GERONTOLOJİK BAKIŞ

Önyargı mı, Yoksa Psikiyatrik Vaka mı?

Prof. Dr. Üstün Dökmen, Gerontoloji camiası olarak yazılarını büyük bir dikkatle ve heyecanla takip ettiğimiz kıymetli akademisyen, fikir insanı ve saygıdeğer bir şahsiyettir. Bir konu hakkında farklı görüşlerin olmasının, o konunun kapsamını genişleteceğine olan inancımızdan dolayı, bu haftaki yazımızda Sayın Prof. Dr. Üstün Dökmen Hocamızın aşağıdaki görüşüne göre düşüncelerimizi paylaşıyoruz.

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Prof. Dr. Üstün Dökmen (03 Eylül 2023) diyor ki: "Aksi bir yaşlıya gidip 'Sen gelişim dönemlerinden zararlı çıktığın için şimdi böylesin' derseniz hata yapmış olursunuz, yorumunuz bir işe yaramaz, üstelik ona saygısızlık ederek saldırmış da olursunuz. Yapılabilecek şey, öfkesiyle acı çeken ve çevresine zarar veren yaşlıları, bu alanda çalışan psikiyatristlere yönlendirmektir."

Sayın Prof. Dr. Dökmen’in düşüncelerini okuyunca, 2300 yıl önce yaşamış olan Aristoteles geldi aklıma. O da yaşlılar hakkında böyle ifadelere yer vermiş, o da yaşlıları “aksi”, “huysuz”, “kavgacı” olarak tanımlamıştır.

Gerontolog olarak bu iddiaları çürütmek yerine, yaşlılara ve yaşlılıkla ilgili konulara daha geniş bir açıdan yaklaşmayı faydalı buluyorum. Yaşlılık, insan hayatının bir evresidir ve bu dönemdeki bireylere saygı ve anlayışla yaklaşılması gerekmektedir. Dökmen'in ifade ettiği gibi yaşlılara karşı olumsuz veya aşağılayıcı sözler sarf etmek yerine, onlara yardımcı olabilecek ve yaşamlarını daha iyi bir şekilde sürdürebilmelerine destek olacak yaklaşımlar, daha etik ve daha insani bir davranış biçimidir.

Yaşlılık, insan yaşamının gelişim dönemlerinin son aşamasıdır. İnsanlar bebeklikten başlayarak, farklı evrelerden geçer ve yaşlılık bu evrelerden biridir. Yaşlılık, deneyim, bilgelik ve birçok olumlu yönü içinde barındırır. Bu dönemde insanlar hayatları boyunca öğrendikleri deneyimleri kullanarak çevrelerine fayda sağlayabilirler.

Yaşlılara saygı, insan haklarına saygının bir parçasıdır. Yaşlı insanların yaşamlarını sürdürme hakkı vardır ve onların deneyimlerine, bilgeliklerine ve ihtiyaçlarına saygı göstermek toplumumuzun bir sorumluluğudur.

Yaşlılık dönemi, fiziksel ve psikolojik olarak karmaşık bir dönemdir. “Aksi ve güler yüzlü” şeklinde iki gruba ayrılamazlar. Gençleri de bu şekilde sınıflandırabiliriz ve bu da yanlıştır. Her yaşlı aynı değildir ve her birinin yaşam deneyimleri, sağlık ve psikolojik durumu farklıdır. Bu nedenle, yaşlıların psikolojik ihtiyaçlarına dair genellemeler yapmak yerine, bireysel yaklaşımların tercih edilmesi daha uygun olacaktır.

Yaşlıların psikolojik yardıma ihtiyaçları olabilir, ancak bu sadece bir seçenektir ve “aksi” davranışlar psikiyatrik hastalık değildir. Eğer “aksi davranan” kişileri psikiyatriste yönlendirecek olsak, başta gençleri yönlendirmek gerekecektir. Çünkü aksi davranışlar söz konusu ise, gençler bu davranışlara çok daha fazla eğilim göstermektedir. Kadın cinayetleri, hayvanlara eziyet, çocuk istismarı, yaşlıya şiddet, ihmal ve istismar gibi, pek çok “aksi davranış” genellikle yaşlılardan kaynaklanmaz.

Yaşlılara (ve gençlere de) destek sunan farklı profesyonel ve sosyal hizmet bulunmaktadır. Bu hizmetler arasında sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, terapistler ve ülkemizde bir yenilik olarak hastanelerde görev alan Gerontologlar ve yaşlılara sosyal destek sağlayan organizasyonlar bulunmaktadır.

Yaşlı bir insan "aksilik" yaparsa, bu psikiyatrik bir hasta olduğu anlamına mı gelir? Tabii ki hayır, yaşlı bir insanın "aksilik" yapması, psikiyatrik bir hasta olduğu anlamına gelmez. Yaşlılar da diğer yaş grupları gibi, zaman zaman hatalar yapabilirler veya aksi davranışlara yönelebilirler. Bu davranışlar takvimsel yaşımızla ilgili değildir. Yaşlanma süreci, bilişsel yeteneklerde bazı değişikliklere yol açabilir, ancak bu her zaman psikiyatrik bir hastalıkla ilişkilendirilmez.

Toplumumuzda gençler arasında yaşanan olumsuz olaylar ve "aksi" davranışlar, genç nesille ilgili kaygılarımızı artırmaktadır. Ancak bu tür davranışları gösteren gençleri (veya yaşlıları), otomatikman psikiyatrik vaka olarak değerlendirmek, durumu basit bir şekilde ele almaktır.

Gençlik de yaşlılık gibi fiziksel, duygusal ve zihinsel açıdan değişikliklerin yaşandığı karmaşık bir dönemdir. Gençler, kimliklerini bulma, bağımsızlık kazanma ve dünyayı keşfetme sürecindedirler. Bu süreçte bazı gençler, olgunluk eksiklikleri nedeniyle aksi davranışlar sergileyebilirler. Elbette, bazı gençler psikiyatrik sorunlar yaşayabilir ve bu sorunlar, davranışlarının altında yatan nedenler olabilir. Örneğin, depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk gibi psikiyatrik bozukluklar, gençler arasında da görülebilir. Ancak her "aksi" davranış sergileyen genç, psikiyatrik bir vaka değildir.

Gençlerin davranışları, aileleri, arkadaşları ve toplumsal faktörler tarafından da etkilenebilir. Aile içi sorunlar, çocukluk travmaları, kötü arkadaş çevresi gibi etkenler, gençlerin davranışlarını etkileyebilir. Bu nedenle, sadece gençleri değil, aynı zamanda aileleri ve toplumu da desteklemek ve bilinçlendirmek önemlidir.

Gençlerin olumlu davranışlar geliştirmelerine yardımcı olacak, önleyici ve eğitici yaklaşımların önemi büyüktür. Okullarda, ailelerde ve toplumda gençlere duygusal zekâ, problem çözme becerileri, iletişim becerileri gibi konularda eğitim vermek, olumsuz davranışların azaltılmasına katkı sağlayabilir.

Prof. Dr. Üstün Dökmen Hocamızın samimi düşünceleri, yaşlılara karşı maalesef olumsuz bir önyargıya işaret etmektedir. Bu ifadeler yaşlılara karşı önyargıları veya ayrımcılıkları yansıtıyor gibi görünmektedir. Yaşlı insanlara "gelişim dönemlerinden zararlı çıktığını" söylemek, yaşlanma sürecini ve yaşlı insanların değerini küçümsemek anlamına gelebilir. Yaşlılara karşı önyargılı davranmak, yaşlılıkla ilgili yanlış inançların ve ayrımcılığın yayılmasına neden olabilir.

Oysa yaşlı insanlar da, toplumun önemli bir parçasıdır ve yaşamlarının son dönemlerinde saygı ve anlayışla onlara yaklaşılması gerekmektedir. Toplumun her kesimine, yaş, cinsiyet, etnik köken veya diğer faktörler temelinde önyargılı davranmamak önemlidir. Yaşlılara karşı önyargılı davranmak yerine, ihtiyaçlarına ve deneyimlerine değer vermek daha anlamlı ve önemlidir. Yaşlılık, hayatın bir evresidir ve hepimiz bir gün yaşlanacağız. Böyle buyuruyor Gerontoloji; bizden söylemesi…

Yayın Tarihi
07.09.2023
Bu makale 255 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!