GERONTOLOJİK BAKIŞ

Öğrenci Merkezli Öğrenme

Lise hayatından üniversite hayatına geçiş yapan gençler, yükseköğretimin sağladığı prestijin bilincindeler. “Üniversiteli” veya “üniversite gençliği” gibi sıkça kullanılan kavramın ardında bu prestij yatar. Ancak üniversiteli gençlik, bu prestiji haklı çıkaracak bir eğitimden geçmemektedir.

Ülkemizin yükseköğretim modeli, sadece akademik bilgiyi aktaran bir süreç olarak işlev görmektedir. Hâlbuki aynı zamanda öğrencinin öğrenme ve çalışma tarzını, kendisinin belirlemesine olanak tanıyan bir deneyim de olmalıdır. Geleneksel öğrenme yaklaşımlarının ötesine geçerek, öğrenci merkezli bir yaklaşım benimsenmeli, öğrencilerin derinlemesine anlama, eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmelerini de sağlanmalıdır. Kanımca bu sürecin üniversitede değil, henüz lise hayatında başlaması uygun olur.

Yükseköğretimin öğrencilere akademik özgürlük ve sorumluluk sağlayarak, kendi öğrenme yollarını belirlemelerine olanak tanıması için geleneksel sınıf yapılarına dayanmayan, öğrencilere çeşitli dersleri seçme ve ilgi alanlarına odaklanma fırsatları sunan bir eğitim modelini benimsemesi gerekir. Bu durum, öğrencilerin kendi öğrenme tarzlarını daha iyi şekillendirmelerine ve ilgi duydukları konuları keşfetmelerine de olanak tanıyacak, öğrenme deneyimlerini daha anlamlı kılacak ve tatmin edecektir.

Dolayısıyla öğrenci merkezli öğrenme, sadece ders içeriğine değil, aynı zamanda öğrenme süreçlerine ve yöntemlerine odaklanmak zorundadır. Herkesin öğrenme tarzı farklıdır. Öğrenciye kendi öğrenme tercihlerine uygun yöntemleri seçme fırsatı sunmak, onun öğrenme etkinliğini artıracaktır. İnteraktif ders materyali, grup çalışmaları, proje tabanlı öğrenme ve araştırma fırsatları gibi, yaklaşımların önemi daha fazla dikkate alınmalıdır.

Geleneksel öğrenme yaklaşımlarında karşılaşılan ezbercilik yerine, öğrenciler sorunları analiz etmeyi, farklı bakış açılarına açık olmayı ve bilgiyi uygulamayı öğrenmelidir. Bu durum, onların iş dünyasında ve kişisel yaşamlarında daha başarılı olmalarını da sağlayan beceriler edinmelerine de katkı sağlayacaktır.

Öğrenci merkezli öğrenme, öğrencilerin öz-yönetim ve zaman yönetimi becerilerini geliştirmelerine de yardımcı olacaktır. Öğrenciler, derslerini, ödevlerini ve çalışmalarını yönetirken, bireysel hedeflerine ulaşmak için kendi stratejilerini geliştirecek, bu beceriler ise disiplinli ve organize olmayı sağlayan ek beceriler elde etmelerine katkı sağlayacaktır.

Şu anki yükseköğretimde, öğrenci merkezli öğrenme ve çalışma arka planda kalmaktadır. Öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerini şekillendirme ve geliştirme fırsatları yok denecek kadar azdır. Bu yüzden akademik başarı düzeyi vasatın üstüne çıkamamaktadır. Eleştirel düşünme ve iletişim becerileri konusundaki eksiklikler, öğrencilerin gelecekteki başarı potansiyelini de azaltmaktadır.

Üniversiteler, öğrencilerin potansiyellerini keşfetmelerine ve en iyi şekilde kullanmalarına yardımcı olmalı, onları donanımlı, özgüvenli ve bağımsız bireyler olarak meslek hayatına ve özel hayata hazırlamalıdır. Böyle buyuruyor Gerontoloji; bizden söylemesi…

Yayın Tarihi
29.08.2023
Bu makale 268 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!