DUAYEN

Ticaret (Sanayi)

Dünya kurtulduğundan beri ticaret var olmuştur. İlk önceleri takas usulü ile daha sonra değerli madenlerle sonralarda da para ile bu iş devam etmiştir. Tarihe baktığımız zaman ticaretle uğraşan ülkelerin hem zengin hem de başarılı olduğunu görürüz. Ticaret sanıldığı gibi kolay bir meslek değildir. Sermaye, yetenek, özveri ve çok çalışma gerektirir. Başarılı olamazsan cezasını da; hiç acımadan, iflas olarak kendisi verirSümerlerde, Mısırda, Antik Yunan’da, Roma’da ticaret ve ticaret yolları her zaman önemli olmuştur. Bu nedenle pek çok savaşların çıktığını biliyoruz. Roma imparatorluğunda lejyonların sağladığı güven ortamı zayıflayınca ticaret azalmış ve İmparatorluk çökmüştür. Bunun ardından Avrupa’da da ticaret yok olma mertebesine gelmişti. Ancak, 9. y.y.  sonrasında; Feodal düzenin kurulması ile yerel beylikler az da olsa güvenliği sağlamış ve göçebe istilalarını durdurmayı başarmıştır. Bu durum ticaretin gelişmesine zemin sağlamıştır. Avrupa’da ticaretin artmasına diğer bir sebep de Haçlı seferleridir. Doğu ile tanışan Venedik, Ceneviz, Pisa gibi İtalyan kentleri Akdeniz’de Müslümanlarla ticarete başlamışlar ve zenginleşmişlerdi. Ticaretin canlanması ile krallar; sırtlarını burjuva sınıfına dayayarak, aldıkları vergilerle daha iyi bir gelire sahip olma imkânını bulmuşlardır. Bu da onlara feodal beyler karşısında daha güçlü bir duruma geçmelerini ve ordu kurmalarını sağladı. Ancak derebeylerin kalelerini fethetmek hemen hemen imkânsızdı. Feodalitenin ortadan kalkması ancak ateşli silahların (Top)  kullanılmasından sonra mümkün olabilmiştir. Böylece Feodalite siyasi örgütlenmesi yerini güçlü ve mutlakiyetçi monarşilere bıraktı ( Pınar Arpacı). Zenginleşme sadece halkın refahını artırmakla kalmadı. Zenginleşen Kent soyluları (Burjuvalar) çocuklarına daha iyi sivil eğitim verebilmek için eğitime daha fazla önem vermeye başladılar. Zenginlikle birlikte sanat ve bilim gelişme gösterdi. Avrupanın zenginleşmesinde Yeni kıtaların keşfi, müstemlekeler ve kölelerin kullanılması da çok etkili olmuştur. Sanayi devriminden sonra ise işçilerin istismar edilmesi, çocukların ve kadınların kötü şartlarda çalıştırılması bir zümrenin zenginleşmesini sağlamış ve kazandıkça hırslanan zümre acımasız bir hal almıştır. Köleliye pek önem verilmezken (Sanırım tüm dinler köleliği kabul ettiği için) işçilere uygulanan haksızlıklar toplumlarda büyük infiale neden olmuştur. Vahşi kapitalizm denilen bu duruma çözüm olarak 19. asırda sosyalizm bulunmuştur. Ancak, Karl Marks’ın sanayi toplumları için öngördüğü sistem Almanya veya İngiltere gibi bir sanayi ülkesi yerine Rusya gibi bir tarım ülkesinde uygulama alanı bulması şaşırtıcı olmuştur.

Dünya ticaretine bu kısa bakıştan sonra isterseniz bir de bize bakalım. Osmanlı İmparatorluğunda mutlak padişah hâkimiyetinin hüküm sürdüğü totaliter bir rejim vardı. Padişahı dengeleyecek bir federatif yapılanma yoktu. İki sınıf gözüküyordu: Padişah(Saray) ve kulları. Sipahi, Tımar, Zeamet; Padişahın seçtikleri kişilerin yönettiği, mülkiyeti padişaha ait topraklardır. En önemlisi Osmanlı’da mülkiyet hakkının saraya ait olmasıdır. Bu husus halkın gelişmesini ve zenginleşmesini büyük çapta engelledi ve dolayısı ile bir burjuva sınıfı oluşmadı. Tabii bu durumda Osmanlı sanayi devrimini de yakalayamadı. Batıda büyüyen sanayi pazarı Emperyalizmi yaratırken,  Osmanlıda da devletin sonunu getirdi.

 Tüketiciler açısından iktisadi faaliyetlerin amacı, mal ve hizmetlerin mümkün olduğu kadar ucuz kaliteli ve bol bulundurulmasını sağlamaktır. Osmanlı’da devlet ekonomide mal arzını bollaştırmak kalitesini yükseltmek ve fiyatını düşük tutmak için üretim ve ticaret üzerinde sıkı şekilde yürütülen bir müdahaleciliği benimsemiş bulunmaktaydı. Bu nedenle iktisat politikası ihracatı zorlaştıran ithalatı ise kolaylaştıran bir politika idi. Osmanlı gelirinin çoğunu savaşlardan topladığı ganimetlerden oluştuğu için üretime de çok önem vermedi. Kapitülasyonların nedeni de budur. Fetihler azaldıkça da gelir doğal olarak azalmıştır. Bu tarz Batının Merkantalist (  Sömürücü, zenginliğin kaynağı olarak değerli metalleri gören, ihracatı teşvik eden, ithalata karşı olan bir sistem ) bakış açısından çok farklı Provizyonist ( Tüketiciyi ön plana alan, mal ve hizmetlerin bol, ucuz ve kaliteli olmasını amaçlayan ihracatı değil ithalata öncelik veren bir sistem )bir bakış açısıdır (Mehmet Genç). Bu nedenle Osmanlı devamlı satın alan ve taklit eden bir ülke olmuş ve hiçbir şey üretememiştir. Maalesef Osmanlı ne İslam’ın gerçek kültürel mirasçısı oldular ne de Avrupa Rönesans hareketine ilgi duymuştur (Doğan Kuban). Din anlayışıyla büyülenen fakir ve cahil halk ise eğitimi pek umursamamış, medrese ve sübyan okulları ile yetinmiştir. Zengin aileler ise çocuklarını azınlık okullarına göndermeyi yeğlemişlerdir.

Osmanlı topraklarında ticareti Yahudiler ve yabancılar yapmış ve onlar zengin olmuşlardır. Bu gün bile hala tüccara sahtekâr gözüyle bakılır. Nerdeyse Kâr etmek ayıp ve haramdır. Buna “Gizli Sosyalizm” denebilir. Günümüzden iki örnek vererek yazımı bitirmek istiyorum:

  • Üyeleri iş insanları olan ANSİAD, Toptancılar Halini yaparken yüklenicilere kâr vermemek için üyeleri mühendislerle inşaatı yapmaya kalktı. Hem de; etik olmayacak şekilde, diğer firmalardan teknoloji kopyalayarak.
  • Devlet, bir işi ihale ettikten sonra, yüklenici ile tekrar masaya oturuyor ve fiyat kırdırıyor (biraz da baskı ile). Rekabet nedeniyle zaten düşük olan fiyat biraz daha aşağıya çekiliyor. Çünkü yüklenicinin fazla kar etmemesi lazım! Böyle iflas eden pek çok firma oldu………

Cumhuriyet edebiyatına yahut karikatürlerine bakınca; tüccar olarak, bakkalların her zaman alay edildiğini ve aşağılandığını görürüz.

Maksadım şunu ifade etmek: Bir ülkede ticaret (Sanayi) gelişmeden zenginlik olmaz, zenginlik olmayınca da ne refah, ne sanat ne de bilim olur. Sadece zenginlik mi? Tabii ki değil. Onları da gelecek yazılarımda anlatmaya çalışacağım.

 

Yayın Tarihi
08.06.2020
Bu makale 2519 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!