DUAYEN

Sosyalizm

Geçen haftaki yazımın konusu “Milliyetçilik” idi. Bu hafta böyle bir konu seçmemin nedeni de Sanatçı Emre Kınay’ın bir TV röportajında söylediği sözler oldu. Bizde ideoloji tutmak; içeriğine pek bakmadan, futbol takımı tutmaya benziyor. Yahut bir moda gibi, bir rüzgâr esiyor herkes milliyetçi, sosyalist hatta komünist oluveriyor.

Emre Kınay’ın röportajı milliyetçileri (İyi parti ve MHP) de oldukça kızdırdı. Bu kızgınlık daha çok Ülkücülük ile ilgili idi. Ben başka bir açıdan bakacağım. Sayın Kınay kendini tanımlarken şöyle dedi: “Ben, demokratik, laik, Cumhuriyetten yanayım ve Atatürk ilkelerini sonuna kadar savunuyorum”. Sonra ekledi: “Ben, koyu bir sosyalistim.” İyi de Atatürk sosyalist değil ki. İzmir İktisat Kongresinde alınan kararların bir tanesi, özel sektöre kredi verecek bir banka kurulmasını öneriyor. Altı oktaki devletçilik daha çok stratejik alanlarda devlet hâkimiyetini vurgulamaktadır. Atatürk, o zamanlar genç bir ekonomist olan Keynes’ in kitabını derhal tercüme ettirerek Lozan konferansında belge olarak kullanacaktır.

Taraf tutmadan; sadece tariflerden yola çıkarak, şu sosyalizm neymiş bir bakalım isterseniz.

  • Sosyalist ekonomide hükümet üretme araçlarına ve onların kontrolüne sahiptir. Özel sektör yoktur. Kişisel mülkiyete ise bazı durumlarda izin verilmektedir. Karl Marks sosyalizmi Komünizmin ilk basamağı olarak kabul eder.
  • Kamu menfaatleri birey menfaatlerinden önce gelir.
  • Vahşi kapitalizme tepki olarak doğan sosyalizm egemen güçlerin hegemonyasını kırmayı ve hakça bir gelir dağıtımı sağlamayı amaçlamıştır.

Kulağa hoş gelen bu sözler uygulamada hiç de böyle olmadı. Bu sefer insanlar karma bir sistemi denemeye kalktılar. Sosyal demokrasi olgusu; 19. Yüzyılın ilk yarısından bu yana, emekçi sınıfların yürüttüğü sosyal ve siyasal mücadele ile egemen sınıfların verdiği ödünler sonunda varılan uzlaşmanın ürünüdür. Bu süreçte klasik liberal demokrasinin değerler sistemi korunmuş ama sosyal adalet, sosyal devlet, sosyal haklar gibi yeni değerlerle beslenmiştir.

Konuya biraz daha yakından bakınca, ikinci dünya savaşından sonra Avrupa ülkelerinin sosyal demokrat pek çok ülkesi Marksizm’le olan bağlarını terk edecek ve bunun yerine yönlerini; kapitalizmi sosyalizme dönüştürecek, toplumsal politika reformları uygulamaya doğru çevireceklerdir. Sosyal demokratların yeni liberalizm veya sosyal liberalizm olarak tarif ettikleri “ÜçüncüYol”1990 yıllarında ortaya çıkmıştır.  Bu bazılarınca “Piyasa sosyalizmi” olarak da adlandırılacaktır. Büyük çabalarımıza rağmen giremediğimiz Avrupa Birliğinin tüm ülkeleri bu prensiplere uymaktadırlar.

Tamam Sosyalizmi anladık da hangi sosyalizm?

Kaynakça: wikipedia

Yayın Tarihi
25.05.2020
Bu makale 1321 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!