Bu yazım; ders anlatır gibi; belki biraz sıkıcı olacak. Weber’in dediği gibi bir ülkenin rasyonel olması, rasyonel insanlarının çoğalması ile oluyor. Muhakkak ki herkesin meslek sahibi olması her şeyi bilmesi mümkün değil. Ama bazı bilgilerin herkes tarafından bilinmesi yapılacak faaliyetlerin daha sağlıklı olmasını sağlayabilir. Mikrobun bulaşıcı olduğunu, çıplak elektrik kablolarına dokunulmayacağını, yüksek enflasyonun kötü olduğunu hepimiz biliriz. Bunun için doktor, elektrik mühendisi veya iktisatçı olmaya gerek yok. Bu kavramlar da bence öğle.
Restorasyon tarihi bir kalıntının onarılması demektir. İlk önce insan onarımda objeyi aynen orijinali gibi yapmak gerektiğini düşünebilir. Halbuki restorasyon eski kalıntıyı korumak, ancak formunu tamamlamak veya ayakta durmasını sağlamak için yapılacak çalışmaları da dürüstçe göstermeyi gerektiriyor. Örneğin bir mermer kolonun eksiği mermerle değil tamamen belli olacak şekilde tuğla veya betonla yapılması doğru oluyor. Kötü bir örnek olarak Aspendos Tiyatrosunu gösterebiliriz. Büyük paralar harcayarak TİYATRONUN TAŞLARININ KULLANILIĞI MADENDEN MERMERLER GETİRİLEREK PIRIL PIRIL; YENİDEN YAPAR GİBİ, BİR ONARIM YAPILDI. Tabii bu yanlıştır ve eski esere saygısızlıktır.
Koruma ise eski eserlerin genellikle hava şartlarından korunması için yapılan çalışmadır. Bunun en güzel örneği sanırım İshak Paşa Sarayıdır. Korumada cam ve çelik gibi zıt malzemeler kullanılmıştır. Bu tarz halka biraz tezat gibi gelse de yapılan doğrudur. Eski bina ile onu koruyan elemanların; eskinin daha iyi anlaşılması için, tamamen zıt olması gerekir.
Tarihi yapılara ilave için en iyi örnek ise Paris’teki Louvre Müzesi binası için Japon mimar Ming Pei’ın tasarladığı Cam piramittir. Burada da eski ve yeniyi net bir şekilde ayırabiliyorsunuz. Fırsatınız olursa bu muhteşem eseri görmenizi sağlık veririm. Cama akseden Saray siluetinin yarattığı tezat görülmeye değer.