masaya yatırılmalıdır. Bunu en iyi Gerontoloji yapar. Gerontoloji, toplumu ve politikayı geleceğe hazırlamak için çaba harcarken, diğerleri bunu görmezden geliyorsa, o zaman yaşlılık sorunlarına umursamazlık eleştirisine de katlanmak zorundalar.

Yaşlılık sadece sorun yaratan değil, aynı zamanda fırsat yaratan bir yaşam dönemidir. Tabii bu fırsatları yaratabilecek kabiliyet ve bilgi varsa. Fakat umursamazlık ile bilgisizlik ikiz kardeştir. Umursamazlık bilgisizliği, bilgisizlik umursamazlığı desteklemektedir. 65 yaş üzeri nüfusumuz 9 milyona yaklaşıyor. 50 yaş üzeri nüfusumuz 20 milyonu aştı. Bunu algılamada sorun varsa, sadece göz doktoruna görünmek yetmez, kalp doktoruna da görünmek gerekir. Gönüllerde yaşlılara yer ayırmadıkça, duyusal algıyla bir yere varamayız. Duygularımızı harekete geçirmek lazım. Bu yılda Kurban Bayramı kapıda. Televizyonlarda ve özellikle de reklam filmlerinde; pencere önlerinde bekleyen veya mutlu aile ortamında öpücüklere boğulan yaşlı görüntülerini göreceğiz, hep birlikte içimiz sızlayarak. Seçim sizin, gerçekler ortada. Yaşlılığının seyri hakkında kim zihninde hangi görüntüye sahipse, mutlaka er ya da geç, hissesine düşeni alacaktır. Yaşlılık bireysel bir kader midir, yoksa toplumsal bir sorumluluk mudur? Cevabı literatürde belli olan bu soru, bugün, yarın ve gelecekte, özellikle bizi bir araya getiren bayramlarımızda gönlümüze düşen bir ‘şey’ olacaktır. Gerontoloji bunu biliyor ve böyle buyuruyor. Gerisi yaşamının anlamını düşünen tüm ölümlülerin meselesi…

Yayın Tarihi
29.06.2022
Bu makale 586 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!