DUAYEN

Özelleştirme

Bu günlerde en çok eleştirilen şeylerden biri de her şeyi ithal etmemiz. Özelleştirilen pek çok fabrika nedeniyle artık o fabrikalarda üretilen mallar dışarıdan döviz ile getirtiliyor. Son 16 yılda 278 devlet kurumundan 207'si özelleştirilmiş. Kâğıt fabrikaları (SEKA), Oteller, Şeker fabrikaları, Santraller, Gübre sanayi, Tekel işletmeleri, Sümer Bank bunlardan birkaç tanesi. Önemli bir kısmı Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan bu fabrikalar sadece üretmekle kalmamış, cumhuriyet ilkelerini de yaymak görevini üstlenmiş ve birer kültür merkezi olmayı başarmışlardı. Atatürk aslında liberal ekonomiyi savunsa da; ülkedeki sermaye yokluğu nedeniyle, yatırımları devlet eliyle yapmak zorunda kalmıştı. Türk solu devletçiliğin devamını istemiş ve özelleştirmeye hep karşı gelmiştir. KİT adıyla anılan kamu iktisadi teşekkülleri kötü işletilmeleri ve irrasyonel yapıları ile bütçeye zarar vermeye ve yük olmaya başlamıştı.  Özelleştirme fikri Özal’ın başbakanlığı zamanında başlamış (1983) ve liberal hükümetler tarafından benimsenmişti. O dönemlerde verimsizliği gören İngiltere, Almanya gibi bazı Avrupa ülkeleri de özelleştirme yaparak bu yükten kurtulmak istemişlerdir.

Ben şahsen; stratejik kurumlar dışında, özelleştirme yapılması taraftarı olan biriyim. Devlet hantal yapısıyla ticareti başaramamakta, kurum hemen arpalığa dönüşmekte, tesisler gelişen ve yenilenen bir duruma gelememektedir. Avrupa bunu başarmış ve bu yükten kurtulmuştur. Almanya’ da; Doğudan kalan, pek çok tesisin bedava denecek fiyatlara satıldığını biliyoruz. Bizde bu iş neden olmadı? Bir tek nedeni var. Açıkgöz yöneticilerimiz İşletmeyi değil spekülasyonu sevdikleri için satış antlaşmalarına; Avrupa’da olan, bir maddeyi koymayı ihmal ettiler. Bu madde de şöyle: Alıcı satın aldığı tesisinin fonksiyonunu yenileyerek, geliştirerek devam ettirmek zorunluluğu.  Yani tesisler kapanmayacak daha modern ve verimli şekilde çalışmaya devam edecek. Bizde ise fabrikalar kapatılıp yıkıldı arsaları ya rezidanslara ya da AVM’ lere dönüştürüldü. 

Solcu kardeşlerimiz bu hususu göz ardı ederek, devletçiliği savunuyor her şeyi kamulaştırmak istiyorlar. Solun sosyal anlayışı kabul de üretim tarzı irdelemeye değer. Baksanıza, Komünist ağa babalar bile ticareti özel sektör gibi yapmaya çalışıyor.

Yeni ekonomik sistem denilen durumda amaç ucuz mal üretip çok mal satmak ve cari açığı kapatarak çok Dolar kazanmak. Kendi ihtiyacını karşılayamayan, sadece ara malı üreten bir ülke bunu nasıl yapacak? Biri bunu bana anlatsın.

 

Yayın Tarihi
09.01.2022
Bu makale 885 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!